Öneri Formu
Hadis Id, No:
2734, B000184
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنِ امْرَأَتِهِ فَاطِمَةَ عَنْ جَدَّتِهَا أَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِى بَكْرٍ أَنَّهَا قَالَتْ:
أَتَيْتُ عَائِشَةَ زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم حِينَ خَسَفَتِ الشَّمْسُ ، فَإِذَا النَّاسُ قِيَامٌ يُصَلُّونَ ، وَإِذَا هِىَ قَائِمَةٌ تُصَلِّى فَقُلْتُ مَا لِلنَّاسِ فَأَشَارَتْ بِيَدِهَا نَحْوَ السَّمَاءِ وَقَالَتْ سُبْحَانَ اللَّهِ . فَقُلْتُ آيَةٌ فَأَشَارَتْ أَىْ نَعَمْ . فَقُمْتُ حَتَّى تَجَلاَّنِى الْغَشْىُ ، وَجَعَلْتُ أَصُبُّ فَوْقَ رَأْسِى مَاءً ، فَلَمَّا انْصَرَفَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ ، ثُمَّ قَالَ "مَا مِنْ شَىْءٍ كُنْتُ لَمْ أَرَهُ إِلاَّ قَدْ رَأَيْتُهُ فِى مَقَامِى هَذَا حَتَّى الْجَنَّةِ وَالنَّارِ ، وَلَقَدْ أُوحِىَ إِلَىَّ أَنَّكُمْ تُفْتَنُونَ فِى الْقُبُورِ مِثْلَ أَوْ قَرِيبًا مِنْ فِتْنَةِ الدَّجَّالِ - لاَ أَدْرِى أَىَّ ذَلِكَ قَالَتْ أَسْمَاءُ - يُؤْتَى أَحَدُكُمْ فَيُقَالُ مَا عِلْمُكَ بِهَذَا الرَّجُلِ فَأَمَّا الْمُؤْمِنُ - أَوِ الْمُوقِنُ لاَ أَدْرِى أَىَّ ذَلِكَ قَالَتْ أَسْمَاءُ - فَيَقُولُ هُوَ مُحَمَّدٌ رَسُولُ اللَّهِ ، جَاءَنَا بِالْبَيِّنَاتِ وَالْهُدَى ، فَأَجَبْنَا وَآمَنَّا وَاتَّبَعْنَا ، فَيُقَالُ نَمْ صَالِحًا ، فَقَدْ عَلِمْنَا إِنْ كُنْتَ لَمُؤْمِنًا ، وَأَمَّا الْمُنَافِقُ - أَوِ الْمُرْتَابُ لاَ أَدْرِى أَىَّ ذَلِكَ قَالَتْ أَسْمَاءُ - فَيَقُولُ لاَ أَدْرِى ، سَمِعْتُ النَّاسَ يَقُولُونَ شَيْئًا فَقُلْتُهُ."
Tercemesi:
Bize İsmail, ona Mâlik, ona Hişam b. Urve, ona eşi Fatıma, ona büyük annesi Ebu Bekir kızı Esmâ’nın şöyle dediğini rivayet etti:
Nebi’nin (sav) zevcesi Âişe’nin yanına güneş tutulduğu zaman gitmiştim. Herkesin ayakta namaz kılmakta olduğunu gördüm. Kendisi de ayakta namaza durmuştu. İnsanların bu durumu ne, dedim. Eliyle semaya doğru işaret ederek: Subhanallah, dedi. Ben: Bu, bir âyet (alâmet) midir? dedim, evet anlamında işaret etti. Ben de kalkıp namaza durdum, (ayakta durmamın uzun sürmesinden ötürü) sonunda bana baygınlık geldi, başımın üstüne de su dökmeye başladım. Rasulullah (sav) namazı bitirince Allah’a hamd ve senada bulundu, sonra da şöyle buyurdu: "Daha önce görmediğim ne varsa, -cennete ve cehenneme varıncaya kadar- muhakkak onu bulunduğum bu yerde gördüm. Ayrıca bana şu vahyolundu: Sizler kabirlerde, Deccâl’ın fitnesi gibi yahut ona yakın –(Ravi Fâtıma dedi ki:) Esmâ’nın bunların hangisini söylediğini bilemiyorum- bir fitneye maruz kalırsınız. Sizden birinize gidilir, bu adam hakkındaki bilgin nedir denilir, mümin kimse ya da kesin yakîn sahibi kişi –Esma’nın bunların hangisini söylediğini bilemiyorum-, O Allah’ın Rasulü Muhammed’dir, O bize apaçık delillerle geldi ve biz de onun davetini kabul ettik, iman ettik, tabi olduk, diyecek. Buna: Hoş ve rahat bir halde uyu, denilir, biz esasen senin gerçekten bir mümin olduğunu bilirdik. Münafık kimseye ya da şüphe edene –Esma’nın bunların hangisini söylediğini bilemiyorum- gelince, o da: Bilmiyorum, ben insanların bir şey söylediğini işittim, ben de onu söyledim, der."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Vudû 37, 1/234
Senetler:
1. Esma bt. Ebu Bekir el-Kuraşiyye (Esma bt. Ebu Bekir b. Ebu Kuhafe)
2. Fatıma bt. Münzir el-Esediyye (Fatıma bt. Münzir b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Bilgi, gayb olan konular ve muğayyebatı hamse
Bilgi, gaybdan haber verme
Fitne, Fesat, İfsat, fitnecilik, bozgunculuk
Namaz, Kusûf namazı