Giriş

Bize İbrahim b. Musa, ona İsa, ona Abdurrahman b. Yezid b. Cabir, ona Ata el-Horasanî, ona Mevlâ İmraetihi Ümmü Osman şöyle rivayet etmiştir: Kûfe minberinde Ali'yi şöyle derken işittim:
"Cuma gününde şeytanlar sancakları ile çarşılara çıkıp insanlara işlerini hatırlatırlar -ravi şüpheye düşüp الرَّبَائِثِ kelimesini zikretmiştir- ve onları cuma namazından alıkoyarlar. Melekler de çıkarlar ve mescidin kapısına oturup imam (hutbeye) çıkana dek ilk ânda geleni (ve) ikinci vakitte geleni yazarlar. Kişi, (imamı) işitip görebileceği yere oturduğunda susar ve konuşmazsa ona iki ecir vardır. Eğer uzakta durup (imamı) işitemeyeceği (bir yere) oturur, susar ve konuşmazsa ona da bir ecir vardır. Şayet (imamı) işitip görebileceği bir yere oturur, konuşup susmazsa ona bir günah vardır. Cuma günü yanındakine 'sus' diyen bile boş konuşmuştur. Boş konuşanın da cumasından bir nasibi yoktur."
Ardından Ali, hutbesinin sonunda bunu Rasulullah'ın (sav) buyurduğunu söylemiştir.
Ebû Davud şöyle demiştir: Bu hadisi Velid b. Müslim, İbn Cabir'den الرَّبَائِثِ kelimesini zikretmek suretiyle nakletmiş, (senetteki raviyi de) hanımının mevlâsı Ümmü Osman b. Atiyye şeklinde zikretmiştir.


Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır. Velid b. Müslim ile Ebu Davud arasında inkita' vardır.

    Öneri Formu
274607 D001051-2 Ebu Davud, Salat, 202, 203