1 Kayıt Bulundu.
Bana Abdullah b. Saîd, ona Affân b. Müslim, ona Sahr b. Cüveyriye, ona Nâfi, ona İbn Ömer şöyle demiştir:
Rasulullah (sav) zamanında, sahabeden bazı adamlar rüya görür, bu rüyalarını Rasulullah'a (sav) anlatırlardı. Rasulullah (sav) da o rüyaları Allah'ın dilediği şekilde tabir ederdi. Ben ise o sırada yaşı küçük bir delikanlı idim. Evlenmeden önce benim evim mescitti. Kendi kendime “eğer sende bir hayır varsa, elbette bu adamların gördüğü gibi rüya görürsün” dedim. Nihayet bir gece yattım ve “Allah'ım, eğer bende bir hayır bilmekte isen, bana bir rüya göster” diye dua ettim.
Ben bu şekilde yatıp uyurken birden benim yanıma iki melek geldi. Onlardan her birinin elinde demirden yapılmış ucu çıngıraklı birer sopa vardı. Onlar beni cehenneme yöneltip götürüyorlardı. Ben onların ikisi arasında iken “Allah'ım cehennemden Sana sığınırım” diye dua ediyordum. Sonra rüyamda beni, elinde demirden yapılmış çıngıraklı bir sopası bulunan bir melek karşıladı ve bana “sakın korkma, sen ne güzel adamsın, keşke bir de çokça namaz kılsan” dedi. Ardından beni götürüp cehennemin kıyısında durdurdular. Bir de baktım ki, cehennem kuyu duvarı gibi örülmüştü ve kuyu çıkıntıları gibi birçok çıkıntılı yanları vardı. Her iki çıkıntı arasında elinde demirden yapılmış ucu çıngıraklı bir sopası bulunan bir melek vardı. Ben cehennemin içinde, zincirlerle baş aşağı, asılmış birtakım insanlar gördüm. içlerinde Kureyş'ten, tanıdığım birçok insan vardı. Sonra melekler beni sağ taraftan götürdüler.