Giriş

Bize Kuteybe b. Said, ona Malik b. Enes, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve), ona Âişe rivayet etmiştir; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe –hadisin metni onun lafızlarıyla aktarılmıştır– ona Abdullah b. Numeyr, ona Hişam, ona babası (Urve’nin) naklettiğine göre Âişe şöyle demiştir:
“Rasulullah (sav) zamanında bir gün güneş tutuldu. Rasulullah (sav) kalkıp namaza durdu. Uzun süre kıyamda kaldı.
Sonra rükûa gitti, rükûu da çok uzattı. Sonra rükudan doğruldu ve uzun süre yine kıyamda bekledi, fakat bu ilk kıyamdan daha kısa idi.
Sonra yine rükûa vardı. Bu rükûu da oldukça uzatmakla birlikte birinci rükûundan kısa tuttu.
Sonra secdeye gitti.
Secdeden ayağa kalktı, ilk kıyamdan daha kısa olmakla birlikte kıyamda uzunca durdu.
Sonra rükûa gitti. Uzun bir süre rükuda kaldı, ama bu rükû birinci rükûdan kısaydı.
Sonra rükûdan doğrulup uzunca süre kıyamda bekledi, ancak bu birinci kıyamından kısaydı.
Arkasından rükû yaptı ve ilk rükûdan kısa olmakla birlikte rükûunu uzattı. Sonra secdeye gitti. Sonra Rasulullah (sav) namazdan çıktı. O sırada güneş tutulması bitmişti.
Sonra ashaba hitaben bir konuşma yaptı. Hutbesinde Allah’a hamd ve senâda bulunduktan sonra şöyle buyurdu:
“Şüphesiz Güneş ve Ay, Allah’ın ayetlerindendir. Her ikisi de herhangi birisi öldü ya da hayat buldu diye tutulmazlar. Bu sebeple siz onları (tutulmuş vaziyette) gördüğünüz vakit tekbir getirin, Allah’a dua edin, namaz kılın, sadaka verin. Ey Muhammed ümmeti, erkek yahut kadın herhangi bir kulunun zina etmesi en çok Allah’ın zoruna gider. Vallahi, bildiklerimi bilseydiniz şüphesiz çok ağlar, pek az gülerdiniz. Şimdi söyleyin tebliğ ettim mi?”
Malik’in rivayetinde: “Şüphesiz Güneş ve Ay, Allah’ın ayetlerinden iki ayettir” denilmiştir.


    Öneri Formu
281486 M002089-2 Müslim, Küsûf, 1