Öneri Formu
Hadis Id, No:
282118, M004225-3
Hadis:
حَدَّثَنَاهُ أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى زَائِدَةَ ح وَحَدَّثَنَا إِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا أَزْهَرُ السَّمَّانُ ح وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عَدِىٍّ كُلُّهُمْ عَنِ ابْنِ عَوْنٍ بِهَذَا الإِسْنَادِ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ . مِثْلَهُ أَصَابَ عُمَرُ أَرْضًا بِخَيْبَرَ فَأَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم يَسْتَأْمِرُهُ فِيهَا فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أَصَبْتُ أَرْضًا بِخَيْبَرَ لَمْ أُصِبْ مَالاً قَطُّ هُوَ أَنْفَسُ عِنْدِى مِنْهُ فَمَا تَأْمُرُنِى بِهِ قَالَ « إِنْ شِئْتَ حَبَسْتَ أَصْلَهَا وَتَصَدَّقْتَ بِهَا » . قَالَ فَتَصَدَّقَ بِهَا عُمَرُ أَنَّهُ لاَ يُبَاعُ أَصْلُهَا وَلاَ يُبْتَاعُ وَلاَ يُورَثُ وَلاَ يُوهَبُ . قَالَ فَتَصَدَّقَ عُمَرُ فِى الْفُقَرَاءِ وَفِى الْقُرْبَى وَفِى الرِّقَابِ وَفِى سَبِيلِ اللَّهِ وَابْنِ السَّبِيلِ وَالضَّيْفِ لاَ جُنَاحَ عَلَى مَنْ وَلِيَهَا أَنْ يَأْكُلَ مِنْهَا بِالْمَعْرُوفِ أَوْ يُطْعِمَ صَدِيقًا غَيْرَ مُتَمَوِّلٍ فِيهِ . قَالَ فَحَدَّثْتُ بِهَذَا الْحَدِيثِ مُحَمَّدًا فَلَمَّا بَلَغْتُ هَذَا الْمَكَانَ غَيْرَ مُتَمَوِّلٍ فِيهِ . قَالَ مُحَمَّدٌ غَيْرَ مُتَأَثِّلٍ مَالاً . قَالَ ابْنُ عَوْنٍ وَأَنْبَأَنِى مَنْ قَرَأَ هَذَا الْكِتَابَ أَنَّ فِيهِ غَيْرَ مُتَأَثِّلٍ مَالاً غَيْرَ أَنَّ حَدِيثَ ابْنِ أَبِى زَائِدَةَ وَأَزْهَرَ انْتَهَى عِنْدَ قَوْلِهِ « أَوْ يُطْعِمَ صَدِيقًا غَيْرَ مُتَمَوِّلٍ فِيهِ » . وَلَمْ يُذْكَرْ مَا بَعْدَهُ . وَحَدِيثُ ابْنِ أَبِى عَدِىٍّ فِيهِ مَا ذَكَرَ سُلَيْمٌ قَوْلُهُ فَحَدَّثْتُ بِهَذَا الْحَدِيثِ مُحَمَّدًا . إِلَى آخِرِهِ .
Tercemesi:
Bize (bu hadis) Ebubekir b. Ebu Şeybe, ona İbn Ebî Zâide, T Bize İshak (), ona Ezher es-Semmân, Bize Muhammed b. Müsennâ, ona Abi Ebu Adiy, onlara (Abdullah) b. Avn şu isnadla ona Nafi', ona da (Abdullah) b. Ömer hadisini aynı lafızlarla rivayet etti. (Babam) Ömer'e (ra) Hayber'de ganimetten bir yer düştü, o yer hakkında emrini almak için Hz. Peygamber'e (sav) gitti ve: Ey Allah'ın Rasulü (sav)! bana Hayber'de ganimetten bir pay düştü. (Şimdiye kadar) bana bundan daha kıymetli mal hiç düşmedi. Bunun hakkında bana ne emir buyurursun? dedi. Rasulullah (sav) : "İstersen aslını vakfeder; yeri tesadduk eylersin!" buyurdu.
Bunun üzerine Ömer o yeri aslı satılmamak ve satın alınmamak, miras olarak almamak ve bağışlanmamak şartiyle tesadduk etti. Ömer fakirler, akraba, köleler, Allah yolunda olanlar, yolcular ve misafirler arasmda tesadduk ta bulundu. Onun işlerini üzerine alanın ondan maruf üzere yemesinde veya bir dostuna yedirmesinde bir beis yoktur, yeter ki, malı kendine sermaye yapmasın.
Bu râvilerin hepsi İbni Avn'den bu isnadla bu etmişlerdir. Yalnız İbn Ebu Zâide ile Ezher'in hadîsleri: "Yahut mal sahibi olmaya kalkışmadan, bir dostuna yedirmekte..." cümlesinde biter. Ondan sonrası zikredilmemiştir. İbn Ebu Adiyy'in hadîsinde Süleym'in zikrettiği "Ben bu hadîsi Muhammed'e rivayet ettim ilâh..." sözü vardır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Vasiyyet 4225, /684
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Avn Abdullah b. Avn el-Müzenî (Abdullah b. Avn b. Ertabân)
4. Ebu Amr Muhammed b. İbrahim es-Sülemî (Muhammed b. İbrahim b. Ebu Adî)
5. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Sadaka, kazandıran ameller, öldükten sonra
Sevap, sevap kazanma yolları
Vakıf, vakfedilen malın kullanımı