Öneri Formu
Hadis Id, No:
282819, T000990-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مَنِيعٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ أَخْبَرَنَا خَالِدٌ وَمَنْصُورٌ وَهِشَامٌ فَأَمَّا خَالِدٌ وَهِشَامٌ فَقَالاَ عَنْ مُحَمَّدٍ وَحَفْصَةَ وَقَالَ مَنْصُورٌ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ قَالَتْ تُوُفِّيَتْ إِحْدَى بَنَاتِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « اغْسِلْنَهَا وِتْرًا ثَلاَثًا أَوْ خَمْسًا أَوْ أَكْثَرَ مِنْ ذَلِكَ إِنْ رَأَيْتُنَّ وَاغْسِلْنَهَا بِمَاءٍ وَسِدْرٍ وَاجْعَلْنَ فِى الآخِرَةِ كَافُورًا أَوْ شَيْئًا مِنْ كَافُورٍ فَإِذَا فَرَغْتُنَّ فَآذِنَّنِى » . فَلَمَّا فَرَغْنَا آذَنَّاهُ فَأَلْقَى إِلَيْنَا حِقْوَهُ فَقَالَ « أَشْعِرْنَهَا بِهِ » . قَالَ هُشَيْمٌ وَفِى حَدِيثِ غَيْرِ هَؤُلاَءِ وَلاَ أَدْرِى وَلَعَلَّ هِشَامًا مِنْهُمْ قَالَتْ وَضَفَّرْنَا شَعْرَهَا ثَلاَثَةَ قُرُونٍ . قَالَ هُشَيْمٌ أَظُنُّهُ قَالَ فَأَلْقَيْنَاهُ خَلْفَهَا . قَالَ هُشَيْمٌ فَحَدَّثَنَا خَالِدٌ مِنْ بَيْنِ الْقَوْمِ عَنْ حَفْصَةَ وَمُحَمَّدٍ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ قَالَتْ وَقَالَ لَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « وَابْدَأْنَ بِمَيَامِنِهَا وَمَوَاضِعِ الْوُضُوءِ » . وَفِى الْبَابِ عَنْ أُمِّ سُلَيْمٍ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أُمِّ عَطِيَّةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَى هَذَا عِنْدَ أَهْلِ الْعِلْمِ . وَقَدْ رُوِىَ عَنْ إِبْرَاهِيمَ النَّخَعِىِّ أَنَّهُ قَالَ غُسْلُ الْمَيِّتِ كَالْغُسْلِ مِنَ الْجَنَابَةِ . وَقَالَ مَالِكُ بْنُ أَنَسٍ لَيْسَ لِغُسْلِ الْمَيِّتِ عِنْدَنَا حَدٌّ مُؤَقَّتٌ وَلَيْسَ لِذَلِكَ صِفَةٌ مَعْلُومَةٌ وَلَكِنْ يُطَهَّرُ . وَقَالَ الشَّافِعِىُّ إِنَّمَا قَالَ مَالِكٌ قَوْلاً مُجْمَلاً يُغَسَّلُ وَيُنْقَى وَإِذَا أُنْقِىَ الْمَيِّتُ بِمَاءٍ قَرَاحٍ أَوْ مَاءٍ غَيْرِهِ أَجْزَأَ ذَلِكَ مِنْ غُسْلِهِ وَلَكِنْ أَحَبُّ إِلَىَّ أَنْ يُغْسَلَ ثَلاَثًا فَصَاعِدًا لاَ يُقَصر عَنْ ثَلاَثٍ لِمَا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اغْسِلْنَهَا ثَلاَثًا أَوْ خَمْسًا » . وَإِنْ أَنْقَوْا فِى أَقَلَّ مِنْ ثَلاَثِ مَرَّاتٍ أَجْزَأَ وَلاَ نرَى أَنَّ قَوْلَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم إِنَّمَا هُوَ عَلَى مَعْنَى الإِنْقَاءِ ثَلاَثًا أَوْ خَمْسًا وَلَمْ يُؤَقِّتْ . وَكَذَلِكَ قَالَ الْفُقَهَاءُ وَهُمْ أَعْلَمُ بِمَعَانِى الْحَدِيثِ . وَقَالَ أَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ وَتَكُونُ الْغَسَلاَتُ بِمَاءٍ وَسِدْرٍ وَيَكُونُ فِى الآخِرَةِ شَىْءٌ مِنْ كَافُورٍ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Menî’, ona Huşeym, ona Hâlid, Mansur ve Hişam rivayet etti, Hâlid ve Hişam: Bize Muhammed ve Hafsa rivayet etti, derken, Mansur dedi ki: (Bize) Muhammed, ona Ümm Atiyye’nin şöyle dediğini rivayet etti: Nebi’nin (sav) kızlarından biri vefat etmişti. O: “Onu tek, beş ya da gerek görürseniz bundan fazla defa yıkayınız. Onu su ve sidr ile yıkayın ve sonuncusuna da ya kâfur ya da – bir miktar kâfur- koyunuz. İşinizi bitirdikten sonra da bana haber veriniz” buyurdu. Bizler işimizi bitirince ona haber verdik. O da bize hikvini (belden aşağısını peştamal gibi örten elbisesini) uzattı ve: “Bunu, ona iç gömleği yapın” buyurdu.
Huşeym dedi ki: Bunların dışındaki ravilerin hadisi rivayetinde – bilemiyorum, belki de Hişam bunlardan birisidir- (Ümm Atiyye’nin) şöyle dediği zikredilmektedir: Ve biz onun saçlarını üç bölük halinde ördük.
Huşeym dedi ki: Sanırım o (Hişam) şöyle dedi: Biz, o saçlarını da arkasına bıraktık.
Huşeym dedi ki: Raviler arasından bize Hâlid, ona Hafsa ve Muhammed, onlara da Ümm Atiyye’nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ayrıca Rasûlullah (sav) bize: “(Onu yıkamaya) sağ taraflarından ve abdest alma yerlerinden başlayınız” buyurdu.
Bu hususta Ümm Suleym’den gelmiş rivayet de bulunmaktadır.
Ebu İsa (Tirmizî) dedi ki: Ümm Atiyye’nin rivayet ettiği hadis hasen sahih bir hadistir. İlim ehli nezdinde uygulama da buna göredir. İbrahim en-Nehâi’nin de şöyle dediği rivayet edilmiştir: Ölünün yıkanması tıpkı cünupluktan yıkanmak gibidir.
Mâlik b. Enes de dedi ki: Bize göre, ölünün yıkanması için tayin edilmiş, sınırları belli bir yıkama şekli yoktur. Bunun bilinen bir niteliği bulunmamaktadır ama (ölü) iyice temizlenir.
Şâfiî dedi ki: Mâlik gerçekten oldukça özlü ve kapsamlı bir söz söylemiştir. O, yıkanır ve tertemiz edilir. Ölü katıksız bir su yahut da başka şey de katılmış bir su ile yıkanırsa bu da onu gusletmek için yeterlidir. Ama bizim için daha çok sevdiğimiz üç defa ve daha fazla sayıda yıkanması ve üç defa ile yetinilmemesidir. Çünkü Rasûlullah (sav): “Onu üç ya da beş defa yıkayınız” buyurmuştur. Eğer üç defa yıkamaktan daha azı ile onu temizleyecek olurlarsa bu dahi yeterlidir. Bizim görüşümüze göre, Nebi’nin (sav) “üç yahut beş defa” buyruğu ancak temizlemek anlamını ifade etmek için kullanılmıştır, bu tayin edilen bir sınır değildir.
Nitekim fukahâ da böyle demiştir ve onlar hadisin manasını daha iyi bilirler.
Ahmed ve İshak dedi ki: Yıkayışlar su ve sidr ile yapılır ve son yıkamada da bir miktar kâfur kullanılır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Cenâiz 15, 3/315
Senetler:
1. Ümmü Atıyye el-Ensariyye (Nesibe bt. Ka'b)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
3. Ebu Menâzil Halid el-Hazzâ (Halid b. Mihran)
4. Ebu Muaviye Hüşeym b. Beşir es-Sülemî (Hüşeym b. Beşir b. el-Kasım b. Dinar)
5. Ahmed b. Meni' el-Begavî (Ahmed b. Meni' b. Abdurrahman)
Konular:
Cenaze, cenazenin yıkanması
Cenaze, koku sürmek
Cenaze, sidir ile yıkanması
KTB, CENAZE, CENAİZ