Öneri Formu
Hadis Id, No:
285858, M002102-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ ح وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ - وَتَقَارَبَا فِى اللَّفْظِ - قَالَ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ جَابِرٍ قَالَ انْكَسَفَتِ الشَّمْسُ فِى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ مَاتَ إِبْرَاهِيمُ ابْنُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ النَّاسُ إِنَّمَا انْكَسَفَتْ لِمَوْتِ إِبْرَاهِيمَ . فَقَامَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَصَلَّى بِالنَّاسِ سِتَّ رَكَعَاتٍ بِأَرْبَعِ سَجَدَاتٍ بَدَأَ فَكَبَّرَ ثُمَّ قَرَأَ فَأَطَالَ الْقِرَاءَةَ ثُمَّ رَكَعَ نَحْوًا مِمَّا قَامَ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ مِنَ الرُّكُوعِ فَقَرَأَ قِرَاءَةً دُونَ الْقِرَاءَةِ الأُولَى ثُمَّ رَكَعَ نَحْوًا مِمَّا قَامَ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ مِنَ الرُّكُوعِ فَقَرَأَ قِرَاءَةً دُونَ الْقِرَاءَةِ الثَّانِيَةِ ثُمَّ رَكَعَ نَحْوًا مِمَّا قَامَ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ مِنَ الرُّكُوعِ ثُمَّ انْحَدَرَ بِالسُّجُودِ فَسَجَدَ سَجْدَتَيْنِ ثُمَّ قَامَ فَرَكَعَ أَيْضًا ثَلاَثَ رَكَعَاتٍ لَيْسَ فِيهَا رَكْعَةٌ إِلاَّ الَّتِى قَبْلَهَا أَطْوَلُ مِنَ الَّتِى بَعْدَهَا وَرُكُوعُهُ نَحْوًا مِنْ سُجُودِهِ ثُمَّ تَأَخَّرَ وَتَأَخَّرَتِ الصُّفُوفُ خَلْفَهُ حَتَّى انْتَهَيْنَا - وَقَالَ أَبُو بَكْرٍ حَتَّى انْتَهَى إِلَى النِّسَاءِ - ثُمَّ تَقَدَّمَ وَتَقَدَّمَ النَّاسُ مَعَهُ حَتَّى قَامَ فِى مَقَامِهِ فَانْصَرَفَ حِينَ انْصَرَفَ وَقَدْ آضَتِ الشَّمْسُ فَقَالَ: "يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّمَا الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ آيَتَانِ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ وَإِنَّهُمَا لاَ يَنْكَسِفَانِ لِمَوْتِ أَحَدٍ مِنَ النَّاسِ - وَقَالَ أَبُو بَكْرٍ لِمَوْتِ بَشَرٍ - فَإِذَا رَأَيْتُمْ شَيْئًا مِنْ ذَلِكَ فَصَلُّوا حَتَّى تَنْجَلِىَ مَا مِنْ شَىْءٍ تُوعَدُونَهُ إِلاَّ قَدْ رَأَيْتُهُ فِى صَلاَتِى هَذِهِ لَقَدْ جِىءَ بِالنَّارِ وَذَلِكُمْ حِينَ رَأَيْتُمُونِى تَأَخَّرْتُ مَخَافَةَ أَنْ يُصِيبَنِى مِنْ لَفْحِهَا وَحَتَّى رَأَيْتُ فِيهَا صَاحِبَ الْمِحْجَنِ يَجُرُّ قُصْبَهُ فِى النَّارِ كَانَ يَسْرِقُ الْحَاجَّ بِمِحْجَنِهِ فَإِنْ فُطِنَ لَهُ قَالَ إِنَّمَا تَعَلَّقَ بِمِحْجَنِى . وَإِنْ غُفِلَ عَنْهُ ذَهَبَ بِهِ وَحَتَّى رَأَيْتُ فِيهَا صَاحِبَةَ الْهِرَّةِ الَّتِى رَبَطَتْهَا فَلَمْ تُطْعِمْهَا وَلَمْ تَدَعْهَا تَأْكُلُ مِنْ خَشَاشِ الأَرْضِ حَتَّى مَاتَتْ جُوعًا ثُمَّ جِىءَ بِالْجَنَّةِ وَذَلِكُمْ حِينَ رَأَيْتُمُونِى تَقَدَّمْتُ حَتَّى قُمْتُ فِى مَقَامِى وَلَقَدْ مَدَدْتُ يَدِى وَأَنَا أُرِيدُ أَنْ أَتَنَاوَلَ مِنْ ثَمَرِهَا لِتَنْظُرُوا إِلَيْهِ ثُمَّ بَدَا لِى أَنْ لاَ أَفْعَلَ فَمَا مِنْ شَىْءٍ تُوعَدُونَهُ إِلاَّ قَدْ رَأَيْتُهُ فِى صَلاَتِى هَذِهِ."
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Nümeyr (T) Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr (her iki tarikteki lafızlar birbirine yakındır) ona babası, ona Abdülmelik, ona Atâ, ona Câbİr (ra) şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber'in (sav) oğlu İbrahim'in vefat ettiği gün güneş tutulmuştu. İnsanlar İbrahim'in ölümünden dolayı güneşin tutulduğunu söylediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) ayağa kalkarak, cemaate dört secde ile altı rükulu (iki rekat) bir namaz kıldırdı. Öncelikle tekbir aldı, sonra uzunca Kur'an okudu. Sonra kıyamı kadar uzun bir rüku yaptı. Sonra rükudan başını kaldırarak birinci okuyuşundan daha kısa Kur'an okudu. Sonra ayakta durduğu kadar rüku yaptı. Sonra başını rükudan kaldırarak ikinci okuyuşundan daha kısa Kur'an okudu. Sonra ayakta durduğu kadar rüku yaptı. Sonra rükudan başını kaldırdı. Sonra secdeye kapandı ve iki secde yaptı. Sonra ayağa kalkarak yine üç rüku yaptı ki, bu rükulardan her biri sonrakinden daha uzundu. Rükuu da yaklaşık olarak secdeleri kadar sürüyordu. Sonra geriye doğru çekildi ve arkasındaki saflar da son safa kadar geriye doğru çekildiler. Ravi Ebubekir'in naklettiğine göre kadınlar safına kadar geldiler. Sonra Hz. peygamber (sav) tekrar ilerledi, onunla birlikte cemaat de İlerledi. Nihayet Resulullah evvelki yerinde durdu. Namazı bitirdiğinde güneş de eski haline dönmüştü. Bunun üzerine Resulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ey İnsanlar! Muhakkak ki güneş ve ay Allah'ın varlığının delillerindendir. Bunlar insanlardan birinin ölümünden dolayı tutulmazlar. (Ebubekir: 'Herhangi bir beşerin ölümünden dolayı' demiştir). Siz bu kabil bir şey gördüğدnüzde açılıncaya kadar namaz kılın. Size vadedilen her şeyi ben şu namazımda gördüm. Bana cehennem getirildi. Bu ateşinin alevi bana dokunur korkusu ile gerisin geriye çekildiğimi gördüğünüz sırada oldu. Hatta orada hacıların paralarını çengelli bir asa ile çalan, parasının çalındığını anlayan olursa ona da asama takıldı diyen, parasının çalındığını anlamayanların parasını alıp götüren asalı bir adamın ateş içinde bağırsaklarını sürüdüğünü gördüm. Ben orada kedisini bağlayarak onun haşerat yemesine müsaade etmeyen ve onun açlıktan ölmesine sebebiyet veren kedi sahibi kadını gördüm. Sonra bana cennet getirildi. Bu da eski yerimde duruncaya kadar ilerlediğimi gördüğünüz sırada oldu. Size göstermek için cennetin meyvelerinden koparmak isteyerek elimi uzattım. Sonra bunu yapmamam gerektiğine kanaat getirdim. İşte bu namazımda ben size vadedilen her şeyi görmüş oldum."
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
إِنَّمَا الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ آيَتَانِ مِنْ آيَاتِ اللَّهِ وَإِنَّهُمَا لاَ يَنْكَسِفَانِ لِمَوْتِ أَحَدٍ مِنَ النَّاسِ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Kusûf 2102, /351
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Süleyman Abdülmelik b. Meysera el-Fezârî (Abdülmelik b. Meysera)
4. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Cehennem, Cehennemlikler
Cennet, Nimetleri
Doğa Tasavvuru, Güneş ve Ay Tutulması
Doğa Tasavvuru, Tabiat hadiseleri karşısında gösterilen tavır
Ehl-i Beyt, Hz. Peygamber'in oğlu İbrahim
Güneş Tutulması, Hz. Peygamber'in oğlu İbrahim'in ölümü, güneş tutulması
Haklar, Hayvan Hakları