حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبَادَةَ أَخْبَرَنَا يَزِيدُ حَدَّثَنَا سَلِيمُ بْنُ حَيَّانَ - وَأَثْنَى عَلَيْهِ - حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ مِينَاءَ حَدَّثَنَا أَوْ سَمِعْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يَقُولُ جَاءَتْ مَلاَئِكَةٌ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَهْوَ نَائِمٌ فَقَالَ بَعْضُهُمْ إِنَّهُ نَائِمٌ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ إِنَّ الْعَيْنَ نَائِمَةٌ وَالْقَلْبَ يَقْظَانُ . فَقَالُوا إِنَّ لِصَاحِبِكُمْ هَذَا مَثَلاً فَاضْرِبُوا لَهُ مَثَلاً . فَقَالَ بَعْضُهُمْ إِنَّهُ نَائِمٌ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ إِنَّ الْعَيْنَ نَائِمَةٌ وَالْقَلْبَ يَقْظَانُ . فَقَالُوا مَثَلُهُ كَمَثَلِ رَجُلٍ بَنَى دَارًا ، وَجَعَلَ فِيهَا مَأْدُبَةً وَبَعَثَ دَاعِيًا ، فَمَنْ أَجَابَ الدَّاعِىَ دَخَلَ الدَّارَ وَأَكَلَ مِنَ الْمَأْدُبَةِ ، وَمَنْ لَمْ يُجِبِ الدَّاعِىَ لَمْ يَدْخُلِ الدَّارَ وَلَمْ يَأْكُلْ مِنَ الْمَأْدُبَةِ . فَقَالُوا أَوِّلُوهَا لَهُ يَفْقَهْهَا فَقَالَ بَعْضُهُمْ إِنَّهُ نَائِمٌ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ إِنَّ الْعَيْنَ نَائِمَةٌ وَالْقَلْبَ يَقْظَانُ . فَقَالُوا فَالدَّارُ الْجَنَّةُ ، وَالدَّاعِى مُحَمَّدٌ صلى الله عليه وسلم فَمَنْ أَطَاعَ مُحَمَّدًا صلى الله عليه وسلم فَقَدْ أَطَاعَ اللَّهَ ، وَمَنْ عَصَى مُحَمَّدًا صلى الله عليه وسلم فَقَدْ عَصَى اللَّهَ ، وَمُحَمَّدٌ صلى الله عليه وسلم فَرْقٌ بَيْنَ النَّاسِ .تَابَعَهُ قُتَيْبَةُ عَنْ لَيْثٍ عَنْ خَالِدٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى هِلاَلٍ عَنْ جَابِرٍ خَرَجَ عَلَيْنَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29283, B007281
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبَادَةَ أَخْبَرَنَا يَزِيدُ حَدَّثَنَا سَلِيمُ بْنُ حَيَّانَ - وَأَثْنَى عَلَيْهِ - حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ مِينَاءَ حَدَّثَنَا أَوْ سَمِعْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يَقُولُ جَاءَتْ مَلاَئِكَةٌ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَهْوَ نَائِمٌ فَقَالَ بَعْضُهُمْ إِنَّهُ نَائِمٌ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ إِنَّ الْعَيْنَ نَائِمَةٌ وَالْقَلْبَ يَقْظَانُ . فَقَالُوا إِنَّ لِصَاحِبِكُمْ هَذَا مَثَلاً فَاضْرِبُوا لَهُ مَثَلاً . فَقَالَ بَعْضُهُمْ إِنَّهُ نَائِمٌ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ إِنَّ الْعَيْنَ نَائِمَةٌ وَالْقَلْبَ يَقْظَانُ . فَقَالُوا مَثَلُهُ كَمَثَلِ رَجُلٍ بَنَى دَارًا ، وَجَعَلَ فِيهَا مَأْدُبَةً وَبَعَثَ دَاعِيًا ، فَمَنْ أَجَابَ الدَّاعِىَ دَخَلَ الدَّارَ وَأَكَلَ مِنَ الْمَأْدُبَةِ ، وَمَنْ لَمْ يُجِبِ الدَّاعِىَ لَمْ يَدْخُلِ الدَّارَ وَلَمْ يَأْكُلْ مِنَ الْمَأْدُبَةِ . فَقَالُوا أَوِّلُوهَا لَهُ يَفْقَهْهَا فَقَالَ بَعْضُهُمْ إِنَّهُ نَائِمٌ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ إِنَّ الْعَيْنَ نَائِمَةٌ وَالْقَلْبَ يَقْظَانُ . فَقَالُوا فَالدَّارُ الْجَنَّةُ ، وَالدَّاعِى مُحَمَّدٌ صلى الله عليه وسلم فَمَنْ أَطَاعَ مُحَمَّدًا صلى الله عليه وسلم فَقَدْ أَطَاعَ اللَّهَ ، وَمَنْ عَصَى مُحَمَّدًا صلى الله عليه وسلم فَقَدْ عَصَى اللَّهَ ، وَمُحَمَّدٌ صلى الله عليه وسلم فَرْقٌ بَيْنَ النَّاسِ .تَابَعَهُ قُتَيْبَةُ عَنْ لَيْثٍ عَنْ خَالِدٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى هِلاَلٍ عَنْ جَابِرٍ خَرَجَ عَلَيْنَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ubade, ona Yezid, ona Selim b. Hayyan, ona da Said b. Mînâ'nın naklettiğine göre Cabir b. Abdullah şöyle söylemiştir:
Bir keresinde Hz. Peygamber (sav) uyurken yanına melekler geldi ve bunlardan bazıları 'bu zat uyuyor' dedi. Bazıları da, 'gözü uyuyor, fakat kalbi uyanıktır' dedi. Bunun üzerine bu melekler 'bu dostunuzun yüksek sıfatı vardır. Bunun yüksek mevkiini bir örnekle izah ediniz! dediler.' Fakat bazıları, 'bu zat uyuyor' dedi. Bazıları da 'göz uyur, fakat kalp uyanıktır' dedi. Bunun üzerine melekler bu zat bir ev yapan şu kişi gibidir ki ev yaptıran kişi o evde bir ziyafet yemeği tertip eder ve bu ziyafete insanları davet etmek için bir davetçi gönderir. Bu davetçinin davetine kim icabet ederse, o eve girer ve ziyafet yemeğinden yer. Her kim de davetçinin davetine icabet etmezse o eve giremez ve ziyafet yemeklerini de yiyemez. Bunun üzerine melekler (birbirlerine) 'bu örneği bu Zatla ilişkili olarak anlatın da bu da anlasın!' dediler. Fakat yine bazıları 'iyi ama bu zat uyuyor', dedi. Bazıları da 'gözleri uyuyor ama kalbi uyanıktır' dedi. Bunun üzerine melekler (bu örneği şöyle izah ettiler): O ev, cennettir; davetçi de Hz. Muhammed'dir(sav). Her kim Muhammed'e (sav) itaat ederse, Allah'a itaat etmiştir. Her kim de Muhammed'e (sav) isyan ederse Allah'a (cc) isyan etmiştir. Muhammed (sav) mümin münkir ayrımının mihenk noktasıdır.
Bu hadisi Kuteybe b. Said, Leys'ten; o Halid'den; o Said b. Ebu Hilal'den; o da Câbir'den 'Hz. Peygamber (sav) bizim yanımıza çıktı' şeklinde nakletmiştir. Kuteybe'nin rivayeti mütabidir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, İ'tisâm bi'l-Kitâb ve's-Sünneti 2, 2/724
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Velid Said b. Mînâ el-Hicazi (Said b. Mînâ)
3. Selim b. Hayyan el-Hüzeli (Selim b. Hayyan b. Bistam)
4. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Ubade el-Esedi (Muhammed b. Ubade b. Bühteri)
Konular:
Allah İnancı, kalplere tasarrufu
Hz. Peygamber, itaat, boyun eğmek,
İtaat, Allah ve Rasûlüne itaat