Öneri Formu
Hadis Id, No:
31324, B004093
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ عَنْ هِشَامٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - قَالَتِ اسْتَأْذَنَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم أَبُو بَكْرٍ فِى الْخُرُوجِ حِينَ اشْتَدَّ عَلَيْهِ الأَذَى ، فَقَالَ لَهُ " أَقِمْ " . فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَتَطْمَعُ أَنْ يُؤْذَنَ لَكَ ، فَكَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ: " إِنِّى لأَرْجُو ذَلِكَ " قَالَتْ فَانْتَظَرَهُ أَبُو بَكْرٍ فَأَتَاهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ذَاتَ يَوْمٍ ظُهْرًا فَنَادَاهُ فَقَالَ:" أَخْرِجْ مَنْ عِنْدَكَ " . فَقَالَ أَبُو بَكْرٍ إِنَّمَا هُمَا ابْنَتَاىَ . فَقَالَ: " أَشَعَرْتَ أَنَّهُ قَدْ أُذِنَ لِى فِى الْخُرُوجِ " . فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ الصُّحْبَةُ . فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم " الصُّحْبَةُ" . قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ عِنْدِى نَاقَتَانِ قَدْ كُنْتُ أَعْدَدْتُهُمَا لِلْخُرُوجِ . فَأَعْطَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم إِحْدَاهُمَا وَهْىَ الْجَدْعَاءُ ، فَرَكِبَا فَانْطَلَقَا حَتَّى أَتَيَا الْغَارَ ، وَهْوَ بِثَوْرٍ ، فَتَوَارَيَا فِيهِ ، فَكَانَ عَامِرُ بْنُ فُهَيْرَةَ غُلاَمًا لِعَبْدِ اللَّهِ بْنِ الطُّفَيْلِ بْنِ سَخْبَرَةَ أَخُو عَائِشَةَ لأُمِّهَا ، وَكَانَتْ لأَبِى بَكْرٍ مِنْحَةٌ ، فَكَانَ يَرُوحُ بِهَا وَيَغْدُو عَلَيْهِمْ ، وَيُصْبِحُ فَيَدَّلِجُ إِلَيْهِمَا ثُمَّ يَسْرَحُ ، فَلاَ يَفْطُنُ بِهِ أَحَدٌ مِنَ الرِّعَاءِ ، فَلَمَّا خَرَجَ خَرَجَ مَعَهُمَا يُعْقِبَانِهِ حَتَّى قَدِمَا الْمَدِينَةَ ، فَقُتِلَ عَامِرُ بْنُ فُهَيْرَةَ يَوْمَ بِئْرِ مَعُونَةَ . وَعَنْ أَبِى أُسَامَةَ قَالَ قَالَ هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ فَأَخْبَرَنِى أَبِى قَالَ لَمَّا قُتِلَ الَّذِينَ بِبِئْرِ مَعُونَةَ وَأُسِرَ عَمْرُو بْنُ أُمَيَّةَ الضَّمْرِىُّ قَالَ لَهُ عَامِرُ بْنُ الطُّفَيْلِ مَنْ هَذَا فَأَشَارَ إِلَى قَتِيلٍ ، فَقَالَ لَهُ عَمْرُو بْنُ أُمَيَّةَ هَذَا عَامِرُ بْنُ فُهَيْرَةَ . فَقَالَ لَقَدْ رَأَيْتُهُ بَعْدَ مَا قُتِلَ رُفِعَ إِلَى السَّمَاءِ حَتَّى إِنِّى لأَنْظُرُ إِلَى السَّمَاءِ بَيْنَهُ وَبَيْنَ الأَرْضِ ، ثُمَّ وُضِعَ . فَأَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم خَبَرُهُمْ فَنَعَاهُمْ فَقَالَ: " إِنَّ أَصْحَابَكُمْ قَدْ أُصِيبُوا ، وَإِنَّهُمْ قَدْ سَأَلُوا رَبَّهُمْ ، فَقَالُوا رَبَّنَا أَخْبِرْ عَنَّا إِخْوَانَنَا بِمَا رَضِينَا عَنْكَ وَرَضِيتَ عَنَّا . فَأَخْبَرَهُمْ عَنْهُمْ " . وَأُصِيبَ يَوْمَئِذٍ فِيهِمْ عُرْوَةُ بْنُ أَسْمَاءَ بْنِ الصَّلْتِ ، فَسُمِّىَ عُرْوَةُ بِهِ ، وَمُنْذِرُ بْنُ عَمْرٍو سُمِّىَ بِهِ مُنْذِرًا .
Tercemesi:
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsame, ona Hişâm, ona babası (Urve), ona Aişe (ra) şöyle söyledi: Ebubekir (ra) müşriklerin kendisine yaptıkları eziyet (baskı) şiddetlendiği zaman Mekke'den Medine'ye hicret için Hz. Peygamber'den (sav) izin istedi. Hz. Peygamber de (sav) ona " Yerinde dur, bekle" buyurdu. Bunun üzerine Ebubekir: 'Ya Rasulallah! Sana Medine'ye hicret hususunda izin verilmesini ümit ediyor musun?' dedi. Rasulullah (sav) buna: "Ben bunu kuvvetle ümit etmekteyim" diye cevap verdi. Aişe dedi ki, Ebubekir bu iznin verilmesini bekledi, durdu. Derken bir gün öğle vaktinde Rasulullah (sav) geldi ve "Ya Ebubekir! diye seslendi. (Evimize girince): Yanında kim varsa dışarı çıkar" buyurdu. Ebubekir 'yanımda sadece iki kızım' var dedi. Hz Peygamber (sav): "Mekke'den çıkmak için bana izin verildiğini hissettin mi" buyurdu. Ebubekir 'Ya Resulallah! (Yolculukta) Beraberinde olmak isterim' dedi. Hz. Peygamber (sav) : "Benimle berabersin" dedi. Ebubekir, 'Ya Rasulallah! Hicret için hazırladığım iki tane dişi binek devem var' dedi ve onlardan birisini ismi Ced'â olanı Hz. Peygamber'e (sav) verdi.
Hz. Peygamber'le (sav) Ebubekir develere binip hareket ettiler, Sevr Dağına geldiklerinde oradaki mağaraya gizlendiler.
Amir b. Füheyre, Abdullah b. Tufeyl b. Sahbere'nin kölesi idi. Abdullah b. Tufeyl ise Hz. Aişe'nin ana bir kardeşiydi. Ebubekir'in sağmal hayvanları vardı. Amir b. Füheyre, o sağmal hayvanları öğleden sonra ve daha evvel onların yakınına doğru otlatmaya götürürdü. Bir de gecenin sonunda yine sürüyü Hz. Peygamber (sav) ile Ebubekir'in yakınına doğru yürütür, sonra da kuşluk vakti meraya sürerdi. Onun bu işini çobanlardan hiçbiri bilmezdi. Hz. Peygamber'le (sav) Ebubekir mağaradan çıktıkları zaman Amir de onların beraberinde Medine'ye doğru yola çıktı. Hz. Peygamber (sav) ile Ebû Bekr yolda Amir'i nöbetleşe bineklerinin arkasına bindiriyorlardı. Bu şekilde nihayet Medine'ye geldiler. İşte bu Amir b. Füheyre Maûne kuyusu günü şehit edilmiştir.
Ebu Üsame, ona Hişâm b. Urve, ona babası Urve b. Zübeyr şöyle söylemiştir: Mâune kuyusu yakınında sahâbîlerin şehit edildiği ve Amr b. Umeyye ed-Damrî'nin esîr edildiği zaman, Amir b. Tufeyl, Amr'a maktullerden birini işaret edip göstererek: Bu kimdir? diye sormuş, Amr b. Ümeyye de ona, 'Bu, Amir b. Füheyre'dir (niye sordun)? deyince: 'Onun öldürüldükten sonra göğe yükseltildiğini ve gök onunla yer arasında kaldıktan sonra tekrar yere indirildiğini gördüm' dedi. Maûne kuyusu faciasının haberi Hz. Peygamber'e (sav) geldi. Hz. Peygamber de (sav) onların öldürüldüklerini sahâbîlerine bildirdi ve şöyle buyurdu: "Arkadaşlarınız şehit edildiler ve onlar Rablerinden istekte bulunarak şöyle dediler: Ey Rabbimiz! Bizim senden razı olduğumuzu, Sen'in de bizden razı olduğunu kardeşlerimize haber ver. Rabbleri de onların halini haber verdi."
Maûne kuyusu günü şehit edilen sahâbîler içinde Urve b.Esma b. es-Salt da vardı. Urve b. Zübeyr onun ismiyle isimlendirildi. O şehitlerin içinde Münzir b. Amr da vardı. Zübeyr'in oğlu Münzir de onun ismiyle isimlendirildi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 28, 2/70
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Üsame Hammâd b. Üsame el-Kuraşî (Hammâd b. Üsame b. Zeyd)
5. Abdullah b. İsmail el-Hebari (Ubeyd b. İsmail)
Konular:
Şehit, Kurra hafızların şehit edilmeleri
Siyer, Hicret
Siyer, Hicret Medine'ye
Yönetim, istihbaratın gerekliliği, savaş için