حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى الأَسْوَدِ حَدَّثَنَا مُعْتَمِرٌ وَحَدَّثَنِى خَلِيفَةُ حَدَّثَنَا مُعْتَمِرٌ قَالَ سَمِعْتُ أَبِى عَنْ أَنَسٍ - رضى الله عنه - قَالَ كَانَ الرَّجُلُ يَجْعَلُ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم النَّخَلاَتِ حَتَّى افْتَتَحَ قُرَيْظَةَ وَالنَّضِيرَ ، وَإِنَّ أَهْلِى أَمَرُونِى أَنْ آتِىَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَأَسْأَلَهُ الَّذِينَ كَانُوا أَعْطَوْهُ أَوْ بَعْضَهُ . وَكَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم قَدْ أَعْطَاهُ أُمَّ أَيْمَنَ ، فَجَاءَتْ أُمُّ أَيْمَنَ فَجَعَلَتِ الثَّوْبَ فِى عُنُقِى تَقُولُ كَلاَّ وَالَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ لاَ يُعْطِيكَهُمْ وَقَدْ أَعْطَانِيهَا ، أَوْ كَمَا قَالَتْ ، وَالنَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لَكِ كَذَا » . وَتَقُولُ كَلاَّ وَاللَّهِ . حَتَّى أَعْطَاهَا ، حَسِبْتُ أَنَّهُ قَالَ « عَشَرَةَ أَمْثَالِهِ » . أَوْ كَمَا قَالَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31797, B004120
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى الأَسْوَدِ حَدَّثَنَا مُعْتَمِرٌ وَحَدَّثَنِى خَلِيفَةُ حَدَّثَنَا مُعْتَمِرٌ قَالَ سَمِعْتُ أَبِى عَنْ أَنَسٍ - رضى الله عنه - قَالَ كَانَ الرَّجُلُ يَجْعَلُ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم النَّخَلاَتِ حَتَّى افْتَتَحَ قُرَيْظَةَ وَالنَّضِيرَ ، وَإِنَّ أَهْلِى أَمَرُونِى أَنْ آتِىَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَأَسْأَلَهُ الَّذِينَ كَانُوا أَعْطَوْهُ أَوْ بَعْضَهُ . وَكَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم قَدْ أَعْطَاهُ أُمَّ أَيْمَنَ ، فَجَاءَتْ أُمُّ أَيْمَنَ فَجَعَلَتِ الثَّوْبَ فِى عُنُقِى تَقُولُ كَلاَّ وَالَّذِى لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ لاَ يُعْطِيكَهُمْ وَقَدْ أَعْطَانِيهَا ، أَوْ كَمَا قَالَتْ ، وَالنَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « لَكِ كَذَا » . وَتَقُولُ كَلاَّ وَاللَّهِ . حَتَّى أَعْطَاهَا ، حَسِبْتُ أَنَّهُ قَالَ « عَشَرَةَ أَمْثَالِهِ » . أَوْ كَمَا قَالَ .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Esved (el-Basrî), ona Mu’temir (b. Süleyman et-Teymî), ona Halife, ona Mu’temir, ona da babası, Enes’in şöyle anlattığını nakletti: (Ensar'dan olan bir takım kişiler bazı) hurma ağaçlarını (nın meyvelerini) Nebiye (sav) tahsis ediyorlardı. Bu uygulama (Rasulullah) Kurayza ve Nadir'i fethedinceye kadar sürdü. Benim ailem de bana Nebi'ye (sav) gitmemi ve O'ndan vaktiyle Peygamber'e vermiş oldukları hurma ağaçlarını veya bir kısmını geri istememi emrettiler. Nebi (sav) ise onu (yani bizim vaktiyle kendisine ariyeten verdiğimiz hurma ağaçlarını) Ümmü Eymen'e vermişti. (Rasulullah benim talep etmem üzerine o hurma ağaçlarını bana verdi.) Tam bu sırada Ümmü Eymen çıkageldi. (Öfkesinin şiddetinden) elbiseyi boynuma dolayarak (hurma ağaçlarının mülkiyetinin kendisine verilmiş olduğunu zannettiğinden) “Olmaz! Kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a yemin ederim ki, Peygamber (sav) onları bana vermişken size geri vermez!” demeye ya da buna benzer bir söz söylemeye başladı. (Enes olayın devamını şöyle anlattı) Nebi (sav) ona “Sana şu kadar (verilsin)” diyor" Ümmü Eymen de “Olmaz vallahi”” diyordu. Nihayet Peygamber (sav), Ümmü Eymen'e o ağaçlardan verdi.
Ravi Süleyman b. Tarhan, Enes'in “Onun on mislini verdi” dediğini veya buna benzer buna benzer bir şey söylediğini sanıyorum demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 30, 2/75
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Mu'temir Süleyman b. Tarhân et-Teymî (Süleyman b. Tarhân)
3. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
4. Abdullah b. Ebu Esved el-Basri (Abdullah b. Muhammed b. Humeyd b. Esved)
Konular:
Bağış, bağıştan vazgeçmek
Bağış, Hibe
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Borç, vermek/almak