Öneri Formu
Hadis Id, No:
32361, İM004257
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ مُوسَى بْنِ الْمُسَيَّبِ الثَّقَفِىِّ عَنْ شَهْرِ بْنِ حَوْشَبٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ غَنْمٍ عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم : « إِنَّ اللَّهَ تَبَارَكَ وَتَعَالَى يَقُولُ يَا عِبَادِى كُلُّكُمْ مُذْنِبٌ إِلاَّ مَنْ عَافَيْتُ فَسَلُونِى الْمَغْفِرَةَ فَأَغْفِرَ لَكُمْ وَمَنْ عَلِمَ مِنْكُمْ أَنِّى ذُو قُدْرَةٍ عَلَى الْمَغْفِرَةِ فَاسْتَغْفَرَنِى بِقُدْرَتِى غَفَرْتُ لَهُ ، وَكُلُّكُمْ ضَالٌّ إِلاَّ مَنْ هَدَيْتُ فَسَلُونِى الْهُدَى أَهْدِكُمْ ، وَكُلُّكُمْ فَقِيرٌ إِلاَّ مَنْ أَغْنَيْتُ فَسَلُونِى أَرْزُقْكُمْ ، وَلَوْ أَنَّ حَيَّكُمْ وَمَيِّتَكُمْ وَأَوَّلَكُمْ وَآخِرَكُمْ وَرَطْبَكُمْ وَيَابِسَكُمُ اجْتَمَعُوا فَكَانُوا عَلَى قَلْبِ أَتْقَى عَبْدٍ مِنْ عِبَادِى - لَمْ يَزِدْ فِى مُلْكِى جَنَاحُ بَعُوضَةٍ ، وَلَوِ اجْتَمَعُوا فَكَانُوا عَلَى قَلْبِ أَشْقَى عَبْدٍ مِنْ عِبَادِى لَمْ يَنْقُصْ مِنْ مُلْكِى جَنَاحُ بَعُوضَةٍ وَلَوْ أَنَّ حَيَّكُمْ وَمَيِّتَكُمْ ، وَأَوَّلَكُمْ وَآخِرَكُمْ وَرَطْبَكُمْ وَيَابِسَكُمُ اجْتَمَعُوا ، فَسَأَلَ كُلُّ سَائِلٍ مِنْهُمْ مَا بَلَغَتْ أُمْنِيَّتُهُ - مَا نَقَصَ مِنْ مُلْكِى إِلاَّ كَمَا لَوْ أَنَّ أَحَدَكُمْ مَرَّ بِشَفَةِ الْبَحْرِ فَغَمَسَ فِيهَا إِبْرَةً ثُمَّ نَزَعَهَا ، ذَلِكَ بِأَنِّى جَوَادٌ مَاجِدٌ عَطَائِى كَلاَمٌ إِذَا أَرَدْتُ شَيْئًا فَإِنَّمَا أَقُولُ لَهُ : كُنْ فَيَكُونُ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Saîd, ona Abde b. Süleyman, ona Musa b. el-Müseyyeb es-Sakafî, ona Şehr b. Havşeb, ona Abdurrahman b. Ğanm, ona da Ebu Zerr’in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Şanı mübarek ve yüce Allah şöyle buyuruyor: Kullarım! Kendisine afiyet verdiğim kimseler müstesnâ, hepiniz günahkârsınız. Bu sebeple benden günahlarınızı bağışlamayı (mağfiret) isteyin, ben de size günahlarınızı bağışlayayım. Sizden bir kimse benim günahları bağışlamaya kâdir olduğumu bilerek kudretim sebebi ile benden mağfiret dileyecek olursa, ben de ona mağfiret ederim.
Hidayet verdiklerim müstesnâ, hepiniz dalâlettesiniz. Bu sebeple benden hidayet dileyin, ben de sizi hidayete ileteyim. Kendisini zengin kıldığımı kimseler dışında hepiniz fakirsiniz. O halde benden dileyin, size rızık vereyim. Dirinizle, ölünüzle, ilkinizle, sonuncularınızla, yaşınızla, kurunuzla bir araya gelip, kullarım arasından en takvâlı kişinin kalbi gibi bir kalbe sahip olsalar, bu benim mülkümü bir sivrisinek kanadı kadar dahi arttırmaz. Eğer hepsi toplanıp kullarım arasından en bedbaht kişinin kalbi gibi bir kalbe sahip olsalar bu da benim mülkümden sivrisinek kanadı kadar bir şey eksiltmez. Eğer diriniz, ölünüz, ilkleriniz, sonuncularınız, yaşınız, kurunuz, hep bir araya toplanıp, onların her birisi dileklerinin ulaşabildiği kadar dilekte bulunsa, (hepsine de dileklerini versem) bu bile benim mülkümden bir şey eksiltmez. Ancak sizden birinizin denizin kıyısına varıp, oraya bir iğne daldırıp sonra çekmesi gibi olur. Çünkü ben Cevâd’ım (pek cömerdim), Mâcîd’im (şanı pek yüce olanım), benim bağışım bir sözdür, bir şeyi murad edersem, ona sadece ‘ol!’ derim ve o da oluverir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Zühd 30, /690
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Abdurrahman b. Ğanm el-Eşari (Abdurrahman b. Ğanm)
3. Şehr b. Havşeb el-Eşarî (Şehr b. Havşeb)
4. Musa b. Müseyyeb es-Sekafî (Musa b. Müseyyeb)
5. Ebu Muhammed Abde b. Süleyman el-Kufî (Abdurrahman b. Süleyman b. Hacib b. Zürare)
6. Ebu Said Abdullah b. Saîd el-Kindî (Abdullah b. Saîd b. Husayn b. Adî)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın ihsanı ve nimetleri
Allah İnancı, Allah'ın kudreti
Allah İnancı, hidayet ve dalalete sevketmesi
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Allah İnancı, kullarına merhametlidir
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Tevbe, önemi ve tevbeye teşvik