Öneri Formu
Hadis Id, No:
33660, D004723
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ الْبَزَّازُ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ بْنُ أَبِى ثَوْرٍ عَنْ سِمَاكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمِيرَةَ عَنِ الأَحْنَفِ بْنِ قَيْسٍ عَنِ الْعَبَّاسِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ قَالَ كُنْتُ فِى الْبَطْحَاءِ فِى عِصَابَةٍ فِيهِمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَمَرَّتْ بِهِمْ سَحَابَةٌ فَنَظَرَ إِلَيْهَا فَقَالَ "مَا تُسَمُّونَ هَذِهِ." قَالُوا السَّحَابَ. قَالَ "وَالْمُزْنَ." قَالُوا وَالْمُزْنَ. قَالَ "وَالْعَنَانَ." قَالُوا وَالْعَنَانَ. قَالَ أَبُو دَاوُدَ لَمْ أُتْقِنِ الْعَنَانَ جَيِّدًا قَالَ "هَلْ تَدْرُونَ مَا بُعْدُ مَا بَيْنَ السَّمَاءِ وَالأَرْضِ." قَالُوا لاَ نَدْرِى. قَالَ "إِنَّ بُعْدَ مَا بَيْنَهُمَا إِمَّا وَاحِدَةٌ أَوِ اثْنَتَانِ أَوْ ثَلاَثٌ وَسَبْعُونَ سَنَةً ثُمَّ السَّمَاءُ فَوْقَهَا كَذَلِكَ." حَتَّى عَدَّ سَبْعَ سَمَوَاتٍ "ثُمَّ فَوْقَ السَّابِعَةِ بَحْرٌ بَيْنَ أَسْفَلِهِ وَأَعْلاَهُ مِثْلُ مَا بَيْنَ سَمَاءٍ إِلَى سَمَاءٍ ثُمَّ فَوْقَ ذَلِكَ ثَمَانِيَةُ أَوْعَالٍ بَيْنَ أَظْلاَفِهِمْ وَرُكَبِهِمْ مِثْلُ مَا بَيْنَ سَمَاءٍ إِلَى سَمَاءٍ ثُمَّ عَلَى ظُهُورِهِمُ الْعَرْشُ بَيْنَ أَسْفَلِهِ وَأَعْلاَهُ مِثْلُ مَا بَيْنَ سَمَاءٍ إِلَى سَمَاءٍ ثُمَّ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فَوْقَ ذَلِكَ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Sabbah Bezzaz, ona Velid b. Ebu Sevr, ona Simak, ona Abdullah b. Umeyra, ona Ahnef b. Kays, ona da Abdullah b. Abbas'tan (rivayet edilmiştir); dedi ki: Ben Bathâ'da, aralarında Rasulullah'ın da bulunduğu bir cemaat içerisinde idim. O sırada yanlarından bir bulut geçti de ona bakmaya başladılar. (Derken Hz. Peygamber) "Bunun ismi nedir?" diye sordu, onlar da sehap (bulut)tur dediler. "Müzn" ne? (der misiniz) diye sordu. (Evet) dediler. "Anan da" (der misiniz)?" diye sordu. Anan da (deriz), cevabını verdiler. (Ebû Davud der ki: Ben bu hadisi bana rivayet eden (şeyhimden) Anan (kelimesini) pek iyice sağlam olarak tespit edemedim.)
(Hz. Peygamber somlarına devam ederek) "Yerle gök arasındaki uzaklığı biliyor musunuz?" dedi. (Hayır) bilmiyoruz, dediler. (Bunun üzerine): "Bu ikisi arasındaki uzaklık yetmiş bir, yetmiş iki yahut da yetmiş üç sene (lik) tir. Sonra (bu göğün) üstünde aynen bunun gibi bir gök daha vardır" buyurdu. (Onun üstünde bir daha onun üstünde bir daha diyerek) nihayet yedi (kat) gök saydı ve "sonra yedincinin üstünde üstü ile altı arası (ndaki mesafe) iki gök arası kadar (olan) bir deniz vardır. Sonra bu denizin üstünde sekiz dağ keçisi (şeklinde sekiz melek) bulunmaktadır. (Onların her birinin) tırnaklarıyla diz kapakları arası iki gök arasındaki (mesafe) kadardır. Sonra onların sırtlarında altı ile üstü arası iki gök arası kadar olan Arş bulunmaktadır. Sonra yüce Allah da onun üstündedir" (buyurdu)
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 19, /1077
Senetler:
1. Ebu Fadl Abbas b. Abdulmuttalib el-Haşimî (Abbas b. Abdulmuttalib b. Hişam b. Abdu Menaf)
2. Ebu Bahr Ahnef b. Kays et-Temîmî (Dahhak b. Kays b. Muaviye b. Husayn)
3. Abdullah b. Umeyra el-Kufi (Abdullah b. Umeyra)
4. Simak b. Harb ez-Zühlî (Simak b. Harb b. Evs b. Halid)
5. ibn Ebu Sevr Velid b. Ebu Sevr el-Hemdani (Velid b. Abdullah b. Ebu Sevr)
6. Ebu Cafer Muhammed b. Sabbah ed-Dûlâbî (Muhammed b. Sabbah)
Konular:
Dünya, Alem, Gökler, mahiyeti