Öneri Formu
Hadis Id, No:
33841, B004302
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ عَمْرِو بْنِ سَلِمَةَ قَالَ قَالَ لِى أَبُو قِلاَبَةَ أَلاَ تَلْقَاهُ فَتَسْأَلَهُ ، قَالَ فَلَقِيتُهُ فَسَأَلْتُهُ فَقَالَ كُنَّا بِمَاءٍ مَمَرَّ النَّاسِ ، وَكَانَ يَمُرُّ بِنَا الرُّكْبَانُ فَنَسْأَلُهُمْ مَا لِلنَّاسِ مَا لِلنَّاسِ مَا هَذَا الرَّجُلُ فَيَقُولُونَ يَزْعُمُ أَنَّ اللَّهَ أَرْسَلَهُ أَوْحَى إِلَيْهِ ، أَوْ أَوْحَى اللَّهُ بِكَذَا . فَكُنْتُ أَحْفَظُ ذَلِكَ الْكَلاَمَ ، وَكَأَنَّمَا يُغْرَى فِى صَدْرِى ، وَكَانَتِ الْعَرَبُ تَلَوَّمُ بِإِسْلاَمِهِمِ الْفَتْحَ ، فَيَقُولُونَ اتْرُكُوهُ وَقَوْمَهُ ، فَإِنَّهُ إِنْ ظَهَرَ عَلَيْهِمْ فَهْوَ نَبِىٌّ صَادِقٌ . فَلَمَّا كَانَتْ وَقْعَةُ أَهْلِ الْفَتْحِ بَادَرَ كُلُّ قَوْمٍ بِإِسْلاَمِهِمْ ، وَبَدَرَ أَبِى قَوْمِى بِإِسْلاَمِهِمْ ، فَلَمَّا قَدِمَ قَالَ جِئْتُكُمْ وَاللَّهِ مِنْ عِنْدِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم حَقًّا فَقَالَ « صَلُّوا صَلاَةَ كَذَا فِى حِينِ كَذَا ، وَصَلُّوا كَذَا فِى حِينِ كَذَا ، فَإِذَا حَضَرَتِ الصَّلاَةُ ، فَلْيُؤَذِّنْ أَحَدُكُمْ ، وَلْيَؤُمَّكُمْ أَكْثَرُكُمْ قُرْآنًا » . فَنَظَرُوا فَلَمْ يَكُنْ أَحَدٌ أَكْثَرَ قُرْآنًا مِنِّى ، لِمَا كُنْتُ أَتَلَقَّى مِنَ الرُّكْبَانِ ، فَقَدَّمُونِى بَيْنَ أَيْدِيهِمْ ، وَأَنَا ابْنُ سِتٍّ أَوْ سَبْعِ ، سِنِينَ وَكَانَتْ عَلَىَّ بُرْدَةٌ ، كُنْتُ إِذَا سَجَدْتُ تَقَلَّصَتْ عَنِّى ، فَقَالَتِ امْرَأَةٌ مِنَ الْحَىِّ أَلاَ تُغَطُّوا عَنَّا اسْتَ قَارِئِكُمْ . فَاشْتَرَوْا فَقَطَعُوا لِى قَمِيصًا ، فَمَا فَرِحْتُ بِشَىْءٍ فَرَحِى بِذَلِكَ الْقَمِيصِ .
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyüb, ona Ebû Kılâbe, ona Amr b. Seleme'den rivayet etti. Eyyüb şöyle dedi: 'Ebû Kılâbe bana 'Amr b. Seleme’ye ulaşır/karşılaşır da ona sorar mısın?’ dedi. Ebû Kılâbe, 'ben Amr b. Seleme'ye ulaştım ve kendisine sordum.' dedi. Amr b. Seleme şöyle anlattı: Biz kabilece insanların uğradığı su kaynağı olan bir yerde otururduk. Bize kervanlar uğrardı. Biz de o yolculara, 'bu insanlara ne oluyor, bu insanların şu adam ile alıp veremediği/sorunu nedir?' diye sorardık. Onlar da bize, 'O adam, Allah'ın kendisini peygamber gönderdiğini, O'na vahy indirdiğini ya da Allah'ın O'na şu sözleri vahyettiğini söylüyor', derlerdi. Ben de o sözleri ezberlerdim. Sanki o ayetler gönlüme yapıştırılır gibi nakşoluyordu. Kureyş dışındaki Arab kabileleri de İslâm'a girmek için Mekke fethini gözlüyorlardı. Peygamberlik iddiasında bulunan şu adamı kendi kavmi Kureyş'le baş başa bırakınız. Eğer Kureyş'e galip gelirse, hiç şüphesiz o, doğru sözlü bir peygamberdir, derlerdi. Fetih gerçekleşince her kavim İslâm'a girmeye koştular. Babam Seleme de kavmi adına İslâm'a girmeye koştu. Mekke'den dönüp gelince, bize ‘Allah'a yemin olsun ki! Ben size bir hakk peygamberin yanından geliyorum. O bize, "Şu namazı şu vakitte kılınız, şu namazı da şu vakitte kılınız" dedi böylece namaz vakitlerini bildirdi. Namaz vakti gelince de "Biriniz ezan okusun ve Kur'ân'ı en çok bileniniz size imamlık etsin" buyurdu’, dedi. Bunun üzerine kabiledekiler baktılar ki içlerinde benden çok Kur'ân bilen kimse yoktu. Zira ben konakladığımız yere uğrayan kervanlardan Kur'ân öğreniyordum. Kur'ân'ı çok bildiğim için kabile halkı beni önlerine geçirip imam yaptılar. Hâlbuki ben o sırada altı veya yedi yaşında çocuktum. Üzerimde de elbise olarak yalnız bir bürde gömlek/hırka gibi vücudun üst kısmına alınan bir giysi vardı. Secde ettiğim zaman o bürde yukarı toplandığı ya da kısa geldiği için avret yerinden aşağısı açılırdı. Benim secdede iken bu açık hâlimi gören kabilemizden bir kadın, okuyucunuzun açık yerini bizden gizleseniz, bir şeyle örtseniz, dedi. Bunun üzerine halk Umman kumaşı satın aldılar ve bana bir gömlek kestiler. Ben bu gömleğe sevindiğim kadar hiçbir şeyle mutlu olmadım.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 53, 2/109
Senetler:
1. Amr b. Seleme el-Cürmî (Amr b. Seleme b. Kays)
2. Ebû Kilabe Abdullah b. Zeyd el-Cermî (Abdullah b. Zeyd b. Amr b. Nâtil b. Malik b. Ubeyd)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Şehirler, Mekke, Mekkenin fethi ve sonraki gelişmeler