Giriş

Bize Ebu Nuaym, ona Abdusselâm, ona Eyyûb, ona da Ebu Kılâbe, Zehdem’in şöyle anlattığını rivayet etti: Ebu Musa (Hz. Osman zamanında vali olarak Kûfe'ye) geldiği zaman, Cerm kabilesinden bir topluluğu kabul ve onlara ikramda bulundu. Biz, Ebu Musa'nın yanında oturmakta iken kendisi de tavuk yiyordu. Ebu Musa Heyetin içinde oturan bir kişiyi yemeğe davet etti. O da "Ben, tavuğu pis birşey yerken gördüm de ondan tiksindim" dedi. Ebu Musa ona "Gel, ben Hz. Peygamber'i (sav) tavuk eti yerken gördüm" dedi. O adam bu defa da "Ben tavuk eti yememeye yemin ettim" dedi. Bunun üzerine Ebu Musa şöyle dedi: "Şöyle gel de ettiğin yemin hakkında sana bilgi vereyim. (Biz Eş'arîler'den bir topluluk Tebuk seferi için Peygamber'in (sav) huzuruna çıkmıştık.) Ondan binmek ve yük yüklemek için deve istedik. Fakat Hz. Peygamber (sav), bizlere binmek ve yük yüklemek için deve vermeyi kabul etmedi. Biz tekrar kendisinden binmek ve yük yüklemek için deve istedik. Bu kez Rasulullah (sav), bizlere deve vermeyeceğine yemin etti. Rasulullah'ın (sav) bu sözü üzerinden çok bir zaman geçmeden kendisine bir deve ganimeti getirildi. Bunun üzerine bize beş deve verilmesini emretti. Biz develeri teslim alınca (kendi aramızda) "Peygamber'e (sav) (bize deve vermeyeceğine dair) yeminini unutturduk. Biz bundan sonra asla iflah olmayız!” dedik. Bu düşünce üzerine ben hemen Rasulullah'a (sav) geldim ve "Ey Allah'ın Rasulü! "Size binmek ve yük yüklemek için deve veremem" diye yemin etmiştin. Halbuki şimdi veriyorsun" dedim. Rasulullah (sav) "Evet (yemin etmiştim.) Fakat ben bir şeyi yapmayacağıma yemin edip de başkasını daha hayırlı görürsem (yeminime bağlı kalmam), muhakkak o hayırlı olan şeyi yaparım!" buyurdu.


    Öneri Formu
34512 B004385 Buhari, Megâzî, 74