1 Kayıt Bulundu.
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Muğîre, ona da İbrahim şöyle demiştir:
Alkame Şam'a gitti. Mescide girdiğinde “Allah'ım bana iyi bir arkadaş nasip et” diye dua etti. Ardından Ebu Derdâ'nın yanına oturdu. Ebu Derdâ ona “Sen kimlerdensin?” diye sordu. Alkame “Kûfe ahalisindenim” dedi. Ebu Derdâ, Ebu Huzeyfe'yi kast ederek “kendisinden başka kimsenin bilmediği sırlara sahip olan sizin içinizde -sizden- değil mi?” dedi. Alkame der ki: Ben “evet” dedim. Ebu Derdâ, Ammâr'ı kast ederek “Allah'ın Peygamber'in (sav) dili (duası) sayesinde (şeytandan) kurtardığı kimse sizin içinizde -sizden- değil mi?” dedi. Ben “Evet” dedim. Ebu Derdâ “Peygamber'in (sav) misvakını taşıyan veya mahremine muttali olan kimse sizin içinizde -sizden- değil mi?” dedi. Ben “evet” dedim. Ebu Derdâ “Abdullah b. Mes'ûd "ve'l-leyli izâ yağşâ ve'n-nehâri izâ tecellâ" ayetinin (devamını) nasıl okuyordu?” dedi. Ben “"ve'z-zekeri ve'l-ünsâ" şeklinde okuyor” dedim. Ebu Derdâ “şu Şamlılar bana o kadar ısrarlı oldular ki neredeyse beni Rasulullah'tan (sav) işittiğim kıraatten caydıracaklardı” dedi .