Öneri Formu
Hadis Id, No:
35442, MU000565
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ أَنَّهُ قَالَ هَلَكَتِ امْرَأَةٌ لِى فَأَتَانِى مُحَمَّدُ بْنُ كَعْبٍ الْقُرَظِىُّ يُعَزِّينِى بِهَا فَقَالَ إِنَّهُ كَانَ فِى بَنِى إِسْرَائِيلَ رَجُلٌ فَقِيهٌ عَالِمٌ عَابِدٌ مُجْتَهِدٌ وَكَانَتْ لَهُ امْرَأَةٌ وَكَانَ بِهَا مُعْجَبًا وَلَهَا مُحِبًّا فَمَاتَتْ فَوَجَدَ عَلَيْهَا وَجْدًا شَدِيدًا وَلَقِىَ عَلَيْهَا أَسَفًا حَتَّى خَلاَ فِى بَيْتٍ وَغَلَّقَ عَلَى نَفْسِهِ وَاحْتَجَبَ مِنَ النَّاسِ فَلَمْ يَكُنْ يَدْخُلُ عَلَيْهِ أَحَدٌ وَإِنَّ امْرَأَةً سَمِعَتْ بِهِ فَجَاءَتْهُ فَقَالَتْ إِنَّ لِى إِلَيْهِ حَاجَةً أَسْتَفْتِيهِ فِيهَا لَيْسَ يُجْزِينِى فِيهَا إِلاَّ مُشَافَهَتُهُ فَذَهَبَ النَّاسُ وَلَزِمَتْ بَابَهُ وَقَالَتْ مَا لِى مِنْهُ بُدٌّ . فَقَالَ لَهُ قَائِلٌ إِنَّ هَا هُنَا امْرَأَةً أَرَادَتْ أَنْ تَسْتَفْتِيَكَ وَقَالَتْ إِنْ أَرَدْتُ إِلاَّ مُشَافَهَتَهُ وَقَدْ ذَهَبَ النَّاسُ وَهِىَ لاَ تُفَارِقُ الْبَابَ . فَقَالَ ائْذَنُوا لَهَا . فَدَخَلَتْ عَلَيْهِ فَقَالَتْ إِنِّى جِئْتُكَ أَسْتَفْتِيكَ فِى أَمْرٍ . قَالَ وَمَا هُوَ قَالَتْ إِنِّى اسْتَعَرْتُ مِنْ جَارَةٍ لِى حَلْيًا فَكُنْتُ أَلْبَسُهُ وَأُعِيرُهُ زَمَانًا ثُمَّ إِنَّهُمْ أَرْسَلُوا إِلَىَّ فِيهِ أَفَأُؤَدِّيهِ إِلَيْهِمْ فَقَالَ نَعَمْ وَاللَّهِ . فَقَالَتْ إِنَّهُ قَدْ مَكَثَ عِنْدِى زَمَانًا . فَقَالَ ذَلِكَ أَحَقُّ لِرَدِّكِ إِيَّاهُ إِلَيْهِمْ حِينَ أَعَارُوكِيهِ زَمَانًا . فَقَالَتْ أَىْ يَرْحَمُكَ اللَّهُ أَفَتَأْسَفُ عَلَى مَا أَعَارَكَ اللَّهُ ثُمَّ أَخَذَهُ مِنْكَ وَهُوَ أَحَقُّ بِهِ مِنْكَ فَأَبْصَرَ مَا كَانَ فِيهِ وَنَفَعَهُ اللَّهُ بِقَوْلِهَا
Tercemesi:
Bize Mâlik, ona Yahya b. Saîd, ona Kasım b. Muhammed şöyle rivayet etmiştir: Karım vefat etmişti. Muhammed b. Ka'b el-Kurazî bana taziye için gelmişti. Sonra bana şunları anlattı: İsrailoğullarında ilim ve takva sahibi bir adam vardı. Bu adamın bir karısı vardı. Onu çok beğenir ve severdi. Kadın vefat etti. Adam çok üzüldü. Evinde inzivaya çekilip kendini eve kapattı. İnsanların arasına girmemeye başladı. Yanına da kimse girmiyordu. Bir kadın bu adamı duyup yanına geldi ve "Ona bir konu danışacağım. Mutlaka onunla konuşmam gerek" dedi. İnsanlar gittiler ama kadın kapıdan ayrılmadı. Mutlaka görmem gerek diyordu. Birisi evinden çıkmayan adama "Bir kadın var, sana bir soru sormak istiyor ve seninle konuşmaktan başka çaresi olmadığını söylüyor. İnsanlar gitti ama o kapıdan ayrılmıyor" dedi. Adam "ona izin verin" dedi. Kadın adamın yanına geldi ve "Sana bir konuda danışmaya geldim. Bir komşumdan ziynetini ödünç almıştım. Onu takınıyor bazen de başkalarına ödünç veriyordum. Bir zaman sonra bunu geri vermemi istediler. Geri vereyim mi?" diye sordu. Adam "Evet, geri ver" dedi. Kadın "Ama bu bende uzun zaman kaldı" dedi. Adam "Aldığın gibi vermen de gerekiyor." dedi. Kadın da "Peki Allah sana merhamet etsin. Allah'ın sana emanet olarak verip sonra aldığı hanıma mı bu kadar üzülüyorsun. Adam yanlış yaptığını anladı ve Allah kadının sözüyle ona fayda verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Cenâiz 565, 1/79
Senetler:
1. Ebu Hamza Muhammed b. Ka'b el-Kurazi (Muhammed b. Ka'b b. Süleym b. Esed b. Amr)
2. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
3. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
Konular:
Hadis, israiliyyat içerikli haberler
Kıssa, hikaye
Komşuluk, komşuluk ilişkileri