Giriş

Bize Abdullah b. Salih, ona Leys, ona İbn Aclân, ona Abdullah'ın azatlısı Nâfi şöyle rivayet etmiştir: Iraklı Sabîğ müslümanlar arasında Kur'an'ın müteşabihleri hakkında sorular soruyordu. Sonunda Mısır'a geldi. Amr b. As onu Ömer b. el-Hattab'a gönderdi. Sabiğ ile birlikte gelen elçi Amr'ın mektubunu Hz. Ömer'e verdi. Hz. Ömer mektubu okudu ve "Bu adam nerede?" diye sordu. Elçi "Konakladığımız yerde" diye cevap verdi. Hz. Ömer "İyi bak, sakın kaçmış olmasın. Yoksa bu sebeple benden canını yakacak bir ceza görürsün" dedi. Elçi Sabîğ'i getirdi. Hz. Ömer ona: "Önceden var olmayan sorular soruyormuşsun, öyle mi!" dedi. Bir yandan da bir adamını yaş hurma dalları getirmesi için göndermişti. Hz. Ömer, hurma dalıyla Sabiğ'i dövdü ve sırtını yara içinde bıraktı. Sonra iyileşene kadar bir şey yapmadı. Ardından tekrar dövdü ve yine bıraktı. Bir daha çağırınca Sabî "Eğer beni öldürmek istiyorsan, güzelce öldür. Eğer beni yola getirmek istiyorsan, Allah'a yemin ederim ki iyileştim artık." dedi. Bunun üzerine Hz. Ömer ona memleketine gitmesi için izin verdi. Ebu Musa el-Eş'arî'ye de "Müslümanlardan kimse onunla oturmasın" dedi. Bu adama çok ağır geldi. Ebu Musa el-Eş'arî, Hz. Ömer'e "Adamın hali düzeldi" diye yazdı. Bunun üzerine Hz. Ömer "İnsanlara onunla oturmaları için izin ver" diye cevap verdi.


    Öneri Formu
36756 DM000150 Darimi, Mukaddime, 19