1 Kayıt Bulundu.
Bize Ebû Bekir b. en-Nadr b. Ebî'n-Nadr, ona Ebû'n-Nadr Hâşim b. el-Kasım, ona Ubeydullah el-Eşcaî, ona Süfyân es-Sevrî, ona Ubeyd el-Müktib, ona Fudayl, ona eş-Şa'bî, ona da Enes b. Mâlik (ra.) şöyle rivâyet etti:
“Rasûlullah’ın (sav.) huzurunda oturuyorduk. Bir ara Hz. Peygamber gülümsedi;
“- Neden güldüğümü anladınız mı?” diye sordu.
“- En iyisini Allah ve Rasûlü bilir” dedik.
“- Kulun Rabbine olan sözlerinden güldüm” dedi ve şöyle izah etti: Kul, Rabbine;
“- Ey Rabbim; sen beni zulümden korumadın mı?” diye sorar. Cenâb-ı Hak da;
“- Evet” der. Kul;
“- Öyleyse ben bugün, kendim için kendimden başka birinin şahitliğini istemiyorum” deyince, Allah;
“- Bugün sana tek şahit olarak nefsin, çok şahit olarak da kirâmen kâtibîn melekleri yeter” buyurur. Bunun üzerine insanın ağzı mühürlenir ve uzuvlarına;
“- Konuş!” diye emredilir. Onlar da yaptıklarını anlatırlar. Sonra insana konuşma imkânı verilir. Bunun üzerine adam, uzuvlarına;
“Lanet olsun size! Defolun! Ben sizin için mücadele ediyordum” der.