Öneri Formu
Hadis Id, No:
3805, M002292
Hadis:
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْمَلِكِ الأُمَوِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ الْمُخْتَارِ حَدَّثَنَا سُهَيْلُ بْنُ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "مَا مِنْ صَاحِبِ كَنْزٍ لاَ يُؤَدِّى زَكَاتَهُ إِلاَّ أُحْمِىَ عَلَيْهِ فِى نَارِ جَهَنَّمَ فَيُجْعَلُ صَفَائِحَ فَيُكْوَى بِهَا جَنْبَاهُ وَجَبِينُهُ حَتَّى يَحْكُمَ اللَّهُ بَيْنَ عِبَادِهِ فِى يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ ثُمَّ يُرَى سَبِيلَهُ إِمَّا إِلَى الْجَنَّةِ وَإِمَّا إِلَى النَّارِ وَمَا مِنْ صَاحِبِ إِبِلٍ لاَ يُؤَدِّى زَكَاتَهَا إِلاَّ بُطِحَ لَهَا بِقَاعٍ قَرْقَرٍ كَأَوْفَرِ مَا كَانَتْ تَسْتَنُّ عَلَيْهِ كُلَّمَا مَضَى عَلَيْهِ أُخْرَاهَا رُدَّتْ عَلَيْهِ أُولاَهَا حَتَّى يَحْكُمَ اللَّهُ بَيْنَ عِبَادِهِ فِى يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ ثُمَّ يُرَى سَبِيلَهُ إِمَّا إِلَى الْجَنَّةِ وَإِمَّا إِلَى النَّارِ وَمَا مِنْ صَاحِبِ غَنَمٍ لاَ يُؤَدِّى زَكَاتَهَا إِلاَّ بُطِحَ لَهَا بِقَاعٍ قَرْقَرٍ كَأَوْفَرِ مَا كَانَتْ فَتَطَؤُهُ بِأَظْلاَفِهَا وَتَنْطِحُهُ بِقُرُونِهَا لَيْسَ فِيهَا عَقْصَاءُ وَلاَ جَلْحَاءُ كُلَّمَا مَضَى عَلَيْهِ أُخْرَاهَا رُدَّتْ عَلَيْهِ أُولاَهَا حَتَّى يَحْكُمَ اللَّهُ بَيْنَ عِبَادِهِ فِى يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ خَمْسِينَ أَلْفَ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ ثُمَّ يُرَى سَبِيلَهُ إِمَّا إِلَى الْجَنَّةِ وَإِمَّا إِلَى النَّارِ."
قَالَ سُهَيْلٌ فَلاَ أَدْرِى أَذَكَرَ الْبَقَرَ أَمْ لاَ. قَالُوا فَالْخَيْلُ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ "الْخَيْلُ فِى نَوَاصِيهَا - أَوْ قَالَ - الْخَيْلُ مَعْقُودٌ فِى نَوَاصِيهَا" - قَالَ سُهَيْلٌ أَنَا أَشُكُّ - "الْخَيْرُ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ الْخَيْلُ ثَلاَثَةٌ فَهْىَ لِرَجُلٍ أَجْرٌ وَلِرَجُلٍ سِتْرٌ وَلِرَجُلٍ وِزْرٌ فَأَمَّا الَّتِى هِىَ لَهُ أَجْرٌ فَالرَّجُلُ يَتَّخِذُهَا فِى سَبِيلِ اللَّهِ وَيُعِدُّهَا لَهُ فَلاَ تُغَيِّبُ شَيْئًا فِى بُطُونِهَا إِلاَّ كَتَبَ اللَّهُ لَهُ أَجْرًا وَلَوْ رَعَاهَا فِى مَرْجٍ مَا أَكَلَتْ مِنْ شَىْءٍ إِلاَّ كَتَبَ اللَّهُ لَهُ بِهَا أَجْرًا وَلَوْ سَقَاهَا مِنْ نَهْرٍ كَانَ لَهُ بِكُلِّ قَطْرَةٍ تُغَيِّبُهَا فِى بُطُونِهَا أَجْرٌ - حَتَّى ذَكَرَ الأَجْرَ فِى أَبْوَالِهَا وَأَرْوَاثِهَا - وَلَوِ اسْتَنَّتْ شَرَفًا أَوْ شَرَفَيْنِ كُتِبَ لَهُ بِكُلِّ خَطْوَةٍ تَخْطُوهَا أَجْرٌ وَأَمَّا الَّذِى هِىَ لَهُ سِتْرٌ فَالرَّجُلُ يَتَّخِذُهَا تَكَرُّمًا وَتَجَمُّلاً وَلاَ يَنْسَى حَقَّ ظُهُورِهَا وَبُطُونِهَا فِى عُسْرِهَا وَيُسْرِهَا وَأَمَّا الَّذِى عَلَيْهِ وِزْرٌ فَالَّذِى يَتَّخِذُهَا أَشَرًا وَبَطَرًا وَبَذَخًا وَرِيَاءَ النَّاسِ فَذَاكَ الَّذِى هِىَ عَلَيْهِ وِزْرٌ." قَالُوا فَالْحُمُرُ يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ "مَا أَنْزَلَ اللَّهُ عَلَىَّ فِيهَا شَيْئًا إِلاَّ هَذِهِ الآيَةَ الْجَامِعَةَ الْفَاذَّةَ (فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْرًا يَرَهُ* وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَرًّا يَرَهُ )."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdülmelik el-Umevî, ona Abdülaziz b. el-Muhtar, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona babası, ona da Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Bir hazine sahibi olup, zekâtını ödemeyen herkes için, mutlaka o hazinesi cehennem ateşinde kızdırılır ve levhalar haline getirilerek onunla böğürleri ve alnı dağlanır. Miktarı elli bin yıl olan bir günde, Allah’ın, kulları arasında hüküm vereceği zamana kadar, böyle devam eder. Bundan sonra ise ya cennete ya da cehenneme giden yolu ona gösterilir. Develere sahip olup da zekâtını ödemeyen her bir kimse, mutlaka o develerin önünde geniş bir düzlükte yatırılır, onlar da en çok oldukları bir vaziyette, onların üstünden geçirilirler. Sonuncuları üzerinden her geçtikçe, önce geçenleri tekrar onun üzerinden geçirilir ve bu hal, miktarı elli bin yıl olan bir günde, Allah, kulları arasında hükmedinceye kadar devam eder. Sonra ona cennete mi cehenneme mi giden yolu gösterilir. Koyun sahibi olup da zekâtını ödemeyen ne kadar kişi varsa, mutlaka geniş bir düzlükte onların önüne yatırılır, en bol oldukları halleri ile ayaklarıyla onu çiğner, boynuzlarıyla onu toslarlar. Aralarında ne boynuzu bükük ne de boynuzsuz bir koyun dahi bulunmaz. En sonuncuları üzerinden geçtikçe, ilkleri tekrar onun üzerinden geçirilir ve bu hal, miktarı sizin saydığınız elli bin yıl kadar olan bir günde, Allah, kulları arasında hükmedinceye kadar devam eder. Sonra ona ya cennete yahut cehenneme giden yolu gösterilir."
(Ravi) Süheyl dedi ki: Sığırları zikredip etmediğini bilemiyorum. Ashab; peki ya atlar ey Allah'ın Rasulü dedi. O şöyle buyurdu: "Atların perçemlerinde kıyamet gününe kadar hayır vardır –ya da perçemlerinde hayır düğümlenmiştir-" Süheyl: Şüphe eden benim dedi. (Devamla): "Atlar üç türlüdür, bir türü bir adam için bir ecir vesilesidir, bir başkası için bir örtüdür, bir başka adam için de bir vebaldir. Atın, kendisi için ecir olduğu kişi o atı Allah yolunda (cihad etmek için) edinip ve bu maksatla o atı hazırlayan kimsedir. Bu atın karnına giren her bir şeyi Allah mutlaka onun için bir ecir olarak yazar. Eğer o atı bir otlakta otlatacak olursa, her ne yerse, mutlaka Allah, sahibi için onun karşılığında ona bir ecir yazar, bir ırmaktan onu sulayacak olursa karnına indirdiği her bir damla karşılığında ona bir ecir vardır –hatta atların sidiklerini ve pisliklerini dahi ecre sebep olanlar arasında zikretti.- Eğer at bir ya da iki tümseğe çıkacak olursa, attığı her bir adım karşılığında ona bir ecir yazılır. Atın kendisi için bir örtü olduğu kimseye gelince bu da atı mertlik ve güzellik olmak üzere edinen bununla birlikte zorluk ve kolaylık zamanlarında o atın sırtındaki ve karnındaki hakkı unutmayan kimsedir. Atın, kendisi için vebal olduğu kimse ise o atı, azgınlık şımarıklık ve insanlara karşı riyakârlık olsun diye edinen kimsedir. İşte atın, kendisi için vebal olduğu kişi böyle birisidir." Ashab; peki ya eşekler hakkında ne buyurursun ey Allah'ın Rasulü dediler. O; "Allah, onlar hakkında benim üzerime şu oldukça kapsamlı ve (manası itibariyle) eşsiz: Kim zerre ağırlığınca bir hayır yapıyorsa onu görecektir, kim de zerre ağırlığınca bir kötülük yapıyorsa onu görecektir (Zilzâl, 99/7-8) ayet (ler)inden başka bir şey indirmemiştir" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2292, /383
Senetler:
()
Konular:
CEHENNEM TASVİRLERİ
Hayvanlar, At Beslemek, etinden, sütünden vs. faydalanmak
Hayvanlar, Eşek ile ilgili her şey
Zekat, vermemenin cezası
Zekat, vermeyenin hali