Öneri Formu
Hadis Id, No:
40056, DM001368
Hadis:
- أَخْبَرَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِىُّ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ عَنْ عَلِىِّ بْنِ يَحْيَى بْنِ خَلاَّدٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَمِّهِ : رِفَاعَةَ بْنِ رَافِعٍ - وَكَانَ رِفَاعَةُ وَمَالِكُ ابْنَىْ رَافِعٍ أَخَوَيْنِ مِنْ أَهْلِ بَدْرٍ - قَالَ : بَيْنَمَا نَحْنُ جُلُوسٌ حَوْلَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- أَوْ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- جَالِسٌ وَنَحْنُ حَوْلَهُ - شَكَّ هَمَّامٌ - إِذْ دَخَلَ رَجُلٌ فَاسْتَقْبَلَ الْقِبْلَةَ فَصَلَّى ، فَلَمَّا قَضَى الصَّلاَةَ جَاءَ فَسَلَّمَ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- وَعَلَى الْقَوْمِ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« وَعَلَيْكَ ، ارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ ». فَرَجَعَ الرَّجُلُ فَصَلَّى ، وَجَعَلْنَا نَرْمُقُ صَلاَتَهُ لاَ نَدْرِى مَا يَعِيبُ مِنْهَا ، فَلَمَّا قَضَى صَلاَتَهُ جَاءَ فَسَلَّمَ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- وَعَلَى الْقَوْمِ ، فَقَالَ لَهُ النَّبِىُّ -صلى الله عليه وسلم- :« وَعَلَيْكَ ، ارْجِعْ فَصَلِّ فَإِنَّكَ لَمْ تُصَلِّ ». قَالَ هَمَّامٌ : فَلاَ أَدْرِى أَمَرَهُ بِذَلِكَ مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلاَثاً. قَالَ الرَّجُلُ : مَا أَلَوْتُ ، فَلاَ أَدْرِى مَا عِبْتَ عَلَىَّ مِنْ صَلاَتِى. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« إِنَّهَا لاَ تَتِمُّ صَلاَةُ أَحَدِكُمْ حَتَّى يُسْبِغَ الْوُضُوءَ كَمَا أَمَرَهُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ ، فَيَغْسِلُ وَجْهَهُ وَيَدَيْهِ إِلَى الْمِرْفَقَيْنِ ، وَيَمْسَحُ بِرَأْسِهِ وَرِجْلَيْهِ إِلَى الْكَعْبَيْنِ ، ثُمَّ يُكَبِّرُ اللَّهَ وَيَحْمَدُهُ ، ثُمَّ يَقْرَأُ مِنَ الْقُرْآنِ مَا أَذِنَ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ لَهُ فِيهِ ، ثُمَّ يُكَبِّرُ فَيَرْكَعُ فَيَضَعُ كَفَّيْهِ عَلَى رُكْبَتَيْهِ حَتَّى تَطْمَئِنَّ مَفَاصِلُهُ وَتَسْتَرْخِىَ وَيَقُولُ : سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ فَيَسْتَوِى قَائِماً حَتَّى يُقِيمَ صُلْبَهُ فَيَأْخُذَ كُلُّ عَظْمٍ مَأْخَذَهُ ، ثُمَّ يُكَبِّرُ فَيَسْجُدُ فَيُمَكِّنُ وَجْهَهُ ». قَالَ هَمَّامٌ وَرُبَّمَا قَالَ :« جَبْهَتَهُ مِنَ الأَرْضِ حَتَّى تَطْمَئِنَّ مَفَاصِلُهُ وَتَسْتَرْخِىَ ، ثُمَّ يُكَبِّرُ فَيَسْتَوِى قَاعِداً عَلَى مَقْعَدِهِ وَيُقِيمُ صُلْبَهُ ». فَوَصَفَ الصَّلاَةَ هَكَذَا أَرْبَعَ رَكَعَاتٍ حَتَّى فَرَغَ :« لاَ تَتِمُّ صَلاَةُ أَحَدِكُمْ حَتَّى يَفْعَلَ ذَلِكَ ».
Tercemesi:
Bize Ebu’l Velid et-Tayâlisî, ona Hemmâm, ona İshak b. Abdullah, ona Ali b. Yahya b. Hallâd, ona babası, ona amcası –Rifâ‘a b. Râfi‘– rivayet etmiştir: Rifâ‘a ve Malik Râfi‘in oğulları olup Bedir’e katılan iki kardeş idiler. (Rifâ‘a) dedi ki: Bizler Rasulullah’ın (sav) etrafında oturmakta iken yahut da Rasulullah (sav) oturmuş biz de etrafında bulunuyorken –şüphe eden ravi Hemmam’dır- bir adam içeri giriverdi, kıbleye dönerek namaz kıldı. Namazını bitirdikten sonra gelip Rasulullah’a (sav) ve yanında bulunanlara selam verdi. Rasulullah (sav): “Ve aleyke’s-selam, geri dön namaz kıl, çünkü sen namaz kılmadın” buyurdu. Adam geri döndü ve namaz kıldı. Bizler de onun namazını gözlemeye başladık. Namazının neresini kusurlu gördüğünü bilmiyorduk. Adam namazını bitirince yine geldi, Rasulullah (sav) ve yanında bulunanlara selam verdi. Nebi (sav) ona: “Ve aleyke’s-selam, geri dön namaz kıl, çünkü sen namaz kılmadın” buyurdu. Hemmâm dedi ki: Bunu ona iki defa mı, yoksa üç defa mı yapmasını emretti, bilemiyorum. Adam: Elimden geleni yaptım. Namazımın neresini kusurlu bulduğunu bilemiyorum, dedi. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: “Herhangi birinizin, namazı aziz ve celil Allah’ın kendisine emrettiği gibi iyice abdest almadığı sürece tamam olmaz. Bunun için yüzünü ve dirseklerine kadar ellerini yıkar, başını mesh eder, topuklarına kadar da ayaklarını (yıkar), sonra Allahu Ekber der ve ona hamd eder, sonra Kur’ân’ı Kerim’den aziz ve celil Allah’ın o kimseye bu hususta izin verdiği miktarı okur, sonra Allahu Ekber deyip rükûa varır. Bu arada avuçlarını dizlerinin üzerine koyar. Ta ki eklemleri yerli yerine oturup gevşeyinceye kadar böyle yapar ve: “Semiallahu limen hamideh: Allah kendisine hamd eden kulunu (hamdini) işitmiştir” diyerek belini iyice doğrultup her bir kemik yerli yerine oturuncaya kadar doğrulur sonra Allahu Ekber diyerek secdeye varır, secdede yüzünü yere iyice koyar.” Hemmam dedi ki: Belki de “Eklemleri yerli yerince oturuncaya ve gevşeyinceye kadar alnını yere koyar” demiştir. Sonra tekbir alır ve makadı üzerinde oturarak ve belini de doğrultarak doğrulur.” Bitirinceye kadar namazı bu şekilde dört rekâtı ile anlattı. (Sonra): “İşte bunları böylece yapmadıkça hiçbirinizin namazı tamam olmaz” (buyurdu).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Salât 78, 2/839
Senetler:
1. Ebu Muaz Rifa'a b. Rafi' ez-Zürakî (Rifa'a b. Rafi' b. Malik b. Malik b. Aclan)
2. Ebu Ali Yahya b. Hallad el-Ensari (Yahya b. Hallad b. Râfi' b. Malik b. Aclan)
3. Ebu Yahya Ali b. Yahya el-Ensari (Ali b. Yahya b. Hallad b. Râfi' b. Malik)
4. Ebu Yahya İshak b. Abdullah el-Ensârî (İshak b. Abdullah b. Zeyd b. Sehl)
5. Ebu Abdullah Hemmâm b. Yahya el-Avzî (Hemmâm b. Yahya b. Dinar)
6. Ebu Velid Hişam b. Abdülmelik el-Bahilî (Hişam b. Abdülmelik)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı
Namaz, ta'dil-i erkâna riayet