Öneri Formu
Hadis Id, No:
40086, DM001398
Hadis:
أَخْبَرَنَا سَعِيدُ بْنُ عَامِرٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ أَبِى عَرُوبَةَ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ يُونُسَ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ حِطَّانَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الرَّقَاشِىِّ قَالَ : صَلَّى بِنَا أَبُو مُوسَى إِحْدَى صَلاَتَىِ الْعَشِىِّ ، فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ : أُقِرَّتِ الصَّلاَةُ بِالْبِرِّ وَالزَّكَاةِ؟ فَلَمَّا قَضَى أَبُو مُوسَى الصَّلاَةَ قَالَ : أَيُّكُمُ الْقَائِلُ كَلِمَةَ كَذَا وَكَذَا؟ فَأَرَمَّ الْقَوْمُ فَقَالَ : لَعَلَّكَ يَا حِطَّانُ قُلْتَهَا؟ قَالَ : مَا أَنَا قُلْتُهَا وَقَدْ خِفْتُ أَنْ تَبْكَعَنِى بِهَا. فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ : أَنَا قُلْتُهَا وَمَا أَرَدْتُ بِهَا إِلاَّ الْخَيْرَ. فَقَالَ أَبُو مُوسَى : أَوَمَا تَعْلَمُونَ مَا تَقُولُونَ فِى صَلاَتِكُمْ؟ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- خَطَبَنَا فَعَلَّمَنَا صَلاَتَنَا وَبَيَّنَ لَنَا سُنَّتَنَا قَالَ أَحْسَبُهُ قَالَ :« إِذَا أُقِيمَتِ الصَّلاَةُ فَلْيَؤُمَّكُمْ أَحَدُكُمْ ، فَإِذَا كَبَّرَ فَكَبِّرُوا ، وَإِذَا قَالَ {غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ} فَقُولُوا آمِينَ يُجِبْكُمُ اللَّهُ ، فَإِذَا كَبَّرَ وَرَكَعَ فَكَبِّرُوا وَارْكَعُوا ، فَإِنَّ الإِمَامَ يَرْكَعُ قَبْلَكُمْ وَيَرْفَعُ قَبْلَكُمْ ». قَالَ نَبِىُّ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- : « فَتِلْكَ بِتِلْكَ ، فَإِذَا قَالَ سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ فَقُولُوا اللَّهُمَّ رَبَّنَا لَكَ الْحَمْدُ أَوْ قَالَ رَبَّنَا وَلَكَ الْحَمْدُ ، فَإِنَّ اللَّهَ قَالَ عَلَى لِسَانِ نَبِيِّهِ سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ ، فَإِذَا كَبَّرَ وَسَجَدَ فَكَبِّرُوا وَاسْجُدُوا ، فَإِنَّ الإِمَامَ يَسْجُدُ قَبْلَكُمْ وَيَرْفَعُ قَبْلَكُمْ ». قَالَ نَبِىُّ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« فَتِلْكَ بِتِلْكَ ، فَإِذَا كَانَ عِنْدَ الْقَعْدَةِ فَلْيَكُنْ مِنْ أَوَّلِ قَوْلِ أَحَدِكُمْ : التَّحِيَّاتُ الطَّيِّبَاتُ الصَّلَوَاتُ لِلَّهِ السَّلاَمُ أَوْ سَلاَمٌ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِىُّ وَرَحْمَةُ اللَّهِ وَبَرَكَاتُهُ ، السَّلاَمُ أَوْ سَلاَمٌ عَلَيْنَا وَعَلَى عِبَادِ اللَّهِ الصَّالِحِينَ ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ ».
Tercemesi:
Bize Said b. Âmir, ona Said b. Ebu Arûbe, ona Katâde, ona Yunus b. Cübeyr, ona Hittân b. Abdullah er-Rekâşî’nin şöyle dediğini rivayet etti: Ebu Musa bize iki akşam namazından (akşam ve yatsı namazından) birisini kıldırdı. Cemaat arasından bir adam: Namaz iyilik (birr) ve zekât ile birlikte mi emrolundu, dedi. Ebu Musa namazı bitirince: Şu şu sözü hanginiz söyledi, dedi. Cemaat susunca, Ebu Musa: Bu sözü muhtemelen sen söyledin, ey Hittân deyince, Hittân: Onu ben söylemedim ama bundan dolayı da beni azarlayacağından kokmuştum, dedi. Cemaat arasından bir adam: Onu ben söyledim ve bu sözümle hayırdan başka bir şey söyleme kastım yoktu, dedi. Ebu Musa dedi ki: Sizler namazınızda neler söyleyeceğinizi bilmiyor musunuz? Şüphesiz Rasulullah (sav) bize hutbe verdi, bize namazımızı öğretti, bize sünnetimizi de beyan etti. (Ravi) dedi ki: Sanırım şunları da söyledi: “Namaz için kamet getirildiğinde biriniz size imam olsun. O, tekbir alınca sizde tekbir alın, o: “Ğayri’l mağdubi aleyhim veleddâllîn: Gazaba uğramışların ve yolunu sapıtanlarınkine değil” dediği zaman siz de: Âmin deyiniz. Allah duanızı kabul buyurur. İmamınız tekbir alıp rükûa varınca, siz de tekbir alarak rükûa varınız, imam sizden önce rükûa varır ve sizden önce rükûdan kalkar.” Allah’ın Nebi’si (sav) (devamla) şöyle buyurdu: “İşte bu ona mukabildir (yani imamın sizden önce rükûa varıp, sizden önce rükûdan kalkması, sizin ise rükûa varışınızın ve rükûdan kalkışınızın ondan sonraya kalması suretiyle imamın da cemaatin de rükûlarının eşit olmasını sağlar). İmam “Semiallahu limen hamideh: Allah kendisine hamd eden kulunu işitir” dediğinde, siz de: Allahumme Rabbenâ leke’l hamd: Allah’ım, Rabbimiz hamd yalnız Sanadır –ya da: Rabbenâ ve leke’l hamd: Rabbimiz, hamd elbette yalnız sanadır, dedi- deyiniz. Şüphesiz Allah, Nebisinin dili üzere “Semiallahu limen hamideh: Allah kendisine hamd eden kulunu işitir” buyurmuştur. İmam tekbir alıp secdeye vardığı zaman siz de tekbir alıp secdeye varınız. İmam sizden önce secdeye varır ve sizden önce secdeden kalkar” Allah’ın Nebi’si (sav) devamla şöyle buyurdu: “İşte bu ona karşılıktır (onun sizden önce secdeye varıp secdeden kalkması, sizin de ondan sonra secdeye varıp secdeden kalkmanız suretiyle secde sureleriniz eşitlenmiş olur). Oturuşa gelince, herhangi birinizin ilk söyleyeceği sözler şunlar olmalıdır: Et-tehiyyâtu, et-tayyibâtu, es-salavâtu lillahi, esselamu –ya da: selâmun- aleyke eyyuhe’n-nebiyyu ve rahmetullahi ve berekâtuh, es-selamu –ya da: selamun- aleynâ ve alâ ibadillahi’s-salihin, eşhedü en lâ İlâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasulüh: Bütün saygılar, selamlar, hoş ve güzel dualar, yalvarıp yakarmalar, yalnız Allah’adır. O selam –ya da: bir selam- ve Allah’ın rahmet ve bereketleri sanadır ey Nebi, o selam – ya da: bir selam- bizlere ve Allah’ın salih kullarına olsun. Şehadet ederim ki Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur ve yine şehadet ederim ki Muhammed onun kulu ve Rasulü'dür.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Salât 92, 2/857
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Hıttan b. Abdullah er-Rakkâşî (Hıttan b. Abdullah)
3. Ebu Gallab Yunus b. Cübeyr el-Bahilî (Yunus b. Cübeyr)
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
6. Ebu Muhammed Said b. Amir ed-Dube'î (Said b. Amir)
Konular:
Dua, duaya amin demek
KTB, DUA
KTB, NAMAZ,
Namaz, amin demek
Namaz, imama uyanın yapması gerekenler
Namaz, kılınış şekli/nasıl kılınacağı