Öneri Formu
Hadis Id, No:
689, M004061
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ الْقَوَارِيرِىُّ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ قَالَ "كُنْتُ بِالشَّامِ فِى حَلْقَةٍ فِيهَا مُسْلِمُ بْنُ يَسَارٍ فَجَاءَ أَبُو الأَشْعَثِ قَالَ قَالُوا أَبُو الأَشْعَثِ أَبُو الأَشْعَثِ. فَجَلَسَ فَقُلْتُ لَهُ حَدِّثْ أَخَانَا حَدِيثَ عُبَادَةَ بْنِ الصَّامِتِ. قَالَ نَعَمْ غَزَوْنَا غَزَاةً وَعَلَى النَّاسِ مُعَاوِيَةُ فَغَنِمْنَا غَنَائِمَ كَثِيرَةً فَكَانَ فِيمَا غَنِمْنَا آنِيَةٌ مِنْ فِضَّةٍ فَأَمَرَ مُعَاوِيَةُ رَجُلاً أَنْ يَبِيعَهَا فِى أَعْطِيَاتِ النَّاسِ فَتَسَارَعَ النَّاسُ فِى ذَلِكَ فَبَلَغَ عُبَادَةَ بْنَ الصَّامِتِ فَقَامَ فَقَالَ إِنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَنْهَى عَنْ بَيْعِ الذَّهَبِ بِالذَّهَبِ وَالْفِضَّةِ بِالْفِضَّةِ وَالْبُرِّ بِالْبُرِّ وَالشَّعِيرِ بِالشَّعِيرِ وَالتَّمْرِ بِالتَّمْرِ وَالْمِلْحِ بِالْمِلْحِ إِلاَّ سَوَاءً بِسَوَاءٍ عَيْنًا بِعَيْنٍ فَمَنْ زَادَ أَوِ ازْدَادَ فَقَدْ أَرْبَى. فَرَدَّ النَّاسُ مَا أَخَذُوا فَبَلَغَ ذَلِكَ مُعَاوِيَةَ فَقَامَ خَطِيبًا فَقَالَ أَلاَ مَا بَالُ رِجَالٍ يَتَحَدَّثُونَ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَحَادِيثَ قَدْ كُنَّا نَشْهَدُهُ وَنَصْحَبُهُ فَلَمْ نَسْمَعْهَا مِنْهُ. فَقَامَ عُبَادَةُ بْنُ الصَّامِتِ فَأَعَادَ الْقِصَّةَ ثُمَّ قَالَ لَنُحَدِّثَنَّ بِمَا سَمِعْنَا مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَإِنْ كَرِهَ مُعَاوِيَةُ - أَوْ قَالَ وَإِنْ رَغِمَ - مَا أُبَالِى أَنْ لاَ أَصْحَبَهُ فِى جُنْدِهِ لَيْلَةً سَوْدَاءَ." قَالَ حَمَّادٌ هَذَا أَوْ نَحْوَهُ.
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Ömer el-Kavârîrî, ona Hammad b. Zeyd Eyyüb, ona da Ebû Kilabe şöyle rivayette etti: "Şam'da Müslim b. Yesar'ın bulunduğu bir halkada oturuyordum. Derken Ebu'l-Eş'as geldi. Cemaat; Ebu'l-Eş'as (geliyor) Ebu'l-Eş'as dediler. Ebu'l-Eş'as oturdu. Ben kendisine; ey kardeşimiz (bize) Ubade b. Samit'in hadisini naklet dedim. Hay hay dedi (ve şunları söyledi:) Bir gazaya çıktık; ordunun başında Muaviye vardı. Birçok ganimetler aldık. Aldığımız ganimetler arasında bir gümüş kap da vardı. Muaviye bu kabı halkın bağışları arasında satmasını bir adama emretti. Halk bu alış-verişe koşuştular. Derken Ubade b. Samit bunu duyarak ayağa kalktı ve şunları söyledi: Ben Resulullah'ı (sav) altına mukabil altın, gümüşe mukabil gümüş, buğdaya mukabil buğday, arpaya mukabil arpa, hurmaya mukabil hurma, tuza mukabil tuz satmayı yasak ederken işittim; ancak misli misline peşin olarak satılırsa o başka. Her kim ziyade verir veya alırsa muhakkak ribâ yapmıştır. Bunun üzerine halk aldıklarını geri verdiler. Bu iş Muaviye'nin kulağına vardı. Hemen hitabede bulunmak üzere ayağa kalkarak şunları söyledi: Dikkat! Bazı kimselere ne oluyor ki, Peygamber'den (sav) bir takım hadisler rivayet ediyorlar! Biz de onu görüyor, sohbetinde bulunuyorduk ama bunları ondan işitmedik. Derken Ubade kalktı ve kıssayı tekrarladı. Sonra Muaviye hoşlanmasa da (yahut Muaviye çatlasa da) biz Rasulullah'tan (sav) işittiklerimizi mutlaka söyleyeceğiz. Ordusunun içinde onunla bir karanlık gece (bile) beraber bulunmamak umurumda değil!" Hammad; bunu yahut benzerini söyledi demiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Müsâkât ve'l-Müzâra 4061, /658
Senetler:
()
Konular:
Faiz, Riba
Ticaret, altın ve gümüşün alım satımı
Ticaret, altın, gümüş, buğday, hurmanın vs. misli misline satılması