Öneri Formu
Hadis Id, No:
70984, HM022431
Hadis:
حَدَّثَنَا كَثِيرُ بْنُ هِشَامٍ حَدَّثَنَا جَعْفَرٌ يَعْنِي ابْنَ بُرْقَانَ حَدَّثَنَا حَبِيبُ بْنُ أَبِي مَرْزُوقٍ عَنْ عَطَاءِ بْنِ أَبِي رَبَاحٍ عَنْ أَبِي مُسْلِمٍ الْخَوْلَانِيِّ قَالَ
دَخَلْتُ مَسْجِدَ حِمْصَ فَإِذَا فِيهِ نَحْوٌ مِنْ ثَلَاثِينَ كَهْلًا مِنْ أَصْحَابِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَإِذَا فِيهِمْ شَابٌّ أَكْحَلُ الْعَيْنَيْنِ بَرَّاقُ الثَّنَايَا سَاكِتٌ فَإِذَا امْتَرَى الْقَوْمُ فِي شَيْءٍ أَقْبَلُوا عَلَيْهِ فَسَأَلُوهُ فَقُلْتُ لِجَلِيسٍ لِي مَنْ هَذَا قَالَ هَذَا مُعَاذُ بْنُ جَبَلٍ فَوَقَعَ لَهُ فِي نَفْسِي حُبٌّ فَكُنْتُ مَعَهُمْ حَتَّى تَفَرَّقُوا ثُمَّ هَجَّرْتُ إِلَى الْمَسْجِدِ فَإِذَا مُعَاذُ بْنُ جَبَلٍ قَائِمٌ يُصَلِّي إِلَى سَارِيَةٍ فَسَكَتَ لَا يُكَلِّمُنِي فَصَلَّيْتُ ثُمَّ جَلَسْتُ فَاحْتَبَيْتُ بِرِدَاءٍ لِي ثُمَّ جَلَسَ فَسَكَتَ لَا يُكَلِّمُنِي وَسَكَتُّ لَا أُكَلِّمُهُ ثُمَّ قُلْتُ وَاللَّهِ إِنِّي لَأُحِبُّكَ قَالَ فِيمَ تُحِبُّنِي قَالَ قُلْتُ فِي اللَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فَأَخَذَ بِحُبْوَتِي فَجَرَّنِي إِلَيْهِ هُنَيَّةً ثُمَّ قَالَ أَبْشِرْ إِنْ كُنْتَ صَادِقًا سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ الْمُتَحَابُّونَ فِي جَلَالِي لَهُمْ مَنَابِرُ مِنْ نُورٍ يَغْبِطُهُمْ النَّبِيُّونَ وَالشُّهَدَاءُ قَالَ فَخَرَجْتُ فَلَقِيتُ عُبَادَةَ بْنَ الصَّامِتِ فَقُلْتُ يَا أَبَا الْوَلِيدِ لَا أُحَدِّثُكَ بِمَا حَدَّثَنِي مُعَاذُ بْنُ جَبَلٍ فِي الْمُتَحَابِّينَ قَالَ فَأَنَا أُحَدِّثُكَ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَرْفَعُهُ إِلَى الرَّبِّ عَزَّ وَجَلَّ قَالَ حَقَّتْ مَحَبَّتِي لِلْمُتَحَابِّينَ فِيَّ وَحَقَّتْ مَحَبَّتِي لِلْمُتَزَاوِرِينَ فِيَّ وَحَقَّتْ مَحَبَّتِي لِلْمُتَبَاذِلِينَ فِيَّ وَحَقَّتْ مَحَبَّتِي لِلْمُتَوَاصِلِينَ فِيَّ
Tercemesi:
Bize Kesir b. Hişam, ona Cafer -İbn Bürkân-, ona Habib b. Ebu Merzûk, ona Atâ b. Ebu Rebah, ona Ebu Müslim el-Havlânî şöyle rivayet etmiştir:
Hıms mescidine girdiğimde Rasulullahın (sav) ashabından orta yaşlarda yaklaşık otuz kişinin olduğu bir halka vardı. Bir de baktım ki onların arasında gözleri sürmeli, dişleri parlak sessiz bir genç vardı. İnsanlar, herhangi bir konuda ihtilafa düşerlerse ona giderler ve sorarlardı. Arkadaşıma,'onun kim olduğunu sordum.' O da,'Bu, Muaz b. Cebel', dedi. İçimde ona karşı bir sevgi oluştu. Meclisten dağılıp gidinceye kadar onlarla birlikteydim. Ertesi gün erkenden yine mescide gittim ancak ne göreyim Muaz b. Cebel benden erken gelmiş direğe doğru namaz kılıyor. Sonra ara verdi benimle konuşmadı. Ben de namaz kıldım ve oturdum. Elbiseme büründüm. Sonra o da sessizce oturdu. Benimle konuşmadı ben de sustum onunla konuşmadım. Sonra ona, 'Vallahi, ben seni Allah (ac) için seviyorum', dedim. O da, 'ne için seviyorsun beni dedi' dedi. Ben de 'Allah (ac) için seviyorum', dedim. Elbisemin ucundan tutarak beni biraz kendisine doğru çekti ve Eğer söylediğinde samimi isen sana müjdeler olsun dedi ve ben Rasulullah'ın (sav) Rabbinden hikaye ederek şöyle dediğini işittim' diye rivayet etti:
'Benim rızam için birbirlerini seven -nebilerin ve şehitlerin gıpta ettiği- kimseler için nurdan minberler vardır.'
Ben bunun üzerine dışarı çıktım ve Ubade b. Samit ile karşılaştım. Ona 'Ey Ebu Velid! Sana Muaz b. Cebel'in birbirini sevenler hakkında rivayet ettiği hadisi haber vermeyeyim' dedim. O da istersen ben o hadisi Peygamberden (sav) Allah'a (ac) ref ederek sözün kaynağının Allah olduğuna işaret ederek nasıl bildirdiğini aktarayım diyerek şunu rivayet etti:
'Allah (ac) buyurdu ki: Benim rızam için birbirini sevenlere, benim için birbirlerini ziyaret edenlere, benim için (birbirleriyle yarışırcasına) can ve mallarını feda edenlere, benim için birbirleri ile iletişim (sıla) kuranlara muhabbetim/sevgim vacip olur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Muaz b. Cebel 22431, 7/328
Senetler:
()
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Hadis, Kudsi Hadis
Sevgi, Allah için sevmek
Sevgi, kişi sevdiğiyle beraberdir