Açıklama: ''...(hemen)...'' ifadesi, ''عَزَمَ على'' ifadesinin sözlük anlamı sebebiyle tercih edilmiştir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7140, M002589
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ ح
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ - وَاللَّفْظُ لَهُ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ بْنُ هَمَّامٍ أَخْبَرَنَا ابْنُ جُرَيْجٍ أَخْبَرَنِى عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ أَبِى بَكْرِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِى بَكْرٍ قَالَ "سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - يَقُصُّ يَقُولُ فِى قَصَصِهِ مَنْ أَدْرَكَهُ الْفَجْرُ جُنُبًا فَلاَ يَصُمْ. فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لِعَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ - لأَبِيهِ - فَأَنْكَرَ ذَلِكَ. فَانْطَلَقَ عَبْدُ الرَّحْمَنِ وَانْطَلَقْتُ مَعَهُ حَتَّى دَخَلْنَا عَلَى عَائِشَةَ وَأُمِّ سَلَمَةَ - رضى الله عنهما - فَسَأَلَهُمَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ عَنْ ذَلِكَ - قَالَ - فَكِلْتَاهُمَا قَالَتْ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يُصْبِحُ جُنُبًا مِنْ غَيْرِ حُلُمٍ ثُمَّ يَصُومُ - قَالَ - فَانْطَلَقْنَا حَتَّى دَخَلْنَا عَلَى مَرْوَانَ فَذَكَرَ ذَلِكَ لَهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ. فَقَالَ مَرْوَانُ عَزَمْتُ عَلَيْكَ إِلاَّ مَا ذَهَبْتَ إِلَى أَبِى هُرَيْرَةَ فَرَدَدْتَ عَلَيْهِ مَا يَقُولُ - قَالَ - فَجِئْنَا أَبَا هُرَيْرَةَ وَأَبُو بَكْرٍ حَاضِرُ ذَلِكَ كُلِّهِ - قَالَ - فَذَكَرَ لَهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ فَقَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ أَهُمَا قَالَتَاهُ لَكَ قَالَ نَعَمْ. قَالَ هُمَا أَعْلَمُ. ثُمَّ رَدَّ أَبُو هُرَيْرَةَ مَا كَانَ يَقُولُ فِى ذَلِكَ إِلَى الْفَضْلِ بْنِ الْعَبَّاسِ فَقَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ سَمِعْتُ ذَلِكَ مِنَ الْفَضْلِ وَلَمْ أَسْمَعْهُ مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم. قَالَ فَرَجَعَ أَبُو هُرَيْرَةَ عَمَّا كَانَ يَقُولُ فِى ذَلِكَ. قُلْتُ لِعَبْدِ الْمَلِكِ أَقَالَتَا فِى رَمَضَانَ قَالَ كَذَلِكَ كَانَ يُصْبِحُ جُنُبًا مِنْ غَيْرِ حُلُمٍ ثُمَّ يَصُومُ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Hatim, ona Yahya b. Said, ona İbn Cüreyc; (T)
Bize Muhammed b. Râfi', -hadisin lafızları ona aittir- ona Abdürrezzak b. Hemmam, ona İbn Cüreyc, ona Abdülmelik b. Ebu Bekir b. Abdurrahman, ona da Ebu Bekir şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Hureyre'yi konuşurken dinledim. Konuşmasında cünüp olarak sabahlayan oruç tutmasın dedi. Bu (sözü) -babam- Abdurrahman b. Haris'e anlattım da o bunu garipsedi. Abdurrahman ve yanında ben (olmak üzere) gidip Aişe ve Ümmü Seleme'nin (ra) huzuruna girdik. Abdurrahman, onlara bu konu hakkında sordu. İkisi de Nebî (sav) ihtilam durumu söz konusu olmaksızın cünüp olarak sabahlar, ardından oruç tutardı dediler. (Sonra) biz gidip Mervan'ın huzuruna girdik. Abdurrahman, ona da durumu anlattı. Mervan, (hemen) Ebu Hureyre'ye gidip söylediğini ona iade etmeni emrediyorum dedi. (Biz de) Ebu Hureyre'nin yanına geldik ki, ben (Ebu Bekir) hepsine şahit oldum. Abdurrahman, (Ebu Hureyre'ye söylenenleri) anlattı. Ebu Hureyre, o ikisi mi (bunu) söyledi? dedi. O, evet dedi. (Ebu Hureyre), o ikisi daha iyi bilirler dedi. Ardından Ebu Hureyre, bu konuda dediklerini Fadl b. Abbas'a nispet edip ben bunu Fadl'dan işittim, Hz. Peygamber'den (sav) değil dedi. (Böylece) Ebu Hureyre bu konuda söylediklerinden döndü. Ben, Abdülmelik'e o ikisi Ramazan'da dediler mi dedim. O da işte böyle. (Yani), Nebî (sav) ihtilam durumu söz konusu olmaksızın cünüp olarak sabahlar, ardından oruç tutardı dedi."
Açıklama:
''...(hemen)...'' ifadesi, ''عَزَمَ على'' ifadesinin sözlük anlamı sebebiyle tercih edilmiştir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıyâm 2589, /432
Senetler:
()
Konular:
Oruç, bozulması
Oruç, cünüp olarak uyananın orucu
Uyku, cünüp iken uyumak