1 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed, ona Ebu Damra Enes b. İyaz, ona Şerik b. Abdullah b. Ebu Nemr, ona da Enes b. Malik şöyle söylemiştir:
Bir kimse cuma günü Rasulullah ayakta hutbe verirken, minberin karşısında bulunan bir kapıdan içeriye girdi ve Rasulullah'ın (sav) karşısında ayakta dikelerek 'Ey Allah'ın Rasulü! Davarlar helak oldu, yollar kesildi. Allah'a dua et de imdadımıza yetişsin' dedi. Bu söz üzerine Rasulullah iki elini kaldırdı ve "Allâhumme eskınâ, Allâhumme eskınâ, Allâhumme eskınâ Allah'ım! Bize yağmur ver; Allah'ım! bize yağmur ver; Allah'ım! bize yağmur ver" diyerek dua etti. Enes dedi ki; Allah'a yemin ederim ki, o sırada biz gökyüzünde ne kalın, ne ince hiç bir bulut görmüyorduk. Bizimle Sel' Dağı arasında o zaman hiçbir ev ve hiçbir konak yoktu. Derken Rasulullah'ın (sav) arka tarafından, kalkan şeklinde bir bulut parçası geldi. Gök yüzünün ortasına gelince o bulut yayıldı. Sonra da yağmur yağmaya başladı. Enes dedi ki, 'Allah'a yeminle söylüyorum, biz altı gün güneşin yüzünü görmedik.' Sonraki cuma günü yine Rasulullah ayakta hutbe verirken, yine o kapıdan bir kişi girdi. Hz. Peygamber'in (sav) karşısına geçti ve ayakta dikelerek 'Ey Allah'ın Rasulü! Mallar helak oldu, yollar kesilip kapandı. Allah'a dua et de artık bu yağmur dursun' dedi. Enes dedi ki Bunun üzerine Rasulullah iki elini kaldırdı ve şöyle dua etti:
"Allah'ım! Etrafımıza yağdır, üzerimize değil. Allah'ım! Tepelere, dağlara, bayırlara, derelere, ağaç ve ot biten yerlere yağdır" diye dua etti. Enes dedi ki; 'bunun üzerine hemen yağmur kesildi ve biz namazdan çıktığımızda güneşte yürüyorduk. Şerîk dedi ki; Enes'e ikinci hafta gelen kişi önceki hafta gelen kişi miydi? diye sordum. O da bilmiyorum, dedi.