عَبْدُ الرَّزَّاقِ، عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ قَالَ: أَخْبَرَنِي عَطَاءٌ، وَسَأَلْتُهُ عَنِ الصَّلَاةِ عَلَى الْجَنَائِزِ، وَأَخْبَرَنِي عَنْ أَبِي صَالِحٍ الزَّيَّاتِ قَالَ: تَبْدَأُ بِالصَّلَاةِ عَلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ثُمَّ تَقُولُ: «اللَّهُمَّ اغْفِرْ لِأَحْيَائِنَا وَأَمْوَاتِنَا، وَأَصْلِحْ ذَاتَ بَيْنِنَا، وَأَلِّفْ بَيْنَ قُلُوبِنَا، وَاجْعَلْ قُلُوبَنَا عَلَى قُلُوبِ أَخْيَارِنَا، اللَّهُمَّ اغْفِرْ لَهُ وَارْحَمْهُ وَارْدُدْهُ إِلَى خَيْرٍ مِمَّا كَانَ فِيهِ، وَاجْعَلِ الْيَوْمَ خَيْرَ يَوْمٍ جَاءَ عَلَيْهِ، اللَّهُمَّ لَا تَحْرِمْنَا أَجْرَهُ، وَلَا تَفْتِنَّا بَعْدَهُ»

(Bize) Abdurrezzâk, ona da İbn Cüreyc şöyle demiştir:

Atâ'ya cenaze namazı hakkında sordum, bana, Ebu Sâlih ez-Zeyyât'tan rivayetle şöyle dedi: Önce Peygamber’e (sav) salât getirirsin, sonra şöyle dersin:

"Allâhummağfir li-ahyâinâ ve emvâtinâ, ve aslih zâte beyninâ, ve ellif beyne kulûbinâ, vec'al kulûbenâ alâ kulûbi ahyârinâ. Allâhummağfir lehû verhamhû, veruddhû ilâ khayrin mimmâ kâne fîh. Vec'ali’l-yevme hayra yevmin câe aleyh. Allâhumme lâ tahrimnâ ecrehû, ve lâ teftinnâ ba'dehû."

"Allah’ım, yaşayanlarımıza ve ölülerimize mağfiret eyle. Aramızdaki ilişkileri ıslah et, kalplerimizi birbirine yaklaştır. Kalplerimizi seçkin kullarının kalplerine uygun kıl. Allah’ım, ona mağfiret et, merhamet et, bulunduğu durumdan daha hayırlı bir duruma döndür onu. Bugünü, onun için gelip geçtiği günlerin en hayırlısı kıl. Allah’ım, bizi onun ecrinden mahrum bırakma ve ondan sonra bizi fitneye düşürme."

---

• Abdürrezzak b. Hemmam Musannef Cenâiz 6426, 3/489