Öneri Formu
Hadis Id, No:
10125, B001360
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ قَالَ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ صَالِحٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى سَعِيدُ بْنُ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ لَمَّا حَضَرَتْ أَبَا طَالِبٍ الْوَفَاةُ جَاءَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَوَجَدَ عِنْدَهُ أَبَا جَهْلِ بْنَ هِشَامٍ ، وَعَبْدَ اللَّهِ بْنَ أَبِى أُمَيَّةَ بْنِ الْمُغِيرَةِ ، قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لأَبِى طَالِبٍ « يَا عَمِّ ، قُلْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ ، كَلِمَةً أَشْهَدُ لَكَ بِهَا عِنْدَ اللَّهِ » . فَقَالَ أَبُو جَهْلٍ وَعَبْدُ اللَّهِ بْنُ أَبِى أُمَيَّةَ يَا أَبَا طَالِبٍ ، أَتَرْغَبُ عَنْ مِلَّةِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ فَلَمْ يَزَلْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَعْرِضُهَا عَلَيْهِ ، وَيَعُودَانِ بِتِلْكَ الْمَقَالَةِ ، حَتَّى قَالَ أَبُو طَالِبٍ آخِرَ مَا كَلَّمَهُمْ هُوَ عَلَى مِلَّةِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ ، وَأَبَى أَنْ يَقُولَ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَمَا وَاللَّهِ لأَسْتَغْفِرَنَّ لَكَ ، مَا لَمْ أُنْهَ عَنْكَ » . فَأَنْزَلَ اللَّهُ تَعَالَى فِيهِ ( مَا كَانَ لِلنَّبِىِّ ) الآيَةَ .
Tercemesi:
Bize İshak, ona Yakub b. İbrahim, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona Salih, ona İbn Şihab, ona Said b. Müseyyeb, ona babası (Müseyyeb b. Hazn) şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Talib'e ölüm belirtileri geldiğinde Peygamber (sav) onun yanına geldi ve onun yanında Ebu Cehil b. Hişam ile Abdullah b. Ebu Ümeyye bulunuyordu. Peygamber (sav) Ebu Talib'e hitaben: "Ey amca! Lâ ilahe illallah kelimesini söyle de, bununla Allah katında sana şehadet edeyim" dedi. Ebu Cehil ve Abdullah b. Ebu Ümeyye: 'Ey Ebu Talib! Abdulmuttalib milletinden yüz mü çevireceksin?' dediler. Peygamber bu tevhid ifadesini amcasına arz etmeye devam ediyordu. Onlar da sözlerini tekrar ediyordu. Nihayet Ebu Talib bunlara son söz olarak: 'O (yani Ebu Talib), Abdulmuttalib milleti üzeredir' dedi ve Lâ ilahe illallah demekten çekindi. Bunun üzerine Peygamber (sav): "Allah'a yemin olsun, ben senin için af dilemekten nehy edilmediğim sürece, senin için Allah'tan mağfiret dileyeceğim" dedi. Ardından da Allah şu ayeti indirdi: "Müşriklerin o çılgın ateşin yaranı oldukları muhakkak meydana çıktıktan sonra, artık onların lehine, velev hısım olsunlar, ne Peygamber ne de mümin olanların istiğfar etmeleri doğru değildir." (Tevbe, 9/129)
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cenâiz 80, 1/455
Senetler:
1. Müseyyeb b. Hazn el-Kuraşi (Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb b. Amr b. Aiz)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Salih b. Keysan ed-Devsi (Salih b. Keysan)
5. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
6. Ebu Yusuf Yakub b. İbrahim el-Kuraşî (Yakub b. İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
7. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
Konular:
İstiğfar, Af Dilemek, müşrikler için af dilemek,
Tarihsel şahsiyetler, Ebu Talib