وَغَزَوْتُ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم عَلَى نَاضِحٍ لَنَا ، فَأَزْحَفَ الْجَمَلُ فَتَخَلَّفَ عَلَىَّ فَوَكَزَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم مِنْ خَلْفِهِ ، قَالَ « بِعْنِيهِ وَلَكَ ظَهْرُهُ إِلَى الْمَدِينَةِ » . فَلَمَّا دَنَوْنَا اسْتَأْذَنْتُ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى حَدِيثُ عَهْدٍ بِعُرْسٍ . قَالَ صلى الله عليه وسلم « فَمَا تَزَوَّجْتَ بِكْرًا أَمْ ثَيِّبًا » . قُلْتُ ثَيِّبًا ، أُصِيبَ عَبْدُ اللَّهِ وَتَرَكَ جَوَارِىَ صِغَارًا ، فَتَزَوَّجْتُ ثَيِّبًا تُعَلِّمُهُنَّ وَتُؤَدِّبُهُنَّ ، ثُمَّ قَالَ « ائْتِ أَهْلَكَ » . فَقَدِمْتُ فَأَخْبَرْتُ خَالِى بِبَيْعِ الْجَمَلِ فَلاَمَنِى ، فَأَخْبَرْتُهُ بِإِعْيَاءِ الْجَمَلِ ، وَبِالَّذِى كَانَ مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَوَكْزِهِ إِيَّاهُ ، فَلَمَّا قَدِمَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم غَدَوْتُ إِلَيْهِ بِالْجَمَلِ ، فَأَعْطَانِى ثَمَنَ الْجَمَلِ وَالْجَمَلَ وَسَهْمِى مَعَ الْقَوْمِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18079, B002406
Hadis:
وَغَزَوْتُ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم عَلَى نَاضِحٍ لَنَا ، فَأَزْحَفَ الْجَمَلُ فَتَخَلَّفَ عَلَىَّ فَوَكَزَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم مِنْ خَلْفِهِ ، قَالَ « بِعْنِيهِ وَلَكَ ظَهْرُهُ إِلَى الْمَدِينَةِ » . فَلَمَّا دَنَوْنَا اسْتَأْذَنْتُ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى حَدِيثُ عَهْدٍ بِعُرْسٍ . قَالَ صلى الله عليه وسلم « فَمَا تَزَوَّجْتَ بِكْرًا أَمْ ثَيِّبًا » . قُلْتُ ثَيِّبًا ، أُصِيبَ عَبْدُ اللَّهِ وَتَرَكَ جَوَارِىَ صِغَارًا ، فَتَزَوَّجْتُ ثَيِّبًا تُعَلِّمُهُنَّ وَتُؤَدِّبُهُنَّ ، ثُمَّ قَالَ « ائْتِ أَهْلَكَ » . فَقَدِمْتُ فَأَخْبَرْتُ خَالِى بِبَيْعِ الْجَمَلِ فَلاَمَنِى ، فَأَخْبَرْتُهُ بِإِعْيَاءِ الْجَمَلِ ، وَبِالَّذِى كَانَ مِنَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَوَكْزِهِ إِيَّاهُ ، فَلَمَّا قَدِمَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم غَدَوْتُ إِلَيْهِ بِالْجَمَلِ ، فَأَعْطَانِى ثَمَنَ الْجَمَلِ وَالْجَمَلَ وَسَهْمِى مَعَ الْقَوْمِ .
Tercemesi:
"Hz. Peygamber'le (sav) bize ait su işlerinde kullandığımız bir devenin üzerinde savaşa katıldım. Deve yoruldu ve ben de üzerindeyken geri kaldı. Hz. Peygamber (sav), deveyi hızlanması için arkasından dürttü. 'Onu bana sat. Medine'ye kadar da yararlanma hakkı senindir.' buyurdu. Bizler Medine'ye yaklaşınca; 'Ya Rasulallah! Ben yeni evliyim.' diyerek kendisinden izin istedim. 'Nasıl bir eşle evlendin? Bâkire mi yoksa dul mu?' diye sordu. 'Dul. (Babam) Abdullah (Uhud'da) şehit oldu ve geriye küçük kız çocukları bıraktı. O nedenle onları eğitecek ve terbiye edecek dul bir kadınla evlendim.' diye cevap verdim. Bunun ardından Hz. Peygamber (sav); 'Ailene gidebilirsin.' buyurdu. Eve geldim. Dayıma devenin satıldığını haber verdim. Beni azarladı. Kendisine devenin nasıl yorulduğunu, Hz. Peygamber'in (sav), hızlanması için arkasından deveyi nasıl dürttüğünü anlattım. Bilahare Hz. Peygamber (sav) Medine'ye gelince deveyle birlikte yanına gittim. Bana hem devenin bedelini, hem deveyi ve hem de mücahitlerle birlikteki ganimetten payımı verdi!"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Kitâb fî'l-İstikrâz ve Edâi'd-Duyûn ve'l-Hacr ve't 18, 1/668
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
3. Ebu Hişam Muğira b. Miksem ed-Dabbî (Muğira b. Miksem)
4. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
5. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
Borç, borcu öderken gönülden fazla vermenin meşru olması
Evlilik, evleneceklere destek olunması
Haklar, Hayvan Hakları
KTB, NİKAH