Giriş

Bana Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Ebu İshak, ona Amr b. Meymûn, ona da Abdullah (ra) şöyle demiştir:

Peygamber (sav), etrafında Kureyş'ten bazı kimseler olduğu halde, (Kâbe'de) secde ederken Ukbe b. Ebu Muayt, yeni bo­ğazlanmış bir devenin işkembesini getirip Hz. Peygamber'in sırtına koydu. Peygamber (sav) secdeden başını kaldıramadı. Hemen Fâtıma (as) geldi ve Hz. Peygamber'in sırtından o o işkembeyi aldı ve bunu yapana beddua etti. Peygamber (sav) "Allah'ım Kureyş'ten şu topluluğu; Ebu Cehil b. Hişâm, Utbe b. Rabîa, Şeybe b. Rabîa, Umeyye b. Halef'i" yahut "Ubey b. Halef'i sana havale ediyorum" buyurdu. Burada tereddütte kalan râvî, Şu'be'dir.

ibn Mesûd der ki: Ben bunların hepsinin Bedir günü öldürül­üp orada bir kuyuya atılmış olduğunu gördüm. Yalnız Umeyye b. Halef'in yahut Ubey b. Halef'in eklemleri koptuğu için, kuyuya atılmadı.


    Öneri Formu
34982 B003854 Buhari, Menakıbu'l-Ensar, 29