Öneri Formu
Hadis Id, No:
34488, B004361
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ الَّذِى حَفِظْنَاهُ مِنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ قَالَ سَمِعْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يَقُولُ بَعَثَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثَلاَثَمِائَةِ رَاكِبٍ أَمِيرُنَا أَبُو عُبَيْدَةَ بْنُ الْجَرَّاحِ نَرْصُدُ عِيرَ قُرَيْشٍ ، فَأَقَمْنَا بِالسَّاحِلِ نِصْفَ شَهْرٍ فَأَصَابَنَا جُوعٌ شَدِيدٌ حَتَّى أَكَلْنَا الْخَبَطَ ، فَسُمِّىَ ذَلِكَ الْجَيْشُ جَيْشَ الْخَبَطِ ، فَأَلْقَى لَنَا الْبَحْرُ دَابَّةً يُقَالُ لَهَا الْعَنْبَرُ ، فَأَكَلْنَا مِنْهُ نِصْفَ شَهْرٍ وَادَّهَنَّا مِنْ وَدَكِهِ حَتَّى ثَابَتْ إِلَيْنَا أَجْسَامُنَا ، فَأَخَذَ أَبُو عُبَيْدَةَ ضِلَعًا مِنْ أَضْلاَعِهِ فَنَصَبَهُ فَعَمَدَ إِلَى أَطْوَلِ رَجُلٍ مَعَهُ - قَالَ سُفْيَانُ مَرَّةً ضِلَعًا مِنْ أَعْضَائِهِ فَنَصَبَهُ وَأَخَذَ رَجُلاً وَبَعِيرًا - فَمَرَّ تَحْتَهُ قَالَ جَابِرٌ وَكَانَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ نَحَرَ ثَلاَثَ جَزَائِرَ ، ثُمَّ نَحَرَ ثَلاَثَ جَزَائِرَ ، ثُمَّ نَحَرَ ثَلاَثَ جَزَائِرَ ، ثُمَّ إِنَّ أَبَا عُبَيْدَةَ نَهَاهُ . وَكَانَ عَمْرٌو يَقُولُ أَخْبَرَنَا أَبُو صَالِحٍ أَنَّ قَيْسَ بْنَ سَعْدٍ قَالَ لأَبِيهِ كُنْتُ فِى الْجَيْشِ فَجَاعُوا . قَالَ انْحَرْ . قَالَ نَحَرْتُ . قَالَ ثُمَّ جَاعُوا قَالَ انْحَرْ . قَالَ نَحَرْتُ . قَالَ ثُمَّ جَاعُوا قَالَ انْحَرْ . قَالَ نَحَرْتُ ثُمَّ جَاعُوا قَالَ انْحَرْ . قَالَ نُهِيتُ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Amr b. Dînâr, ona da Câbir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir:
Komutanımız Ebu Ubeyde b. Cerrâh olduğu halde Rasulullah (sav) bizi 300 süvari ile Kureyş kervanını gözlememiz için sevk etti. Sahil şeridinde 15 gün boyunca kaldık da pek şiddetli bir açlığa yakalandık. Bundan dolayı ağaç yaprakları (الْخَبَطَ) yedik! Bundan ötürü bu ordu, "Ceyşü'l-habat" olarak isimlendirildi. Deniz kıyısına anber denilen büyük bir balık vurdu. 15 gün boyunca ondan yedik ve yağından yağlandık. Sonunda gücümüz kuvvetimiz yerine geldi. Ebu Ubeyde onun kaburga kemiklerinden birini alıp onu dikti ve beraberindeki en uzun adama yöneldi.
Râvilerden Süfyan, bir defasında "Kaburga kemiklerinden birini alıp onu dikti ve bir adam ile deveyi aldı. Kemiğin altından geçiverdi" şeklinde nakletmiştir.
Ordudan biri üç deve kesmişti. Ardından üç deve daha kesmişti. Sonra bir daha üç deve kesti. Akabinde Ebu Ubeyde onu yasakladı.
Amr, Ebu Salih'ten, o da Kays b. Sa'd'dan naklen şöyle demiştir: Babana "Bir orduda idim, insanlar acıktılar!" dedim. Babam, "Hayvan kes" dedi. "Ben de kestim" dedim. Ardından, "İnsanlar acıktılar!" dedim. Babam, "Hayvan kes" dedi. Sonra "İnsanlar acıktılar!" dedim. Babam, "Hayvan kes" dedi. "Ben de kestim" dedim. Daha sonra yine acıktılar. Babam, "Hayvan kes" dedi. Sonra hayvan kesmekten yasaklandım.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 65, 2/122
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
3. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
4. Ebu Hasan Ali b. el-Medînî (Ali b. Abdullah b. Cafer b. Necîh)
Konular:
Cihad, seriyyeye katılmak
Yaşam, Hz. Peygamber dönemi hayat standartı
Yiyecekler, Deniz ve kara meytesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
287255, B004361-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ قَالَ الَّذِى حَفِظْنَاهُ مِنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ قَالَ سَمِعْتُ جَابِرَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ يَقُولُ بَعَثَنَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ثَلاَثَمِائَةِ رَاكِبٍ أَمِيرُنَا أَبُو عُبَيْدَةَ بْنُ الْجَرَّاحِ نَرْصُدُ عِيرَ قُرَيْشٍ ، فَأَقَمْنَا بِالسَّاحِلِ نِصْفَ شَهْرٍ فَأَصَابَنَا جُوعٌ شَدِيدٌ حَتَّى أَكَلْنَا الْخَبَطَ ، فَسُمِّىَ ذَلِكَ الْجَيْشُ جَيْشَ الْخَبَطِ ، فَأَلْقَى لَنَا الْبَحْرُ دَابَّةً يُقَالُ لَهَا الْعَنْبَرُ ، فَأَكَلْنَا مِنْهُ نِصْفَ شَهْرٍ وَادَّهَنَّا مِنْ وَدَكِهِ حَتَّى ثَابَتْ إِلَيْنَا أَجْسَامُنَا ، فَأَخَذَ أَبُو عُبَيْدَةَ ضِلَعًا مِنْ أَضْلاَعِهِ فَنَصَبَهُ فَعَمَدَ إِلَى أَطْوَلِ رَجُلٍ مَعَهُ - قَالَ سُفْيَانُ مَرَّةً ضِلَعًا مِنْ أَعْضَائِهِ فَنَصَبَهُ وَأَخَذَ رَجُلاً وَبَعِيرًا - فَمَرَّ تَحْتَهُ قَالَ جَابِرٌ وَكَانَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ نَحَرَ ثَلاَثَ جَزَائِرَ ، ثُمَّ نَحَرَ ثَلاَثَ جَزَائِرَ ، ثُمَّ نَحَرَ ثَلاَثَ جَزَائِرَ ، ثُمَّ إِنَّ أَبَا عُبَيْدَةَ نَهَاهُ . وَكَانَ عَمْرٌو يَقُولُ أَخْبَرَنَا أَبُو صَالِحٍ أَنَّ قَيْسَ بْنَ سَعْدٍ قَالَ لأَبِيهِ كُنْتُ فِى الْجَيْشِ فَجَاعُوا . قَالَ انْحَرْ . قَالَ نَحَرْتُ . قَالَ ثُمَّ جَاعُوا قَالَ انْحَرْ . قَالَ نَحَرْتُ . قَالَ ثُمَّ جَاعُوا قَالَ انْحَرْ . قَالَ نَحَرْتُ ثُمَّ جَاعُوا قَالَ انْحَرْ . قَالَ نُهِيتُ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Amr b. Dînâr, ona da Câbir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir:
Komutanımız Ebu Ubeyde b. Cerrâh olduğu halde Rasulullah (sav) bizi 300 süvari ile Kureyş kervanını gözlememiz için sevk etti. Sahil şeridinde 15 gün boyunca kaldık da pek şiddetli bir açlığa yakalandık. Bundan dolayı ağaç yaprakları (الْخَبَطَ) yedik! Bundan ötürü bu ordu, "Ceyşü'l-habat" olarak isimlendirildi. Deniz kıyısına anber denilen büyük bir balık vurdu. 15 gün boyunca ondan yedik ve yağından yağlandık. Sonunda gücümüz kuvvetimiz yerine geldi. Ebu Ubeyde onun kaburga kemiklerinden birini alıp onu dikti ve beraberindeki en uzun adama yöneldi.
Râvilerden Süfyan, bir defasında "Kaburga kemiklerinden birini alıp onu dikti ve bir adam ile deveyi aldı. Kemiğin altından geçiverdi" şeklinde nakletmiştir.
Ordudan biri üç deve kesmişti. Ardından üç deve daha kesmişti. Sonra bir daha üç deve kesti. Akabinde Ebu Ubeyde onu yasakladı.
Amr, Ebu Salih'ten, o da Kays b. Sa'd'dan naklen şöyle demiştir: Babana "Bir orduda idim, insanlar acıktılar!" dedim. Babam, "Hayvan kes" dedi. "Ben de kestim" dedim. Ardından, "İnsanlar acıktılar!" dedim. Babam, "Hayvan kes" dedi. Sonra "İnsanlar acıktılar!" dedim. Babam, "Hayvan kes" dedi. "Ben de kestim" dedim. Daha sonra yine acıktılar. Babam, "Hayvan kes" dedi. Sonra hayvan kesmekten yasaklandım.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 65, 2/122
Senetler:
1. Kays b. Sa'd el-Ensarî (Kays b. Sa'd b. Ubade b. Düleym b. Harise)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
Konular:
Cihad, seriyyeye katılmak
Yaşam, Hz. Peygamber dönemi hayat standartı
Yiyecekler, Deniz ve kara meytesi