1 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya, ona Vekî, ona A'meş, ona Ebu Duhâ, ona da Mesrûk şöyle demiştir:
Abdullah'ın yanına girdim, o şöyle dedi: Bilmediğin bir şey için "Allah en bilendir" demen ilimdendir. Allah, kendi Peygamberine: "Tebliğime karşılık sizden hiç bir ücret istemiyorum. Ben kendiliğimden peygamberlik iddiasında da bulunmuyorum." (Sâd, 86) demesini emir buyurdu. Kureyş, inatlarıyla Peygamber'e (sav) baskın gelip isyanda devam etmek istedikleri zaman, Peygamber (sav) "Allah'ım, onlara karşı bana Yusuf'un zamanındaki yedi yıl gibi bir yedi yıl (kıtlık) ile yardım et" diye dua etti. Ardından onları öyle bir kıtlık yakaladı ki, bitkinlik ve açlıktan kemik ve leş yediler. Onlardan herhangi biri açlığından dolayı kendisiyle gökyüzü arasında duman şekline benzer bir şey görür oldu. Müşrikler O zaman "Rabbimiz! Ne olur, bu azabı üzerimizden kaldır. Biz gerçekten iman ediyoruz" diye feryat edecekler. Hz. Peygamber'e “Eğer bu azabı biz onlardan açıp kaldırırsak, onlar bu sözlerinden dönerler” denildi. Bununla beraber Peygamber (sav), Rabbine dua etti, Allah da onlardan bu azabı kaldırdı, ancak onlar yine şirke döndüler. Bunun üzerine Allah da onlardan Bedir gününde intikam aldı. İşte Yüce Allah'ın bu konudaki sözü şöyledir: "Öyleyse sen, göğün aşikâr bir duman çıkaracağı günü gözetle. Bütün insanları her yönden saracak bir duman! Bu, gerçekten can yakıcı bir azaptır. O zaman zalimler: “Rabbimiz! Ne olur, bu azabı üzerimizden kaldır. Biz gerçekten iman ediyoruz!” diye feryat edecekler. Onlar nerede, düşünüp ibret almak nerede? Halbuki onlara doğruluğu besbelli ve gerçeği apaçık ortaya koyan bir peygamber gelmişti. Fakat ondan yüz çevirdiler ve: “Bu peygamber değil, kendisine başkası tarafından bir kısım şeyler belletilmiş delinin biri!” dediler. Biz azabı birazcık kaldıracağız; ama siz yine inkâra döneceksiniz." (Duhan 10-15).