Öneri Formu
Hadis Id, No:
16900, B005407
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى قَتَادَةَ السَّلَمِىِّ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ قَالَ كُنْتُ يَوْمًا جَالِسًا مَعَ رِجَالٍ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى مَنْزِلٍ فِى طَرِيقِ مَكَّةَ ، وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَازِلٌ أَمَامَنَا ، وَالْقَوْمُ مُحْرِمُونَ وَأَنَا غَيْرُ مُحْرِمٍ ، فَأَبْصَرُوا حِمَارًا وَحْشِيًّا وَأَنَا مَشْغُولٌ أَخْصِفُ نَعْلِى ، فَلَمْ يُؤْذِنُونِى لَهُ ، وَأَحَبُّوا لَوْ أَنِّى أَبْصَرْتُهُ ، فَالْتَفَتُّ فَأَبْصَرْتُهُ فَقُمْتُ إِلَى الْفَرَسِ فَأَسْرَجْتُهُ . ثُمَّ رَكِبْتُ وَنَسِيتُ السَّوْطَ وَالرُّمْحَ فَقُلْتُ لَهُمْ نَاوِلُونِى السَّوْطَ وَالرُّمْحَ . فَقَالُوا لاَ وَاللَّهِ لاَ نُعِينُكَ عَلَيْهِ بِشَىْءٍ . فَغَضِبْتُ فَنَزَلْتُ فَأَخَذْتُهُمَا ، ثُمَّ رَكِبْتُ فَشَدَدْتُ عَلَى الْحِمَارِ فَعَقَرْتُهُ ، ثُمَّ جِئْتُ بِهِ وَقَدْ مَاتَ فَوَقَعُوا فِيهِ يَأْكُلُونَهُ ، ثُمَّ إِنَّهُمْ شَكُّوا فِى أَكْلِهِمْ إِيَّاهُ وَهُمْ حُرُمٌ ، فَرُحْنَا وَخَبَأْتُ الْعَضُدَ مَعِى ، فَأَدْرَكْنَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَسَأَلْنَاهُ عَنْ ذَلِكَ فَقَالَ « مَعَكُمْ مِنْهُ شَىْءٌ » . فَنَاوَلْتُهُ الْعَضُدَ فَأَكَلَهَا حَتَّى تَعَرَّقَهَا ، وَهْوَ مُحْرِمٌ . قَالَ ابْنُ جَعْفَرٍ وَحَدَّثَنِى زَيْدُ بْنُ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى قَتَادَةَ مِثْلَهُ .
Tercemesi:
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona Muhammed b. Cafer, ona Ebu Hâzim, ona Abdullah b. Ebu Katâde es-Sülemî, ona da babasının şöyle dediğini rivâyet etmiştir: Bir gün Rasulullah’ın (sav) ashabından bazı kimselerle Mekke yolundaki bir konaklama yerinde idim. Rasulullah (sav) ise bizden daha ileride konaklamıştı. Beraberindekiler ihramlı idi, bense ihramlı değildim. Derken yabani bir eşek gördüler. Ben de ayakkabımı dikmekle meşgul idim. Onlar ondan beni haberdar etmediler, bununla birlikte benim onu bir görmemi de arzuladılar. Ona doğru bakınca onu gördüm, derhal kalkıp atımın yanına gittim, onu eyerledim, sonra bindim. Fakat kamçıyı ve mızrağı unutmuştum, onlara: Bana kamçıyı ve mızrağı uzatın, dedim. Onlar: Hayır, vallahi, onun için bu hususta sana hiç yardım etmeyiz, dediler. Ben kızarak indim, kamçım ile mızrağımı aldım sonra tekrar bindim, o yaban eşeği üzerine atımı hızlıca koşturdum. Ona hamle yaparak onu vurdum. Arkasından o yaban eşeğini getirdim, ölmüştü. Üzerine hücum edercesine atılıp ondan yemeğe başladılar. Sonra ihramlı oldukları halde onu yemek hakkında şüpheye düştüler. Bunun üzerine kalktıp gittik. Beraberimde onun kolunu saklamıştım. Rasulullah’a (sav) yetiştik ve ona bu hususu sorunca, o: “Yanınızda ondan kalmış bir şey var mı?” buyurdu. Ben hemen kolu ona uzattım, o da ihramlı olmakla birlikte kemiği üzerindeki etleri sıyıracak kadar onu yedi.
(Ravi Muhammed b. Cafer) dedi ki: Ayrıca bana Zeyd b. Eslem, Ata b. Yesâr, ona da Ebu Katâde aynısını rivâyet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Et'ime 19, 2/394
Senetler:
1. Ebu Katade Haris b. Rib'î es-Sülemî (Haris b. Rib'î b. Beldeme es-Sülemî)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Muhammed b. Cafer el-Ensari (Muhammed b. Cafer b. Ebu Kesir)
5. Abdulaziz b. Abdullah el-Üveysi (Abdulaziz b. Abdullah b. Yahya b. Amr b. Üveys)
Konular:
Hac, İhram, ihramlıyken yeyip içmek
Kültürel Hayat, yemek kültürü
Öneri Formu
Hadis Id, No:
287437, B005407-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى قَتَادَةَ السَّلَمِىِّ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ قَالَ كُنْتُ يَوْمًا جَالِسًا مَعَ رِجَالٍ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى مَنْزِلٍ فِى طَرِيقِ مَكَّةَ ، وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَازِلٌ أَمَامَنَا ، وَالْقَوْمُ مُحْرِمُونَ وَأَنَا غَيْرُ مُحْرِمٍ ، فَأَبْصَرُوا حِمَارًا وَحْشِيًّا وَأَنَا مَشْغُولٌ أَخْصِفُ نَعْلِى ، فَلَمْ يُؤْذِنُونِى لَهُ ، وَأَحَبُّوا لَوْ أَنِّى أَبْصَرْتُهُ ، فَالْتَفَتُّ فَأَبْصَرْتُهُ فَقُمْتُ إِلَى الْفَرَسِ فَأَسْرَجْتُهُ . ثُمَّ رَكِبْتُ وَنَسِيتُ السَّوْطَ وَالرُّمْحَ فَقُلْتُ لَهُمْ نَاوِلُونِى السَّوْطَ وَالرُّمْحَ . فَقَالُوا لاَ وَاللَّهِ لاَ نُعِينُكَ عَلَيْهِ بِشَىْءٍ . فَغَضِبْتُ فَنَزَلْتُ فَأَخَذْتُهُمَا ، ثُمَّ رَكِبْتُ فَشَدَدْتُ عَلَى الْحِمَارِ فَعَقَرْتُهُ ، ثُمَّ جِئْتُ بِهِ وَقَدْ مَاتَ فَوَقَعُوا فِيهِ يَأْكُلُونَهُ ، ثُمَّ إِنَّهُمْ شَكُّوا فِى أَكْلِهِمْ إِيَّاهُ وَهُمْ حُرُمٌ ، فَرُحْنَا وَخَبَأْتُ الْعَضُدَ مَعِى ، فَأَدْرَكْنَا رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَسَأَلْنَاهُ عَنْ ذَلِكَ فَقَالَ « مَعَكُمْ مِنْهُ شَىْءٌ » . فَنَاوَلْتُهُ الْعَضُدَ فَأَكَلَهَا حَتَّى تَعَرَّقَهَا ، وَهْوَ مُحْرِمٌ . قَالَ ابْنُ جَعْفَرٍ وَحَدَّثَنِى زَيْدُ بْنُ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِى قَتَادَةَ مِثْلَهُ .
Tercemesi:
Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona Muhammed b. Cafer, ona Ebu Hâzim, ona Abdullah b. Ebu Katâde es-Sülemî, ona da babasının şöyle dediğini rivâyet etmiştir: Bir gün Rasulullah’ın (sav) ashabından bazı kimselerle Mekke yolundaki bir konaklama yerinde idim. Rasulullah (sav) ise bizden daha ileride konaklamıştı. Beraberindekiler ihramlı idi, bense ihramlı değildim. Derken yabani bir eşek gördüler. Ben de ayakkabımı dikmekle meşgul idim. Onlar ondan beni haberdar etmediler, bununla birlikte benim onu bir görmemi de arzuladılar. Ona doğru bakınca onu gördüm, derhal kalkıp atımın yanına gittim, onu eyerledim, sonra bindim. Fakat kamçıyı ve mızrağı unutmuştum, onlara: Bana kamçıyı ve mızrağı uzatın, dedim. Onlar: Hayır, vallahi, onun için bu hususta sana hiç yardım etmeyiz, dediler. Ben kızarak indim, kamçım ile mızrağımı aldım sonra tekrar bindim, o yaban eşeği üzerine atımı hızlıca koşturdum. Ona hamle yaparak onu vurdum. Arkasından o yaban eşeğini getirdim, ölmüştü. Üzerine hücum edercesine atılıp ondan yemeğe başladılar. Sonra ihramlı oldukları halde onu yemek hakkında şüpheye düştüler. Bunun üzerine kalktıp gittik. Beraberimde onun kolunu saklamıştım. Rasulullah’a (sav) yetiştik ve ona bu hususu sorunca, o: “Yanınızda ondan kalmış bir şey var mı?” buyurdu. Ben hemen kolu ona uzattım, o da ihramlı olmakla birlikte kemiği üzerindeki etleri sıyıracak kadar onu yedi.
(Ravi Muhammed b. Cafer) dedi ki: Ayrıca bana Zeyd b. Eslem, Ata b. Yesâr, ona da Ebu Katâde aynısını rivâyet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Et'ime 19, 2/394
Senetler:
1. Ebu Katade Haris b. Rib'î es-Sülemî (Haris b. Rib'î b. Beldeme es-Sülemî)
2. Ebu İbrahim Abdullah b. Ebu Katade el-Ensarî (Abdullah b. Haris)
3. Ebû Hazim Seleme b. Dînar (Seleme b. Dînar)
4. Muhammed b. Cafer el-Ensari (Muhammed b. Cafer b. Ebu Kesir)
5. Abdulaziz b. Abdullah el-Üveysi (Abdulaziz b. Abdullah b. Yahya b. Amr b. Üveys)
Konular:
Hac, İhram, ihramlıyken yeyip içmek
Kültürel Hayat, yemek kültürü