Öneri Formu
Hadis Id, No:
17867, B005752
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا حُصَيْنُ بْنُ نُمَيْرٍ عَنْ حُصَيْنِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - قَالَ خَرَجَ عَلَيْنَا النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَوْمًا فَقَالَ « عُرِضَتْ عَلَىَّ الأُمَمُ فَجَعَلَ يَمُرُّ النَّبِىُّ مَعَهُ الرَّجُلُ وَالنَّبِىُّ مَعَهُ الرَّجُلاَنِ ، وَالنَّبِىُّ مَعَهُ الرَّهْطُ ، وَالنَّبِىُّ لَيْسَ مَعَهُ أَحَدٌ ، وَرَأَيْتُ سَوَادًا كَثِيرًا سَدَّ الأُفُقَ فَرَجَوْتُ أَنْ يَكُونَ أُمَّتِى ، فَقِيلَ هَذَا مُوسَى وَقَوْمُهُ . ثُمَّ قِيلَ لِى انْظُرْ . فَرَأَيْتُ سَوَادًا كَثِيرًا سَدَّ الأُفُقَ فَقِيلَ لِى انْظُرْ هَكَذَا وَهَكَذَا . فَرَأَيْتُ سَوَادًا كَثِيرًا سَدَّ الأُفُقَ فَقِيلَ هَؤُلاَءِ أُمَّتُكَ ، وَمَعَ هَؤُلاَءِ سَبْعُونَ أَلْفًا يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ بِغَيْرِ حِسَابٍ » . فَتَفَرَّقَ النَّاسُ وَلَمْ يُبَيَّنْ لَهُمْ ، فَتَذَاكَرَ أَصْحَابُ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا أَمَّا نَحْنُ فَوُلِدْنَا فِى الشِّرْكِ ، وَلَكِنَّا آمَنَّا بِاللَّهِ وَرَسُولِهِ ، وَلَكِنْ هَؤُلاَءِ هُمْ أَبْنَاؤُنَا ، فَبَلَغَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « هُمُ الَّذِينَ لاَ يَتَطَيَّرُونَ ، وَلاَ يَسْتَرْقُونَ ، وَلاَ يَكْتَوُونَ ، وَعَلَى رَبِّهِمْ يَتَوَكَّلُونَ » . فَقَامَ عُكَّاشَةُ بْنُ مِحْصَنٍ فَقَالَ أَمِنْهُمْ أَنَا يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ « نَعَمْ » . فَقَامَ آخَرُ فَقَالَ أَمِنْهُمْ أَنَا فَقَالَ « سَبَقَكَ بِهَا عُكَّاشَةُ » .
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Husayn b. Numeyr, ona Husayn b. Abdurrahman, ona Saîd b. Cübeyr, ona da İbn Abbas’ın (r.anhumâ) şöyle dediğini rivayet etti: Bir gün Nebi (sav) yanımıza çıkıp geldi ve şöyle buyurdu: “Bana ümmetler gösterildi, bir nebi beraberinde bir adamla, bir başka nebi iki adamla, bir diğeri beraberinde bir topluluk ile geçmeye başladılar. Hatta kimi nebi ile beraber hiç kimse yoktu. Derken ufku kapatan çok kalabalık bir topluluk gördüm. Bunun benim ümmetim olacağını ümit ettim. Bu, Musa ve onun kavmidir, denildi. Sonra bana bir bak denildi. Ufku kapatan çok sayıda bir kalabalık gördüm. Bana, böyle de bak, böyle de bak denildi. Yine ufku kapatan çok sayıda kalabalık gördüm. İşte bunlar senin ümmetindir, bunlarla beraber hesapsız olarak cennete girecek yetmiş bin kişi vardır, denildi. Rasulullah (sav) kendilerine geniş bir açıklama yapmadan insanlar dağıldı. Nebi’nin (sav) ashabı kendi aralarında müzakere ederek: Bizler müşrik olarak doğduk, fakat Allah’a ve Rasulü’ne iman ettik, Fakat bunlar (bu sözü edilen yetmiş bin kişi) bizim oğullarımız olmalıdır, dediler. Bu söyledikleri Nebi’ye (sav) ulaşınca, O şöyle buyurdu: “Onlar herhangi bir şeyden uğursuzdur, diye çekinmeyenler, rukye yapılmasını istemeyenler, dağlama yapmayanlar ve Rablerine tevekkül edenlerdir” buyurdu. Bunun üzerine Ukkâşe b. Mihsan ayağa kalkarak: Ey Allah’ın Rasulü, ben onlardan birisi miyim, dedi. Rasulullah (sav): “Evet” buyurdu. Bir başkası ayağa kalkarak: Ben onlardan birisi miyim? dedi. Allah Rasulü: “Ukkâşe bunu senden önce sordu” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tıb 42, 2/453
Senetler:
()
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Cennet, Cennetlikler, vasfı , sıfatı , yaşamı vs.
Müslüman, Tevekkül ve İsyan
Peygamberler, Hz. Musa ve Ailesi
Peygamberler, önceki peygamberler
Uğur-uğursuzluk