— Lebbeyke yâ Rasûlallah ve sa'deyke! dedim. Sonra bir müddet yürüdü. Sonra yine:
— "Yâ Muâz!" diye çağırdı. - Ben:
— Lebbeyke yâ Rasûlallah ve sa'deyke! dedim. Sonra bir daha yürüdü. Sonra yine:
— "Yâ Muâz!" diye çağırdı. Ben yine:
— Buyur yâ Rasûlallah, emrine hazırım ve Sana tâata tekrar tekrar yardımcıyım! dedim.
— "Allah'ın kulları üzerinde ne hakkı vardır bilir misin?" diye sordu.
Ben:
— Allah ve Rasûlü en bilendir! dedim.
— "Allah 'in kullan üzerinde sabit olan hakkı, kulların Allah 'a ibâdet etmeleri ve O'na hiçbirşeyi ortak kılmamalarıdır" buyurdu.
Sonra bir müddet daha yürüdü. Sonra:
— "Yâ Muâz ibne Cebel!" diye çağırdı. Ben:
— Buyur yâ Rasûlallah, emrine hazırım ve Sana tâata tekrar tekrar yardımcıyım! dedim.
— "Bunu yaptıkları zaman kulların Allah üzerinde sabit olan hakları nedir bilir misin?" dedi.
Ben:
— Allah ve Rasûlü en bilendir, dedim. Rasûlullah:
— "Bunu yaptıkları zaman kulların Allah üzerinde sabit olan Kakları, Allah'ın onlara azâb etmemesidir" buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Libâs 101, 2/487
Senetler:
()
Konular:
Haklar, Allah'ın kulları üzerindeki/Kulların Allah üzerindeki