“Kıyâmet günü Allah insanları bir araya toplayacak. O sırada insanlar birbirleriyle, “Rabbimizden şefâat dilesek de, bizi bu halden kurtarsa!” diye konuşurlar. Hemen Hz. Âdem’e giderler ve ona şöyle derler:
“- İnsanların ne halde olduğunu görmüyor musun, ey Âdem! Allah seni, kendi kudret eliyle yarattı ve sana melekleri secde ettirdi. Ayrıca sana her şeyin ismini de öğretti. Bizim için Rabbinin katında şefâatte bulun da, şu hâlimizden bizi rahatlatsın!” Hz. Âdem de;
“- Ben, sizin zannettiğiniz o konumda değilim” diyecek. O, vaktiyle işlediği hatayı (cennette yasaklanmış olan meyveyi yediğini) hatırlayacak ve, “Siz, Nûh'a gidin, çünkü o Allah’ın yeryüzüne gönderdiği ilk rasûldür” diyecek. İnsanlar hemen Hz. Nûh’a gidecekler. Ama o da;
“- Ben, sizin zannettiğiniz konumda değilim” diyecek. O da, vaktiyle işlemiş olduğu hatayı (insanlığı irşâd ve ihyâ ile mükellef iken, “Rabbim! Yeryüzünde kâfirlerden hiç kimseyi bırakma!” (Nûh, 26) diye, ümmetinin helâki için duâ etmiş olduğunu) hatırlayacak ve, “Ama siz, Rahman'ın dost edindiği İbrahim’e gidin!” diyecek. İnsanlar hemen Hz. İbrahim’e gidecekler, fakat o da; “Ben, sizin zannettiğiniz konumda değilim” diyecek. O da vaktiyle işlediği hataları (mabetteki putları kendisi kırdığı halde kimin kırdığını bilmediğini söylediğini (Enbiyâ, 63), insanlar putlara kurban kesmek için giderlerken İbrahim hasta olmadığı halde hasta olduğunu söylediğini (Sâffât, 89) ve karısı Sâre’yi tecavüzden kurtarmak için, evli kadınlara musallat olan zâlim Sultana; “O benim kız kardeşimdir” dediğini) hatırlayacak. Ama sonra, “Siz, Musa'ya gidin! O, Allah’ın kendisine Tevrat’ı verdiği ve kendisiyle konuştuğu bir kuldur” diyecek. İnsanlar hemen Hz. Musa’ya giderler. Fakat o da; “Ben, sizin zannettiğiniz konumda değilim” diyecek ve o da, vaktiyle işlediği hatayı (kavga eden bir Yahudi ile Kıptî’nin arasına girerek attığı bir tokatla Kıbtî’nin ölümüne sebep olduğunu(Tâhâ, 40)) hatırlayacak. Sonra onlara, “Siz, Allah’ın kulu, rasûlü, kelimesi ve rûhu olan İsa’ya gidin!” diyecek. İnsanlar da hemen Hz. İsa’ya giderler. Ama Hz. İsa da, “Ben, sizin zannettiğiniz konumda değilim. Siz, geçmiş ve gelecek günahları bağışlanmış bir kul olan Muhammed aleyhisselâma gidin!" diyecek.
Sonra Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu:
“Bunun üzerine insanlar hemen bana gelirler. Ben de Rabbimin katına çıkmak için izin isterim ve bana izin verilir. Rabbimi gördüğümde hemen secdeye kapanırım. Allah, dilediği kadar bir süre beni secde halimde bırakır. Sonra bana şöyle denilir:
“- Kaldır başını! ya Muhammed! Söyle; senin sözün dinlenir. İste; sana istediğin verilir. Şefâat et; senin şefâatin kabul edilir.” Ben de başımı kaldırır ve Rabbimin bana öğrettiği (en güzel sözlerle) O’na hamd ederim. Sonra da şefâat talep ederim. Bunun üzerine bana belli bir sınır tayin edilir ve ben de (bu sınır dahilindeki) insanları cennete sokarım.
Sonra tekrar Rabbime döner, Rabbimi gördüğümde yine secdeye kapanırım. Allah yine dilediği kadar bir süre beni secde halimde bırakır. Sonra bana;
“- Kaldır başını, ya Muhammed! Söyle; senin sözün dinlenir. İste; sana istediğin verilir. Şefâat et; senin şefâatin kabul edilir” denilir. Ben de başımı kaldırır ve Rabbimin bana öğrettiği (en güzel sözlerle) O’na hamd ederim. Sonra da şefâat talep ederim. Bunun üzerine bana yine belli bir sınır tayin edilir ve ben de (bu sınır dahilindeki) insanları cennete sokarım.”
Sonra tekrar Rabbime döner, Rabbimi gördüğümde yine secdeye kapanırım. Allah yine dilediği kadar bir süre beni secde halimde bırakır. Sonra bana;
“- Kaldır başını, ya Muhammed! Söyle; senin sözün dinlenir. İste; sana istediğin verilir. Şefâat et; senin şefâatin kabul edilir” denilir. Ben de başımı kaldırır ve Rabbimin bana öğrettiği (en güzel sözlerle) O’na hamd ederim. Sonra da şefâat talep ederim. Bunun üzerine bana yine belli bir sınır tayin edilir ve ben de (bu sınır dahilindeki) insanları cennete sokarım.”
Sonra tekrar döner ve, “Ey Rabbim! Cehennemde, Kur’ân’ın hapsettiği ve orada ebedî olarak kalması gerekenlerden başka kimse kalmadı” derim.
Müteakiben Hz. Peygamber şöyle dedi:
"Lâ ilâhe illallâh diyen ve kalbinde arpa tanesi ağırlığı kadar hayır bulunan herkes cehennemden çıkar. Sonra Lâ ilâhe illallâh diyen ve kalbinde buğday tanesi ağırlığı kadar hayır bulunan herkes cehennemden çıkar. Sonra yine Lâ ilâhe illallâh diyen ve kalbinde zerre kadar hayır bulunan herkes cehennemden çıkar.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tevhid 19, 2/748
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
4. Ebu Zeyd Muaz b. Fedale ez-Zehrani (Muaz b. Fedale)
Konular:
İman
KTB, İMAN
KTB, TEVHİD
Şefaat, Hz. Peygamber'in
Tevhit, La ilahe illallah / kelime-i tevhidi söyleyen cennete girecektir