أَخْبَرَنَاهُ أَبُو الْحَسَنِ الْمُقْرِئُ أَخْبَرَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ حَدَّثَنَا يُوسُفُ بْنُ يَعْقُوبَ الْقَاضِى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ أَبِى بَكْرٍ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ الْحَارِثِ حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ الْمُعَلِّمُ عَنْ إِسْحَاقَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى طَلْحَةَ عَنْ أُمِّ يَحْيَى عَنْ خَالَتِهَا بِنْتِ كَعْبٍ قَالَتْ : دَخَلَ عَلَيْنَا أَبُو قَتَادَةَ فَقَرَّبْنَا إِلَيْهِ وَضُوءًا ، فَدَنَا الْهِرُّ فَأَصْغَى إِلَيْهِ الإِنَاءَ فَشَرِبَ مِنْهُ ثُمَّ تَوَضَّأَ بِفَضْلِهِ فَنَظَرْتُ إِلَيْهِ فَالْتَفَتَ إِلَىَّ فَقَالَ : كَأَنَّكَ تَعْجَبِينَ؟ قُلْتُ : نَعَمْ. قَالَ إِنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- يَقُولُ :« لَيْسَ بِنَجَسٍ ». أَوْ كَلِمَةً أُخْرَى :« إِنَّمَا هُنَّ مِنَ الطَّوَّافِينَ أَوِ الطَّوَّافَاتِ عَلَيْكُمْ ». أُمِّ يَحْيَى هِىَ حُمَيْدَةُ وَابْنَةُ كَعْبٍ هِىَ كَبْشَةُ بِنْتُ كَعْبٍ. وَكَذَلِكَ رَوَاهُ هَمَّامُ بْنُ يَحْيَى عَنْ إِسْحَاقَ

Bize Ebû’l-Hasan el-Mukriî, ona el-Hasan b. Muhammed b. İshak, ona Yusuf b. Yakub el-Kadî, ona Muhammed b. Ebî Bekir, ona Halid b. el-Hâris, ona el-Hüseyin el-Muallim, ona İshak b. Abdullah b. Ebî Talha, ona Ümmü Yahya, ona teyzesi Bint Kâ’b şöyle haber verdi:
“Ebû Katâde bize geldi, abdest alması için kendisine su verdik. O sırada bir kedi yaklaştı, Ebû Katâde kabı kediye doğru uzattı, o da sudan içti. Sonra Ebû Katâde suyun kalanından abdest aldı. Ben kendisine bakınca, dönüp bana,
“- Sanki şaşırmış gibisin!” dedi. Ben de,
“- Evet” dedim. Bunun üzerine ben Rasûlullah’ın (sav) “Kedi necis değildir” dediğini yahut bu manada başka bir söz söylediğini işittim: “O ancak, sizin etrafınızda erkek veya dişi yaratıklardandır.”
Buradaki Ümmü Yahya’nın adı Humeyde’dir. Bint Kâ’b da Kebşe bint Kâ’b’dır. Hemmâm b. Yahya da İshak’dan böyle rivayet etti.

• Beyhakî Sünen-i Kebir Tahâret 1175, 2/238