"Abdullah b. Cud'ân'ın evindeki antlaşmaya katılmıştım ki bu antlaşma benim için kızıl develere sahip olmaktan daha değerlidir. Şayet İslam döneminde böyle bir antlaşmaya davet edilsem kesinlikle icabet ederdim." el-Kuteybî bu konuda kendisine gelen haber hakkında şöyle demiştir: Bu antlaşmanın tesis edilmesinin sebebi, Kureyşlilerin Harem'de (Kabe'de) birbirlerine zulmetmesiydi. Bundan dolayı Abdullah b. Cud'ân ve Zübeyr b. Abdulmuttalip harekete geçerek insanları aralarında yardımlaşmak ve mazlumun hakkını zalimden almak üzere bir ittifak kurmaya çağırdı. Onların yaptığı bu çağrıya Haşimoğulları ve Kureyş'ten bazı kabileler icabet etti. Beyhakî, İbn İshak'ın bu kabilelerin adlarını şu şekilde zikrettiğini söylemiştir: Benû Hâşim b. Abd Menâf, Benû el-Muttalib b. Abd Menâf, Benû Esed b. Abd el-'Uzzâ b. Kusay, Benû Zühre b. Kilâb ve Benû Teym b. Murra. el-Kuteybî, ittifakın Abdullah b. Cud'ân'ın evinde yapıldığını ve bu ittifakı, Cürhüm döneminde Mekke’de yapılan ittifaka benzeterek 'Hılfu'l-fudûl' şeklinde adlandırdıklarını söylemiştir. Cürhum döneminde yapılan bu ittifak insanların birbirine adil davranması, güçsüzün hakkının güçlüden ve yolcunun hakkının mukimden alınması esasına dayanıyordu. Bu görevi, kendilerine el-Fadl b. el-Hâris, el-Fadl b. Vedâ’a ve el-Fudayl b. Fedâle adıyla seslenilen Cürhüm kabilesinden adamlar icra ediyordu. 'Hılfu'l-fudûl' ifadesinin bu isimlerin çoğulu olduğu da söylenmiştir. el-Kuteybî dışında başka birisi bu isimlerin Fadl, Faddâl ve Fudayl olduğunu söylemiştir. el-Kuteybî, tıpkı sa’d – su’ûd ve zîd – zuyûd gbi fudûl kelimesinin de fadl kelimesinin çoğulu olduğunu belirtmiştir. Abdurrahman b. Avf’ın hadisinde geçen ‘Hılfu’l-mudayyibîn’ ifadesine gelince el-Kuteybî, onun (Abdurrahman b. Avf’ın) 'Hılfu'l-fudûl' ifadesiyle başka bir hadisi kastetmiş olabileceğini varsaymaktadır. Çünkü ‘Mudayyibûn’un, zaten 'Hılfu'l-fudûl'u kuranların bizzat kendileri olduğunu belirtmektedir. el-Kuteybî, herhangi bir fadl (grubunun) bu ilk ittifak gibi olamayacağını, zira Hz. Peygamber’in (sav) “O antlaşmayı (Hılfu'l-fudûl), kızıl develere sahip olsam dahi bozmam”, dediğini zikretmiştir. Abdurrahman b. Avf, 'Hılfu'l-fudûl' ifadesiyle onu kuran Mudayyibûn’u kastetmiştir. Zira Muhammed b. Nasr el-Mervezî, bazı siyer ilim ehlinin ve dönemin insanlarının bu hadiste Hılfu’l-mudayyibîn ifadesinin geçtiği şeklindeki beyanın hatalı olduğunu dile getirdiklerini nakletmiştir. Oradaki ifade kesinlikle Hılfu'l-fudûl olmalıdır. Çünkü Hılfu’l-mudayyibîn, Hz. Peygamber (sav) doğmadan önce gerçekleşen eski bir ittifak olduğu için ona yetişemedi. Abdurrahman b. Avf'ın daha önce zikrettiği meselede ise Hz. Hatice’nin (ra) önce Müslüman olması kastedilmiş gibi duruyor, çünkü Hz. Hatice (ra) Müslüman olan ilk kadındır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Kasmu'l-Fey'i ve'l-Ganime 13211, 13/344
Senetler:
()
Konular:
Antlaşma, anlaşmalara dayalı ilişkiler
Hz. Peygamber, risalet öncesi hayatı
Şehirler, Mekke tarihi
Siyer, Hılfu'l-Fudul