باب إِذَا قَالَ لاِمْرَأَتِهِ وَهْوَ مُكْرَهٌ هَذِهِ أُخْتِى . فَلاَ شَىْءَ عَلَيْهِ . قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « قَالَ إِبْرَاهِيمُ لِسَارَةَ هَذِهِ أُخْتِى وَذَلِكَ فِى ذَاتِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15347, Buhari, Talak, 10(bab başlığı)
Hadis:
باب إِذَا قَالَ لاِمْرَأَتِهِ وَهْوَ مُكْرَهٌ هَذِهِ أُخْتِى . فَلاَ شَىْءَ عَلَيْهِ . قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « قَالَ إِبْرَاهِيمُ لِسَارَةَ هَذِهِ أُخْتِى وَذَلِكَ فِى ذَاتِ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ » .
Tercemesi:
Erkek Zorlanmış Olduğu Hâlde, Karısı İçin: "Şu Kadın Benim Kızkardeşimdir" Dediği Zaman, O Erkek Üzerine Ne Talâk, Ne Zıhâr Nevinden Birşey Olmaz
Peygamber (S) şöyle buyurdu: "İbrahim Haiti Peygamber, karısı Sâre için: 'Bu benim kızkardeşimdir' dedi. İbrahim'in karısı için böyle söylemesi, Azız ve Celîl Allah'ın rızâsı hakkında (yânı O'nun rızâsıyle) olmuştu (çünkü Sâre, Allah'ın Dîni'nde onun kızkardeşi idi)"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Boşanma, geçerli-geçersiz olduğu durumlar
باب قَوْلِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « مَنْ تَرَكَ كَلاًّ أَوْ ضَيَاعًا فَإِلَىَّ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16805, Buhari, Nafakat, 15(bab başlığı)
Hadis:
باب قَوْلِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « مَنْ تَرَكَ كَلاًّ أَوْ ضَيَاعًا فَإِلَىَّ » .
Tercemesi:
Peygamber(S)'İn: 'Bir borç yükü yâhud âciz evlâd ve Iyâl bırakan kişinin işi bana âiddir" Sözü Babı
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Borç, Hz. Peygamber'in ölenin borcunu üstlenmesi
باب الإِشَارَةِ فِى الطَّلاَقِ وَالأُمُورِ . وَقَالَ ابْنُ عُمَرَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « لاَ يُعَذِّبُ اللَّهُ بِدَمْعِ الْعَيْنِ وَلَكِنْ يُعَذِّبُ بِهَذَا » . فَأَشَارَ إِلَى لِسَانِهِ . وَقَالَ كَعْبُ بْنُ مَالِكٍ أَشَارَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم إِلَىَّ أَىْ خُذِ النِّصْفَ . وَقَالَتْ أَسْمَاءُ صَلَّى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فِى الْكُسُوفِ ، فَقُلْتُ لِعَائِشَةَ مَا شَأْنُ النَّاسِ وَهْىَ تُصَلِّى ، فَأَوْمَأَتْ بِرَأْسِهَا إِلَى الشَّمْسِ ، فَقُلْتُ آيَةٌ فَأَوْمَأَتْ بِرَأْسِهَا أَنْ نَعَمْ . وَقَالَ أَنَسٌ أَوْمَأَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِيَدِهِ إِلَى أَبِى بَكْرٍ أَنْ يَتَقَدَّمَ . وَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ أَوْمَأَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِيَدِهِ لاَ حَرَجَ . وَقَالَ أَبُو قَتَادَةَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فِى الصَّيْدِ لِلْمُحْرِمِ « آحَدٌ مِنْكُمْ أَمَرَهُ أَنْ يَحْمِلَ عَلَيْهَا أَوْ أَشَارَ إِلَيْهَا » . قَالُوا لاَ . قَالَ « فَكُلُوا »
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15463, Buhari, Talak, 24(bab başlığı)
Hadis:
باب الإِشَارَةِ فِى الطَّلاَقِ وَالأُمُورِ . وَقَالَ ابْنُ عُمَرَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « لاَ يُعَذِّبُ اللَّهُ بِدَمْعِ الْعَيْنِ وَلَكِنْ يُعَذِّبُ بِهَذَا » . فَأَشَارَ إِلَى لِسَانِهِ . وَقَالَ كَعْبُ بْنُ مَالِكٍ أَشَارَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم إِلَىَّ أَىْ خُذِ النِّصْفَ . وَقَالَتْ أَسْمَاءُ صَلَّى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فِى الْكُسُوفِ ، فَقُلْتُ لِعَائِشَةَ مَا شَأْنُ النَّاسِ وَهْىَ تُصَلِّى ، فَأَوْمَأَتْ بِرَأْسِهَا إِلَى الشَّمْسِ ، فَقُلْتُ آيَةٌ فَأَوْمَأَتْ بِرَأْسِهَا أَنْ نَعَمْ . وَقَالَ أَنَسٌ أَوْمَأَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِيَدِهِ إِلَى أَبِى بَكْرٍ أَنْ يَتَقَدَّمَ . وَقَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ أَوْمَأَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِيَدِهِ لاَ حَرَجَ . وَقَالَ أَبُو قَتَادَةَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فِى الصَّيْدِ لِلْمُحْرِمِ « آحَدٌ مِنْكُمْ أَمَرَهُ أَنْ يَحْمِلَ عَلَيْهَا أَوْ أَشَارَ إِلَيْهَا » . قَالُوا لاَ . قَالَ « فَكُلُوا »
Tercemesi:
Ve İbn Ömer şöyle demiştir:
Peygamber (S): "Allah gözyaşı ile (iç üzüntüsü ile) insanı azâb etmez -Ve eliyle dilini işaret etti de:- İşte bunun yüzünden azâb eder" buyurdu.
Ka'b ibn Mâlik de: Peygamber (S) bana: "Abdullah ibn Ebî Hadred el-Eslemî üzerindeki alacağının yarısını al!"
der gibi, eliyle işaret etti, demiştir.
Esma bintu Ebî Bekr de şöyle demiştir:
Peygamber (S) Güneş tutulması zamanında kusûf namazı kıldı.
Ben, Aişe namaz kılarken yanına gittim de: Bu insanlara ne oluyor? dedim. (Güneş tutulması meydana geldiğini anlatmak için) başı ile Güneş'i işaret etti. Ben: Bu bir âyet mi? diye sordum. Aişe cevaben başı ile "Evet" diye işaret etti.
Enes ibn Mâlik de:
Peygamber (S) eliyle Ebû Bekr'in namazda öne geçmesini işaret etti, demiştir. İbn Abbâs da: Haccda taşları atmadan, kurbân kesmeden sorulunca Peygamber (S) eliyle (Öne geçirme, sonraya bırakma hususunda) günâh yoktur diye işaret etti, demiştir.
Ebû Katâde de şöyle demiştir:
Peygamber (S) ihrâmlıya hitaben avlanmış av hakkında:
"Sizden (Ebû Katâde'ye bu yaban eşeğini avlamasını) emredip onun üzerine sevkeden yâhud bu hayvanı işaret edip gösteren bir kimse var mıdır?" diye sordu.
İhrâmlılar: — Hayır yoktur! diye cevâb verdiler.
Peygamber: — "Öyleyse bu av etinden kalanını yiyiniz!buyurdu
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Boşanma, lafızları
Takva, eline ve diline sahip olmak
باب إِذَا وَهَبَ شَيْئًا لِوَكِيلٍ أَوْ شَفِيعِ قَوْمٍ جَازَ . لِقَوْلِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم لِوَفْدِ هَوَازِنَ حِينَ سَأَلُوهُ الْمَغَانِمَ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « نَصِيبِى لَكُمْ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16388, Buhari, Vekalet, 7(bab başlığı)
Hadis:
باب إِذَا وَهَبَ شَيْئًا لِوَكِيلٍ أَوْ شَفِيعِ قَوْمٍ جَازَ . لِقَوْلِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم لِوَفْدِ هَوَازِنَ حِينَ سَأَلُوهُ الْمَغَانِمَ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « نَصِيبِى لَكُمْ » .
Tercemesi:
Bâb: Bir Kimse Bir Kavmin Vekilime Yâhud Şefaatçısına Bırşey Hibe Ettiğinde Bu Hibe Caizdır
Çünkü kendisinden, müslümânların Huneyn'de aldıklar ganimetleri geri vermesini istedikleri zaman,Peygamber’in Havazin Heyeti'ne söylediği sözü buna . Peygamber (S) onlara: "Benim o ganîmelen olan payım sizin olsun" demiştil6.
"Ameller ancak niyetlere göredir. Herkesin niyet ettiği ne ise, eline geçecek olan ancak odur..."
eş-Şa'bî de (yanılan ve unutanın talâklarının vâki olmayacağına delîl getirici olarak): "Ey Rabb'imiz, unuttuk yâhud yanıldıysak, bizi tutup sorguya çekme.,. " (ei-Bakara: 286) âyetini okumuştur. Vesveseli kimsenin ikrarının caiz olmayacağı. Zîrâ Peygamber (S), kendisi aleyhine zina ikrarı yapan kişiye: "Sende delilik var mı?" buyurmuştur.
Alî ibn Ebî Tâlıb de şöyle demiştir:
Hamza yaşlı develerin böğürlerini yardı. Peygamber (S) Hamza'yı bu fiilinden dolayı kınamaya başladı. Bir de gördü ki, Hamza iki gözü kıpkızıl sarhoş olmuş. Sonra Hamza, Peygamber'e: Sizler başka değil, ancak babamın kölelerisiniz, dedi. Bu söz üzerine Peygamber, Hamza'nın çok sarhoş olduğunu bildi de yanından dışarı çıktı, biz de beraberinde çıktık (yânî Peygamber onu sarhoş iken işlediği suçlardan dolayı cezalandırmadı).
Usmân ibn Affân: Delinin ve sarhoşun talâkı yoktur (yânî vâki* olmaz), demiştir. İbn Abbâs da: Sarhoşun ve zorlanan kimsenin talâkı caiz değildir (yânî vâki' değildir), demiştir. Ukbetu'bnu Amir de: Vesveseli kişinin talâkı caiz (yânî vâki') olmaz, demiştir. Atâ ibn Ebî Rebâh: Boşamak istediği ve boşamaya başladığı zaman onun şartı olur (yânî bir şart koşması ve boşamayı bir şarta bağlaması lâzımdır), demiştir.
Nâfi' de şöyle dedi:
Bir adam karısını, eğer evden dışarı çıkarsa kesin olarak boşadığında hükmü soruldu da, ibn Umer:
Eğer kadın evden çıkarsa, o adamdan kat*î olarak kesilmiştir; evden dışarı çıkmazsa (şart bulunmadığı için) hiçbirşey olmaz, dedi. ez-Zuhrî de "Eğer şunu şunu yapmazsam karım üç defa boştur" diyen kimse hakkında şöyle demiştir: O kişi söylediğinden ve yemîn ettiği zaman bu yemini ile kalbini bağladığı şeyden sorulur. Eğer istediği bir müddet ismi söylemiş ve yemîn ettiği sırada kalbini ona bağlamış ise, bu onun dînine ve emânetine
bırakılır (yânî sözü tasdîk olunur ve Allah ile kendi arasındaki şeye mâlik olur).
İbrâhîm en-Nahaî de şöyle demiştir:
Eğer erkek karısına "Benim sende hiçbir hacetim yok" derse, niyeti mu'teber olur(Eğer talâk niyet etmişse kadın boşanmış olur, değilse olmaz). Her kavmin talâkı kendi dilleriyle olur. (Meselâ, Türkçe ile: "Boşadım seni bir talâk" dese, bir nc'î talâk vâki' olur; "İki talâk" dese, iki; "Üç talâk" dese, üç talâk vâki' olur.) Katâde şöyle dedi: Erkek karısına, her temizlik sırasında bir kerre cinsî münâsebet yaparak: "Eğer hâmile kalırsan sen üç defa boşsun" derse ve kadının gebeliği meydana çıksa, o adamdan kesin olarak boşanıp ayrılmış olur. el-Hasen el-Basrî de şöyle demiştir: Erkek karısına hitaben "Sen kendi ailene katıl" dediği zâmân, niyeti mu'teber olur (Eğer bu sözle talâk niyet etmişse, talâk vâki' olur; değilse olmaz). İbn Abbâs: 'Talâk (geçimsizlik gibi) bir hacetten dolayı yapılır, ıtâk ise kendisiyle Allah'ın rızâsı aranan bir iştir" demiştir. ez-Zuhrı de: Eğer erkek karısına Sen benim karım değilsin" derse, niyeti mu'teber olur: Eğer bu sözle talâk niyet etmişse, ona niyet ettiği şey vardır,
demiştir. Alî de (Umer'e hitaben): Sen üç şeyden: iyileşinceye kadar deliden, bulûğa erişinceye kadar çocuktan,
uyanıncaya kadar uyuyan kimseden kalemin yazmaktan kaldırılmış olduğunu bilmedin mi? demiştir.
Yine Alî: Bunamiş kimsenin boşamasından başka her boşama caizdir (vâki'dir), demiştir
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Boşanma, geçerli-geçersiz olduğu durumlar
Boşanma, ma'tuhun (aklî dengesi yerinde olmayanın)
باب الأَكْلِ مِمَّا يَلِيهِ . وَقَالَ أَنَسٌ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « اذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ وَلْيَأْكُلْ كُلُّ رَجُلٍ مِمَّا يَلِيهِ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16851, Buhari, Et'ıme, 3(bab başlığı)
Hadis:
باب الأَكْلِ مِمَّا يَلِيهِ . وَقَالَ أَنَسٌ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « اذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ وَلْيَأْكُلْ كُلُّ رَجُلٍ مِمَّا يَلِيهِ » .
Tercemesi:
Kendisine Yakın Olan Taraftan Yemek Babı
Ve Enes: Peygamber (S): "Allah'ın ismini anın ve herbir kimse kendisine yakın olan taraftan yesin" buyurdu, dedi
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
Konular:
Adab, yeme - içme adabı
Yemek, yemeği kendi önünden yemek
باب تَحْرِيمِ التِّجَارَةِ فِى الْخَمْرِ . وَقَالَ جَابِرٌ - رضى الله عنه - حَرَّمَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بَيْعَ الْخَمْرِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15357, Buhari, Büyu', 105(bab başlığı)
Hadis:
باب تَحْرِيمِ التِّجَارَةِ فِى الْخَمْرِ . وَقَالَ جَابِرٌ - رضى الله عنه - حَرَّمَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بَيْعَ الْخَمْرِ .
Tercemesi:
Şarâbda Ticâret Yapmanın Haram Kılınması Babı
Câbir (R): Peygamber (S) şarâb satmayı haram kıldı, demiştir
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Ticaret, yasak olan şekilleri
باب قَوْلِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « لَوْ كُنْتُ رَاجِمًا بِغَيْرِ بَيِّنَةٍ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16287, Buhari, Talak, 31(bab başlığı)
Hadis:
باب قَوْلِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم « لَوْ كُنْتُ رَاجِمًا بِغَيْرِ بَيِّنَةٍ » .
Tercemesi:
Peygamber(S)'İn: "Eğer ben beyyinesiz olarak bir kimseyi recm edici olsaydım, o zânîyi recm ederdim" Kavli Babı
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Yargı, delil, cezaları uygulamak için
باب اسْتِئْجَارِ الْمُشْرِكِينَ عِنْدَ الضَّرُورَةِ أَوْ إِذَا لَمْ يُوجَدْ أَهْلُ الإِسْلاَمِ . وَعَامَلَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَهُودَ خَيْبَرَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16306, Buhari, İcâre, 3(bab başlığı)
Hadis:
باب اسْتِئْجَارِ الْمُشْرِكِينَ عِنْدَ الضَّرُورَةِ أَوْ إِذَا لَمْ يُوجَدْ أَهْلُ الإِسْلاَمِ . وَعَامَلَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَهُودَ خَيْبَرَ .
Tercemesi:
Zaruret Sırasında Yâhud İslâm Ehli Bulunmadığı Zaman Müşriklerin Ücretle Irgatlığa Tutulması Ve Peygamber (S) Hayber Yahûdîleri'yle Arazîde Çalışma Akdi Yaptı Babı
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, Hayber yahudileriyle arazide çalışma akdi yapması
Müşrik, müşriklerin ücretle çalıştırılması
باب الأَقِطِ . وَقَالَ حُمَيْدٌ سَمِعْتُ أَنَسًا بَنَى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِصَفِيَّةَ ، فَأَلْقَى التَّمْرَ وَالأَقِطَ وَالسَّمْنَ . وَقَالَ عَمْرُو بْنُ أَبِى عَمْرٍو عَنْ أَنَسٍ صَنَعَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم حَيْسًا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16894, Buhari, Et'ıme, 16(bab başlığı)
Hadis:
باب الأَقِطِ . وَقَالَ حُمَيْدٌ سَمِعْتُ أَنَسًا بَنَى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِصَفِيَّةَ ، فَأَلْقَى التَّمْرَ وَالأَقِطَ وَالسَّمْنَ . وَقَالَ عَمْرُو بْنُ أَبِى عَمْرٍو عَنْ أَنَسٍ صَنَعَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم حَيْسًا .
Tercemesi:
Ekıt (Yânî Yağı Alınıp Kurutulmuş Yoğurt) Babı
Ve Humeyd et-Tavîl şöyle demiştir: Ben Enes'ten işittim, şöyle diyordu: Peygamber (S), Hayber dönüşü sırasında Safiyye bintu Huyey Üe evlendi. Deri sofralar üzerine hurma, ekit denilen kuru yoğurtlu yiyecek ve tereyağı konulmuştu...
Amr ibnu Ebî Amr da Enes'ten: Peygamber (S) sofralar içinde (hurma, ekıt ve yağ karışığı olan) hays yemeği yaptı, şeklinde söylemiştir
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Kültürel Hayat, yemek kültürü