11621 Kayıt Bulundu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik b. Enes, ona İbn Şihâb, ona Salim b. Abdullah, ona babası (Abdullah b. Ömer) şöyle rivayet etmiştir:
Rasûlullah (sav) Ensâr'dan bir adamın yanından geçerken, utangaç olan kardeşine böyle olmaması için nasihat ettiğini işitti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav), "Onu rahat bırak! Haya imandandır" buyurdu.
Açıklama: Bu rivayette 'nasihat ettiğini işitti' şeklinde tercüme edilen bağlam bilgisi 118&arama=a'>B006118 nolu rivayette 'kardeşini azarladı' şeklinde yer almaktadır. Dolayısıyla abinin yaptığı şey, nasihat etmek deği de, azarlamak olarak düşünülürse hadis daha doğru anlaşılacaktır.
Bize Abdullah b. Muhammed el-Müsnedî, ona Ebu Ravh Haramî b. Umâre, ona Şu’be, ona Vâkıd b. Muhammed, ona babası (Muhammed b. Zeyd el-Kuraşî), ona da İbn Ömer, Rasul-i Ekrem’in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Allah'tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in de Allah’ın elçisi olduğuna şehadet edinceye, namazı kılıp zekâtı verinceye kadar insanlarla savaşmakla emrolundum. Bunları yaptıkları takdirde, İslam'ın emri olan haklar müstesna- canlarını ve mallarını benden korumuş olurlar. Hesapları ise Allah'a aittir."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أُمِرْتُ أَنْ أُقَاتِلَ النَّاسَ حَتَّى يَقُولُوا لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ İslam'ın emri ile kısas, şer’î cezalar ve mali tazminatlar gibi hakla kastedilir.
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu’be, ona Katâde, ona da Enes'in (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Kimde şu üç özellik bulunursa o kişi imanın tadını almıştır: Allah ve Rasulünün kendisine diğer herkesten daha sevgili olması, sevdiği kişiyi sadece Allah için sevmesi, Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmekten, ateşe atılacakmışçasına nefret etmesi."
Bize Muhammed b. Ubeydullah, ona İbrahim b. Sa’d, ona Salih, ona İbn Şihâb, ona Ebu Ümâme b. Sehl, ona da Ebu Said el-Hudrî'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
"Uyuduğum bir sırada insanların bana arz olunduklarını gördüm. Üstlerinde gömlekler vardı, bu gömleklerin bazısı göğüslere ulaşıyordu, bazısı daha kısa idi. Ömer b. el-Hattâb da bana arz olundu. Üstünde (eteklerini yerde) sürüdüğü bir gömlek vardı." Yâ Rasulallah! Bunu (gömleği) ne ile tevil ettin? diye sorduklarında Rasulullah (sav) "Dîn ile" cevabını verdi.
Bize Kuteybe, ona Leys, ona Yezid b. Ebu Habib, ona da Ebu Hayr, ona da Abdullah b. Amr (ra) şöyle rivayet etti:
Bir adam, Rasûlullah'a (sav) İslam'da hangi amelin daha hayırlı olduğunu sordu. Rasûlullah (sav) de şöyle cevap verdi: "Yemek yedirmen ve tanıdığına da tanımadığına da selam vermendir."
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona ez-Zührî, ona Âmir b. Sa’d b. Ebu Vakkâs, ona da Sa’d (ra) şöyle rivayet etti:
Rasulullah (sav) bazı insanlara dünyalık mal veriyordu, ben de orada oturuyordum. Derken Rasulullah (sav) içlerinden en beğendiğim kimseye bir şey vermedi. Bunun üzerine 'Yâ Rasulallah! Falan kişiye neden bir şey vermedin? Vallahi ben onun mü’min olduğuna inanıyorum' dedim. Hz. Peygamber (sav), "Yahut Müslümandır" dedi. Bir süre sustum. Sonra o adam hakkında bildiklerimi söylemeden duramadım ve tekrar 'Falan kişiye neden bir şey vermedin? Vallahi ben onun mü’min olduğuna inanıyorum' dedim. Hz. Peygamber (sav) de yine, "Yahut Müslümandır" buyurdu. Ben yine o adam hakkında bildiklerimi söylemeden duramadım, sözümü tekrar ettim. Rasulullah (sav) yine o sözü tekrar ettikten sonra şöyle buyurdu: "Ey Sa'd! Ben bazı kimselere, başkalarını onlardan daha çok sevdiğim halde, Allah'ın onu yüzükoyun cehenneme atacağı endişesiyle ihsanda bulunuyorum."
Bu hadîsi Zührî'den, Yunus, Salih, Ma’mer ve Zührî’nin erkek kardeşinin oğlu da rivayet etti.
Bize Ahmed b. Yunus ve Musa b. İsmail, onlara İbrahim b. Sa’d, ona İbn Şihâb, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etti:
Rasulullah'a 'Hangi amel daha faziletlidir?' diye sorulduğunda Rasulullah (sav):"Allah’a ve Rasulüne iman etmektir" buyurdu. 'Ondan sonra hangisidir?' diye soruldu: "Allah yolunda cihattır" buyurdu. 'Ondan sonra hangisi?' denildi. Rasulullah (sav): "Makbul bir hactır" cevabını verdi.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren değişik lafızlı hadis şöyledir: أفضل الاعمال الايمان بلله والجهاد في سبيل الله
Bize Muhammed b. Selam, ona Abde, ona Hişâm, ona da babası (Urve b. Zübeyr), ona da Hz. Aişe şöyle rivayet etti:
Rasulullah (sav) sahabîlerine bir talimat vereceği zaman, yapabilecekleri şeyleri onlara söylerdi. Onlar da ey Allah'ın Rasulü! Biz senin gibi değiliz. Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını mağfiret etmiştir, diye karşılık verdiklerinde de, öfke alâmeti yüzünden anlaşılacak kadar kızar ve şöyle buyururdu:
"En müttaki olanınız ve Allah'ı en iyi bileniniz şüphesiz ki benim."
Bize İsmail, ona Mâlik, ona Amr b. Yahya el-Mâzinî, ona babası (Yahya b. Umare), ona da Ebu Said el-Hudrî'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Cennetlikler cennete, cehennemlikler de cehenneme girdikten sonra Yüce Allah ‘Kimin kalbinde bir hardal tanesi ağırlığınca iman varsa onu (ateşten) çıkarınız’ diye emreder. Bunun üzerine bu kimseler simsiyah kesilmiş oldukları halde çıkarılıp Hayâ (veya Hayat) nehri içine atılırlar ve orada sel uğrağında kalan yabani otların tohumları nasıl (hızlıca) yerden biterse öylece biterler. Görmez misin, bunlar sapsarı olarak ve iki tarafa salınarak (ne güzel) sürerler."
Vüheyb’in Amr’dan nakline göre kelime “hayat” şeklindedir. Ve o “hardal tanesi ağırlığınca iman” cümlesini, “hardal tanesi ağırlığınca hayır” şeklinde nakletmiştir.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesâr, ona da İbn Abbas'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle rivayet etti:
"Bana cehennem gösterildi, bir de ne göreyim! Cehennem ahalisinin çoğu kadınlardır. Onlar inkâr ederler." Kendisine 'Allah’ı mı inkâr ederler?' diye soruldu. Bunun üzerine Rasul-i Ekrem şöyle buyurdu:
"Onlar kocalarına karşı nankörlük yapar, iyiliği inkâr ederler. Birisine sürekli iyilik etsen de sonra hoşuna gitmeyen bir şey olsa, ‘Senden ne hayır gördüm ki' diye söylenir."