11586 Kayıt Bulundu.
Bize Haccac, ona Şu'be, ona Zübeyd, ona Şa'bî, ona da el-Berâ, Hz. Peygamber'in (sav) hutbe okurken şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Bu gün yapacağımız ilk şey namaz kılmak; sonra dönüp kurban kesmektir. Her kim böyle yaparsa bizim sünnetimize uymuş olur."
Bize Haccac, ona Şu‘be, ona Zübeyd, ona eş-Şa‘bi, ona da el-Berâ, Nebi’ni (sav) hutbe verirken şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Bu gün ilk işimiz namaz kılmak, sonra dönüp kurban kesmektir. Kim bunu yaparsa sünnetimize uygun iş yapmış olur."
Bize Ebü’l-Yemân, ona Şu’ayb, ona ez-Zührî, ona Salim b. Abdullah, Abdullah b. Ömer’in şöyle anlattığını rivayet etti:
"Hz. Ömer, çarşıda satılmakta olan parlak atlastan bir kaftan aldı. Ardından o kaftanı alıp Hz. Peygamber'e getirdi ve “Ya Rasulallah, bu kaftanı satın al da bayramda (Cuma ve bayram günlerinde) ve elçiler geldiği vakitler giyinip onunla süslen” dedi. Hz. Peygamber (sav) de ona: “Bu ancak (ahiretten) nasibi olmayan kimsenin giyeceği bir elbisedir” buyurdu. Bundan sonra Allah'ın dilediği kadar bir süre Ömer'in yaşadı. Sonra Hz. Peygamber (sav) ona halis ipekten (dîbâc) dokunmuş bir kaftan yolladı. Hz. Ömer, Hz. Peygamber'e (sav) yönelerek bu kaftanla geldi ve şöyle dedi: “Ya Rasulallah! Sen şöyle demiştin: ‘bu ipekli cübbe ahirette nasibi olmayan kimsenin giyeceğidir.' Sonra da bana bu ipekli cübbeyi gönderdin!” dedi. Hz. peygamber (sav) de ona cevaben şöyle dedi: "Onu satarsın veya onunla bir hacetini görürsün (kadınların bu ipek elbiseyi giyebilir).”
Açıklama: Şerhlerde rivayette yer alan "el-Iyd" bayram günü kelimesi ile cuma ve bayram günlerinin kastedildiğini, "ev tusibu biha haceteke" ibaresi ile eşlerine onu giydirerek ihtiyaçlarını giderirsin anlamındadır. Çünkü kadınlara ipek elbise helaldir açıklamaları yapılmıştır. bkz. Kastallânî,Ahmed b. Muhammed b. Ebû Bekir Abdülmelik, İrşadü's-sârî li şerhi sahihi Buhârî, (Mısır: Mektebetü'l-Matbuati'l-İslamiyye, 1323), 2/203.
Bize Müsedded, ona Hammad, ona Abdülaziz b. Suheyb ve Sabit el-Bunânî, o ikisine Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav), sabah namazını alaca karanlıkta kıldı, sonra bineğine bindi: "Allâhu Ekber, Hayber harab oldu. Biz bir kavmin yurduna girdiğimizde, uyarılanların sabahı ne kötü olur" buyurdu. Hayber ahalîsi dışarı çıktı, sokaklarda koşarak 'İşte Muhammed ve (hamis) ordu' diyorlardı. Râvî: 'Hamis' ordu demektir, dedi. Rasulullah (sav) onlara galip geldi, savaşanları öldürdü, aileleri esir aldı. Safiyye bt. Huyey önce Dıhye el-Kelbî'nin, sonra da Rasulullah'ın cariyesi oldu. Sonra Rasulullah (sav) onunla evlendi. Safiyye'nin (r.anha) hürriyete kavuşturulmasını da kendisine mehir tayin etti.
Râvî Abdulazîz, Sabit'e 'Ya Ebu Muhammed! Enes'e ona ne mehir tayin etti diye sordun mu?' dedi. Sabit 'Peygamber, Safiyye'ye hürriyetini mehir tayin etti' dedi ve gülümsedi.
Hz. Âişe der ki: Bayram günü siyahiler harbe ve kalkanlarla oyun oynuyorlardı. Ya ben Rasulullah’a (sav) söyledim yahut da o "seyretmek ister misin?" buyurdu. Ben “evet” deyince beni yanağım yanağı üzerinde olduğu halde arkasında durdurdu. Bu arada "Göreyim sizi Erfede oğulları" buyurdu. Nihayet ben usanınca "Bu kadarı sana yeter mi?" dedi. Ben “evet” dedim. "o halde gidebilirsin" buyurdu.
Bize Musa, ona Ebu Avâne, ona A'meş, ona İbrahim, ona Abdurrahman b. Yezîd, ona Alkame, ona da Ebu Mesud el-Bedrî'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Bakara Suresi'nin sonunda iki ayet vardır ki her kim geceleyin o iki ayeti okursa, ona yeterli olur."
Abdurrahman der ki: Ben Ebu Mesud'la, kendisi Kabe'yi tavaf ederken karşılaştım ve bu hadisi ona sordum. Kendisi bana bu hadisi aynı şekilde aktardı.