11588 Kayıt Bulundu.
Bize Saîd b. Ufeyr şöyle rivâyet etti: Bana Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuş:
"Zinâ eden kişi, (olgun bir) mümin olduğu hâlde zina edemez. içki içen de (olgun bir) mümin olarak içki içemez. Hırsız da (olgun bir) mümin olduğu halde hırsızlık yapamaz. Halkın gözü önünde yağmacılık eden kimse de (olgun bir) mümin olarak çapulculuk edemez" 58.
Bize Saîd b. Müseyyeb ve Ebu Seleme b Abdurrahman, onlara da Ebu Hureyre bu hadisin benzerini Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir. Ancak bu rivayette Çapulculuk ile ilgili bölüm yoktur.
Açıklama: Rivayet muallak olmayıp mevsuldür (İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, XII, 59).
Bize Saîd b. Ufeyr şöyle rivâyet etti: Bana Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuş:
"Zinâ eden kişi, (olgun bir) mümin olduğu hâlde zina edemez. içki içen de (olgun bir) mümin olarak içki içemez. Hırsız da (olgun bir) mümin olduğu halde hırsızlık yapamaz. Halkın gözü önünde yağmacılık eden kimse de (olgun bir) mümin olarak çapulculuk edemez" 58.
Bize Saîd b. Müseyyeb ve Ebu Seleme b Abdurrahman, onlara da Ebu Hureyre bu hadisin benzerini Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir. Ancak bu rivayette Çapulculuk ile ilgili bölüm yoktur.
Açıklama: Rivayet muallak olmayıp mevsuldür (İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, XII, 59).
Bana Abdülaziz b. Abdullah el-Âmirî el-Üveysî, ona İbrahim b. Sa'd, ona Salih, ona İbn Şihâb, ona Urve şöyle rivayet etmiştir:
Urve, Âişe'ye "Eğer yetim kızlar hakkında adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, sizin için helâl olan (diğer) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikâh edin..." (Nisâ, 3) ayetinin tefsirini sordu. Âişe (ra) şöyle cevap verdi: Ey kız kardeşimin oğlu, ayetteki "Yetimler" ile velisinin velayet ve vasiliği altında bulunup, mal hissesinde veliye ortak olan yetim kız kast edilmektedir. Bu yetimin malı ve güzelliği velisinin hoşuna gider. Bu sebeple velisi ona, mihrinde adaleti gözetmeden ve başkasının vereceği kadar mehir vermeden onunla evlenmek ister. İşte bu velilerin, kendi himayeleri altındaki yetime kızlarla, haklarında adalet gözetmeden ve onların mehirlerini en yüksek miktara yükseltmeden evlenmeleri yasaklanmış, yerine kendilerine helâl olan başka kadınlarla evlenmeleri emredilmiştir.
Urve der ki: Âişe şöyle devam etti: Bu ayet indikten sonra insanlar Rasulullah'tan (sav) fetva istediler. Bunun üzerine Allah şu ayeti indirdi: "Kadınlar hakkında senden fetvâ istiyorlar. De ki: Size onlar hakkındaki hükmü Allah açıklıyor. Haklarını vermeksizin nikâhlamak istediğiniz yetim kızlar ile güçsüz ve korunmasız çocuklar hakkındaki hükümler ve yetimlerin hakkını âdil bir şekilde gözetmenize dair emirler, kitapta size okunuyor." (Nisâ, 127). Allah'ın bu ayette "Kitap'ta size karşı okunup duruyor" diye zikrettiği, surenin evvelinde geçen ve içinde "Eğer yetim kızlar hakkında adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, sizin için helâl olan diğer kadınlardan... nikâh ediniz" buyruğunun yer aldığı ayettir.
Âişe der ki: Diğer ayette yer alan, Allah'ın "nikahlamayı istemediğiniz" buyruğu da herhangi birinizin himâyesi altında bulunan yetim kıza malı ve güzelliği az olduğu zaman rağbet göstermemesidir. Bu mal ve güzelliği az olan Öksüz kızlara rağbet etmediklerinden dolayı, malına ve güzelliğine rağbet ettikleri yetim kızları -adalete riayet etmedikçe- nikâhlamaları yetim velilerine yasaklandı.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.
Bize Musa b. Mesud, ona Zâide b. Kudâme, ona Hişâm b. Urve, ona Fatıma bt. münzir, ona da Esma bt. Ebu Bekir (r.anhuma) şöyle demiştir:
Hz. Peygamber (sav) güneş tutulması hâdisesinde köleleri hürriyete kavuşturmayı emretti.
Ali (b. el-Medînî) bu hadisi ed-Derâverdî'den, o da Hişâm'dan rivayet ederek, Mûsâ b. Mesûd'a mutâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ali b. el-Medînî arasında inkıta vardır.
Bize Ahmed b. Mikdâm, ona Fadl b. Süleyman, ona Musa b. Ukbe, ona da Nâfi şöyle rivayet etmiştir:
İbn Ömer (r.anhuma), birden fazla sahibi olan köle ya da cariyenin, sahiplerinden birinin kendi payına düşen kısmı azat etmesi konusunda fetva verip şöyle derdi: O kişinin, kölenin tamamını azat etmesi gerekir. Eğer kölenin tamamını azat edecek miktarda malı varsa hissedarların paylarının piyasa değeri adaletli bir şekilde hesap edilerek hissedarlara payları ödenir ve hürriyete kavuşturulan köle serbest bırakılır. İbn Ömer, bu fetvasını Hz. Peygamber'den (sav) hulasa etmiştir.
Yine Leys b. Sa'd, İbn Ebu Zi'b, İbn İshak, Cuveyriye, Yahya b. Saîd ve İsmail b. Umeyye bu hadisi Nâfi'den; o İbn Ömer'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.
Bize Ahmed b. Mikdâm, ona Fadl b. Süleyman, ona Musa b. Ukbe, ona da Nâfi şöyle rivayet etmiştir:
İbn Ömer (r.anhuma), birden fazla sahibi olan köle ya da cariyenin, sahiplerinden birinin kendi payına düşen kısmı azat etmesi konusunda fetva verip şöyle derdi: O kişinin, kölenin tamamını azat etmesi gerekir. Eğer kölenin tamamını azat edecek miktarda malı varsa hissedarların paylarının piyasa değeri adaletli bir şekilde hesap edilerek hissedarlara payları ödenir ve hürriyete kavuşturulan köle serbest bırakılır. İbn Ömer, bu fetvasını Hz. Peygamber'den (sav) hulasa etmiştir.
Yine Leys b. Sa'd, İbn Ebu Zi'b, İbn İshak, Cuveyriye, Yahya b. Saîd ve İsmail b. Umeyye bu hadisi Nâfi'den; o İbn Ömer'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Ebu Zi'b arasında inkıta vardır.
Bize Ahmed b. Mikdâm, ona Fadl b. Süleyman, ona Musa b. Ukbe, ona da Nâfi şöyle rivayet etmiştir:
İbn Ömer (r.anhuma), birden fazla sahibi olan köle ya da cariyenin, sahiplerinden birinin kendi payına düşen kısmı azat etmesi konusunda fetva verip şöyle derdi: O kişinin, kölenin tamamını azat etmesi gerekir. Eğer kölenin tamamını azat edecek miktarda malı varsa hissedarların paylarının piyasa değeri adaletli bir şekilde hesap edilerek hissedarlara payları ödenir ve hürriyete kavuşturulan köle serbest bırakılır. İbn Ömer, bu fetvasını Hz. Peygamber'den (sav) hulasa etmiştir.
Yine Leys b. Sa'd, İbn Ebu Zi'b, İbn İshak, Cuveyriye, Yahya b. Saîd ve İsmail b. Umeyye bu hadisi Nâfi'den; o İbn Ömer'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İbn İshak arasında inkıta vardır.
Bize Ahmed b. Mikdâm, ona Fadl b. Süleyman, ona Musa b. Ukbe, ona da Nâfi şöyle rivayet etmiştir:
İbn Ömer (r.anhuma), birden fazla sahibi olan köle ya da cariyenin, sahiplerinden birinin kendi payına düşen kısmı azat etmesi konusunda fetva verip şöyle derdi: O kişinin, kölenin tamamını azat etmesi gerekir. Eğer kölenin tamamını azat edecek miktarda malı varsa hissedarların paylarının piyasa değeri adaletli bir şekilde hesap edilerek hissedarlara payları ödenir ve hürriyete kavuşturulan köle serbest bırakılır. İbn Ömer, bu fetvasını Hz. Peygamber'den (sav) hulasa etmiştir.
Yine Leys b. Sa'd, İbn Ebu Zi'b, İbn İshak, Cuveyriye, Yahya b. Saîd ve İsmail b. Umeyye bu hadisi Nâfi'den; o İbn Ömer'den, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Cüveyriye b. Esmâ arasında inkıta vardır.
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Usame, ona Übeydullah, ona Nâfi, ona Ona da İbn Ömer (r.anhuma) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyrduğunu rivayet etmiştir:
"Her kim bir köledeki payını bağışlayıp azat ederse ve o kölenin, bütün bedeline yetecek kadar bir malı bulunursa, o kölenin tamamen hürriyete kavuşturulması bu kişinin üzerine vaciptir. Eğer böyle bir malı yoksa köleye hissesini azat edenin huzurunda kölenin piyasa değeri belirlenir ve bu kişinin azat ettiği pay kadarı azat olmuş olur."
Bize Müsedded, ona Bişr, ona Ubeydullah bu hadisi ihtisar ederek rivayet etmiştir.