11588 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Malik, ona Ebu Zinad, ona el-A'rac, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Sütü bol, yeni doğum yapmış sağmal bir deve (ödünç verilen) ne güzel bir hediyedir! Bol sütlü bir koyun, bir kap sabahleyin, bir kap da akşamleyin süt verir."
Buhârî Abdullah b. Yusuf'un İsmail vasıtası ile Malik'ten nakline göre diğer tarikte Hz. peygamber (sav) "(Böyle sağmal bir hayvan hediyesi) ne güzel sadakadır" buyurmuştur.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Ebu Zinâd, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur
"İbrahim (as) ile Sâre hicret etti. Sâre'ye Hacer'i hediye ettiler. Sâre, geri dönüp İbrahim'in (as) yanına geldi ve ona "gördün mü, Allah kâfiri zelil etti ve bir cariyeyi de bana hizmetçi verdi" dedi.
İbn Sîrîn'in, Ebu Hureyre'den rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) "Sâre'ye Hâcer'i hizmetçi verdi" buyurmuştur.
Açıklama: Hadisin bütünü için B002217 numaralı hadise bakınız. Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Sirin arasında inkıta vardır.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona da Enes İbn Mâlik (ra) şöyle demiştir:
Muhacirler Mekke'den Medine'ye geldikleri zaman ellerinde hiçbir şeyleri yoktu. Ensâr ise Medine'de arazi ve akar sahibi idi. Ensâr, her sene mallarının yarı mahsulünü kendilerine vermek ve Ensâr'ın yerine bağ ve bahçe işlerini muhacirler yapmak şartıyla mallarını muhacirlere ortağa verdiler. Enes'in ve aynı zamanda Abdullah b. Ebu Talha'nın annesi olan Ümmü Süleym, Rasulullah'a birkaç hurma ağacı hediye etmişti. Hz. Peygamber (sav) de bu hurma ağaçlarını (mahsulünden faydalanmak üzere) Usâme b. Zeyd'in annesi olan cariyesi Ümmü Eymen'e vermişti.
İbn Şihâb der ki: Enes ibn Mâlik bana şöyle haber verdi: Peygamber (sav) Hayber ahalisi ile savaşı bitirip Medine'ye döndüğü zaman, Muhacirler, meyvelerinden istifade etmek üzere Ensâr'ın kendilerine emanet verdiği bahçeleri Ensâr'a geri verdiler. Hz. Peygamber (sav) de Enes'in anasına, onun vaktiyle verdiği hurma ağaçlarını geri verdi ve Ümmü Eymen'e de onun yerine kendi bostanından bir kısmını verdi.
Ahmed b. Şebîb der ki: Bize babam Şebîb, ona da Yunus bu hadisi rivayet etti ve rivayetinde " (مَكَانَهُنَّ مِنْ خَالِصِهِ) onun yerine malının hâlisinden" ifadesini kullandı.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ahmed b. Şebîb arasında inkıta vardır.
Bize Haccâc, ona Abdullah b. Ömer en-Nümeyrî, ona Yunus; (T) ve yine Leys der ki: Bana Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve, İbn Müseyyeb, Alkame b. Vakkâs, onlara da Âişe (r.anha), iftiracılar ona iftira attıklarında, şöyle rivayet etmiştir: -Bunlarının bir kısmının rivayeti diğerini doğrulamaktadır-
Vahiy gecikince Rasulullah, eşi ile ayrılması konusunu istişare etmek üzere, Ali'yi ve Usame'yi yanına çağırdı. Usâme'ye gelince o “Âişe senin ehlindir, biz onun hakkında hayırdan başka bir şey bilmeyiz” dedi. Berîre de “Ben Âişe'de ayıplayacağım bir kusur olarak sadece şunu gördüm. Âişe, küçük yaşta bir kadındı. Ev halkının hamurunu yoğururken uyurdu da evin besi koyunu gelir, o hamuru yerdi” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (mescitte bir hutbeye çıktı ve) şöyle buyurdu: "Ev halkım hakkında (iftira ederek) bana sıkıntı veren bir şahıs hakkında, kim bana yardım eder ve benim için ondan intikam alır? Vallahi ben ailem hakkında hayırdan başka bir şey bilmiyorum. Bu iftiracılar bir adamın ismini de söylüyorlar ki, bu kişi hakkında da ben hayırdan başka bir şey bilmiyorum..."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.
Bize Haccâc, ona Abdullah b. Ömer en-Nümeyrî, ona Yunus; (T) ve yine Leys der ki: Bana Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve, İbn Müseyyeb, Alkame b. Vakkâs, onlara da Âişe (r.anha), iftiracılar ona iftira attıklarında, şöyle rivayet etmiştir: -Bunlarının bir kısmının rivayeti diğerini doğrulamaktadır-
Vahiy gecikince Rasulullah, eşi ile ayrılması konusunu istişare etmek üzere, Ali'yi ve Usame'yi yanına çağırdı. Usâme'ye gelince o “Âişe senin ehlindir, biz onun hakkında hayırdan başka bir şey bilmeyiz” dedi. Berîre de “Ben Âişe'de ayıplayacağım bir kusur olarak sadece şunu gördüm. Âişe, küçük yaşta bir kadındı. Ev halkının hamurunu yoğururken uyurdu da evin besi koyunu gelir, o hamuru yerdi” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (mescitte bir hutbeye çıktı ve) şöyle buyurdu: "Ev halkım hakkında (iftira ederek) bana sıkıntı veren bir şahıs hakkında, kim bana yardım eder ve benim için ondan intikam alır? Vallahi ben ailem hakkında hayırdan başka bir şey bilmiyorum. Bu iftiracılar bir adamın ismini de söylüyorlar ki, bu kişi hakkında da ben hayırdan başka bir şey bilmiyorum..."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.
Bize Haccâc, ona Abdullah b. Ömer en-Nümeyrî, ona Yunus; (T) ve yine Leys der ki: Bana Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve, İbn Müseyyeb, Alkame b. Vakkâs, onlara da Âişe (r.anha), iftiracılar ona iftira attıklarında, şöyle rivayet etmiştir: -Bunlarının bir kısmının rivayeti diğerini doğrulamaktadır-
Vahiy gecikince Rasulullah, eşi ile ayrılması konusunu istişare etmek üzere, Ali'yi ve Usame'yi yanına çağırdı. Usâme'ye gelince o “Âişe senin ehlindir, biz onun hakkında hayırdan başka bir şey bilmeyiz” dedi. Berîre de “Ben Âişe'de ayıplayacağım bir kusur olarak sadece şunu gördüm. Âişe, küçük yaşta bir kadındı. Ev halkının hamurunu yoğururken uyurdu da evin besi koyunu gelir, o hamuru yerdi” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (mescitte bir hutbeye çıktı ve) şöyle buyurdu: "Ev halkım hakkında (iftira ederek) bana sıkıntı veren bir şahıs hakkında, kim bana yardım eder ve benim için ondan intikam alır? Vallahi ben ailem hakkında hayırdan başka bir şey bilmiyorum. Bu iftiracılar bir adamın ismini de söylüyorlar ki, bu kişi hakkında da ben hayırdan başka bir şey bilmiyorum..."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.
Bize Haccâc, ona Abdullah b. Ömer en-Nümeyrî, ona Yunus; (T) ve yine Leys der ki: Bana Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve, İbn Müseyyeb, Alkame b. Vakkâs, onlara da Âişe (r.anha), iftiracılar ona iftira attıklarında, şöyle rivayet etmiştir: -Bunlarının bir kısmının rivayeti diğerini doğrulamaktadır-
Vahiy gecikince Rasulullah, eşi ile ayrılması konusunu istişare etmek üzere, Ali'yi ve Usame'yi yanına çağırdı. Usâme'ye gelince o “Âişe senin ehlindir, biz onun hakkında hayırdan başka bir şey bilmeyiz” dedi. Berîre de “Ben Âişe'de ayıplayacağım bir kusur olarak sadece şunu gördüm. Âişe, küçük yaşta bir kadındı. Ev halkının hamurunu yoğururken uyurdu da evin besi koyunu gelir, o hamuru yerdi” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (mescitte bir hutbeye çıktı ve) şöyle buyurdu: "Ev halkım hakkında (iftira ederek) bana sıkıntı veren bir şahıs hakkında, kim bana yardım eder ve benim için ondan intikam alır? Vallahi ben ailem hakkında hayırdan başka bir şey bilmiyorum. Bu iftiracılar bir adamın ismini de söylüyorlar ki, bu kişi hakkında da ben hayırdan başka bir şey bilmiyorum..."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.
Bize Haccâc, ona Abdullah b. Ömer en-Nümeyrî, ona Yunus; (T) ve yine Leys der ki: Bana Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve, İbn Müseyyeb, Alkame b. Vakkâs, onlara da Âişe (r.anha), iftiracılar ona iftira attıklarında, şöyle rivayet etmiştir: -Bunlarının bir kısmının rivayeti diğerini doğrulamaktadır-
Vahiy gecikince Rasulullah, eşi ile ayrılması konusunu istişare etmek üzere, Ali'yi ve Usame'yi yanına çağırdı. Usâme'ye gelince o “Âişe senin ehlindir, biz onun hakkında hayırdan başka bir şey bilmeyiz” dedi. Berîre de “Ben Âişe'de ayıplayacağım bir kusur olarak sadece şunu gördüm. Âişe, küçük yaşta bir kadındı. Ev halkının hamurunu yoğururken uyurdu da evin besi koyunu gelir, o hamuru yerdi” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (mescitte bir hutbeye çıktı ve) şöyle buyurdu: "Ev halkım hakkında (iftira ederek) bana sıkıntı veren bir şahıs hakkında, kim bana yardım eder ve benim için ondan intikam alır? Vallahi ben ailem hakkında hayırdan başka bir şey bilmiyorum. Bu iftiracılar bir adamın ismini de söylüyorlar ki, bu kişi hakkında da ben hayırdan başka bir şey bilmiyorum..."
Bize Haccâc, ona Abdullah b. Ömer en-Nümeyrî, ona Yunus; (T) ve yine Leys der ki: Bana Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve, İbn Müseyyeb, Alkame b. Vakkâs, onlara da Âişe (r.anha), iftiracılar ona iftira attıklarında, şöyle rivayet etmiştir: -Bunlarının bir kısmının rivayeti diğerini doğrulamaktadır-
Vahiy gecikince Rasulullah, eşi ile ayrılması konusunu istişare etmek üzere, Ali'yi ve Usame'yi yanına çağırdı. Usâme'ye gelince o “Âişe senin ehlindir, biz onun hakkında hayırdan başka bir şey bilmeyiz” dedi. Berîre de “Ben Âişe'de ayıplayacağım bir kusur olarak sadece şunu gördüm. Âişe, küçük yaşta bir kadındı. Ev halkının hamurunu yoğururken uyurdu da evin besi koyunu gelir, o hamuru yerdi” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (mescitte bir hutbeye çıktı ve) şöyle buyurdu: "Ev halkım hakkında (iftira ederek) bana sıkıntı veren bir şahıs hakkında, kim bana yardım eder ve benim için ondan intikam alır? Vallahi ben ailem hakkında hayırdan başka bir şey bilmiyorum. Bu iftiracılar bir adamın ismini de söylüyorlar ki, bu kişi hakkında da ben hayırdan başka bir şey bilmiyorum..."
Bize Haccâc, ona Abdullah b. Ömer en-Nümeyrî, ona Yunus; (T) ve yine Leys der ki: Bana Yunus, ona İbn Şihâb, ona Urve, İbn Müseyyeb, Alkame b. Vakkâs, onlara da Âişe (r.anha), iftiracılar ona iftira attıklarında, şöyle rivayet etmiştir: -Bunlarının bir kısmının rivayeti diğerini doğrulamaktadır-
Vahiy gecikince Rasulullah, eşi ile ayrılması konusunu istişare etmek üzere, Ali'yi ve Usame'yi yanına çağırdı. Usâme'ye gelince o “Âişe senin ehlindir, biz onun hakkında hayırdan başka bir şey bilmeyiz” dedi. Berîre de “Ben Âişe'de ayıplayacağım bir kusur olarak sadece şunu gördüm. Âişe, küçük yaşta bir kadındı. Ev halkının hamurunu yoğururken uyurdu da evin besi koyunu gelir, o hamuru yerdi” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (mescitte bir hutbeye çıktı ve) şöyle buyurdu: "Ev halkım hakkında (iftira ederek) bana sıkıntı veren bir şahıs hakkında, kim bana yardım eder ve benim için ondan intikam alır? Vallahi ben ailem hakkında hayırdan başka bir şey bilmiyorum. Bu iftiracılar bir adamın ismini de söylüyorlar ki, bu kişi hakkında da ben hayırdan başka bir şey bilmiyorum..."