Giriş

Bize Muhammed b. Abdullah, ona Ona Abdülaziz b. Abdullah el-Üveysî ve İshak b. Muhammed el-Fervî, onlara Muhammed b. Cafer, ona Ebu Hâzım, ona da Sehl b. Sa'd şöyle rivayet etmiştir:

Kubâ ahâlîsi aralarında döğüştüler, hattâ birbirlerine taş attılar. Bu hâdise Rasulullah'a haber verilince, Rasulullah (sav) hemen: "hadi gidip aralarında barışı sağlayalım" buyurdu.


    Öneri Formu
280304 B002693-2 Buhari, Sulh, 3

Bize Yakub, ona İbrahim b. Sa'd, ona babası (Sa'd b. İbrahim), ona Kasım b. Muhammed, ona da Âişe'nin (r.anha) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle bbuyurmuştur:

"Herkim bizim şu dinimizde olmayan bir bidat icat ederse, o bidat redde­dilmiştir."

Bu hadisi Saîd ibn İbrahim'den Abdullah b. Cafer el-Mahramî ve Abdulvâhid b. Ebu Avn da rivayet etmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdullah b. Cafer arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280306 B002697-2 Buhari, Sulh, 5

Bize Yakub, ona İbrahim b. Sa'd, ona babası (Sa'd b. İbrahim), ona Kasım b. Muhammed, ona da Âişe'nin (r.anha) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle bbuyurmuştur:

"Herkim bizim şu dinimizde olmayan bir bidat icat ederse, o bidat redde­dilmiştir."

Bu hadisi Saîd ibn İbrahim'den Abdullah b. Cafer el-Mahramî ve Abdulvâhid b. Ebu Avn da rivayet etmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdulvahid b. Ebu Avn arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280307 B002697-3 Buhari, Sulh, 5

Bize Muhammed b. Abdullah el-Ensârî, ona Humeyd’in şöyle dediğini rivayet etti:

Enes’in zikrettiğine göre Nadr'ın kızı Rubey, bir kız çocuğunun ön dişini kırmıştı. Dişi kırılan o küçük kızın ailesine, ya affetmelerini ya da diyeti kabul etmelerini teklif ettiler. Ama onlar kabul etmedi ve Rasulullah'a (sav) geldiler. Rasulullah (sav) da kısas yapılmasına hükmetti. Kardeşi Enes b. Nadr “Rubey'in dişi mi kırılacak ey Allah'ın Rasulü, hayır seni hak ile gönderene yemin ederim ki onun ön dişi kırılmayacaktır” dedi. Rasulullah (sav) de "ey Enes, Allah'ın hükmü kısastır" buyurdu. Karşı taraf kısastan vazgeçip affettiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Şüphesiz Allah’ın kulları arasından, Allah’a yemin ile and verecek olsa, Allah’ın da yeminini doğru çıkartacağı kimseler vardır" buyurdu.

Fezârî, Humeyd'den onun da Enes'ten yaptığı rivayette "Kızın kavmi razı olup diyeti kabul ettiler" sözünü ziyade etmiştir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Mervan b. Muaviye arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280308 B002703-2 Buhari, Sulh, 8

Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdülvehhab, ona Ubeydullah, ona Vehb b. Keysan, ona da Cabir b. Abdullah (ra) şöyle demiştir:

Babam öldüğünde borçları vardı. Alacaklılarına, borca karşılık o senenin hurma mahsulünü teklif ettim. Onlar yeterli görmediler. Bunun üzerine ben Hz. Peygamber'e (sav) geldim ve durumu O'na anlattım. Rasulullah (sav) "Hurmaları kesip depoya kaldırdığın zaman (bana bildir)" buyurdu. Ben Rasulullah'a (sav) haber verdim, yanında Ebu Bekir ve Ömer ile birlikte geldi, mahsulün bereketlenmesi için dua etti ve "Alacaklıları çağır ve onlara alacaklarını tamamıyla öde" buyurdu. Ben babamın borçlu olduğu herkese alacaklarını ödedim. Geriye, yedisi acve altısı levn (bir çeşit hurma) yahut altısı acve yedisi levn olmak üzere on üç vesk hurma arttı. Akşam namazında Rasulullah (sav) ile karşılaştım ve O'na olanları anlattım. Rasulullah (sav) gülümsedi ve "Ebu Bekir ve Ömer'e git ve bunları o ikisine anlat" buyurdu. (Ben gidip, olanları anlatınca) Onlar “Rasulullah o duayı ettikten sonra, bunun böyle olacağını biz biliyorduk zaten” dediler.

Hişam'ın Vehb'den onun da Cabir'den naklettiği rivayette (akşam namazı yerine) ikindi namazı geçmektedir. Hz. Ebu Bekir'den ve Rasulullah'ın (sav) güldüğünden de bahsetmemiştir. Ayrıca o, 'babam otuz vesk borç bırakmıştı.' ibaresini de zikretmiştir.

İbn İshak'ın Vehb'den, onun da Cabir'den naklettiği rivayette ise (akşam namazı yerine) öğle namazı zikredilmektedir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hişam b. Urve arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280309 B002709-2 Buhari, Sulh, 13

Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdülvehhab, ona Ubeydullah, ona Vehb b. Keysan, ona da Cabir b. Abdullah (ra) şöyle demiştir:

Babam öldüğünde borçları vardı. Alacaklılarına, borca karşılık o senenin hurma mahsulünü teklif ettim. Onlar yeterli görmediler. Bunun üzerine ben Hz. Peygamber'e (sav) geldim ve durumu O'na anlattım. Rasulullah (sav) "Hurmaları kesip depoya kaldırdığın zaman (bana bildir)" buyurdu. Ben Rasulullah'a (sav) haber verdim, yanında Ebu Bekir ve Ömer ile birlikte geldi, mahsulün bereketlenmesi için dua etti ve "Alacaklıları çağır ve onlara alacaklarını tamamıyla öde" buyurdu. Ben babamın borçlu olduğu herkese alacaklarını ödedim. Geriye, yedisi acve altısı levn (bir çeşit hurma) yahut altısı acve yedisi levn olmak üzere on üç vesk hurma arttı. Akşam namazında Rasulullah (sav) ile karşılaştım ve O'na olanları anlattım. Rasulullah (sav) gülümsedi ve "Ebu Bekir ve Ömer'e git ve bunları o ikisine anlat" buyurdu. (Ben gidip, olanları anlatınca) Onlar “Rasulullah o duayı ettikten sonra, bunun böyle olacağını biz biliyorduk zaten” dediler.

Hişam'ın Vehb'den onun da Cabir'den naklettiği rivayette (akşam namazı yerine) ikindi namazı geçmektedir. Hz. Ebu Bekir'den ve Rasulullah'ın (sav) güldüğünden de bahsetmemiştir. Ayrıca o, 'babam otuz vesk borç bırakmıştı.' ibaresini de zikretmiştir.

İbn İshak'ın Vehb'den, onun da Cabir'den naklettiği rivayette ise (akşam namazı yerine) öğle namazı zikredilmektedir.


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İbn İshak arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280310 B002709-3 Buhari, Sulh, 13

Bize Muhammed, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona Şakîk, ona Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

"Her kim Müslüman bir kimsenin malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır."

Râvî der ki: Eş'as b. Kays şöyle demiştir: Vallahi bu hadis benim hakkımdadır. Benimle Yahudi bir adam arasında bir arazi vardı. O bu araziyi inkâr etti. Ben de onu Hz. Peygamber'e getirdim. Ra­sulullah (sav) bana: "Senin bir delilin var mı?" buyurdu. Ben de “Hayır yok” dedim. Bu sefer Rasulullah Yahudi'ye "Ye­min et" buyurdu. Ben “Ey Allah'ın Rasulü, o takdirde bu adam yemin eder ve benim malımı alıp götürür” dedim. Bunun üze­rine Yüce Allah şu ayeti indirdi: "Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77)


    Öneri Formu
280301 B002666-2 Buhari, Şehâdât, 19

Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr, ona Mansur, ona Ebu Vâil, ona Abdullah şöyle demiştir:

Her kim Müslüman bir kimsenin malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır. Yüce Allah bunu tasdik üzere şu ayeti indirdi:

"Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77)

Sonra Eş'as b. Kays yanımıza çıkageldi ve “Ebu Abdurrahman siz ne söylüyor” dedi. Ravi der ki: Biz de ona anlattık. Bunun üzerine o “doğru söylemiş, vallahi bu ayet benim hakkımda indi. Benimle Yahudi bir adam arasında bir şey üzerinde anlaşmazlık vardı. Davayı Allah Rasulü'ne (sav) götürdük. Ra­sulullah (sav) bana: "ya senin şahidin olacak ya da bu adam yemin edecek" buyurdu. Ben de “bu adam doğru yanlış olmasına aldırmaksızın yemin eder,” dedim. Bunun üze­rine Hz. peygamber (sav) "Her kim Müslüman bir kimsenin malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır" buyurdu. Yüce Allah bunu tasdik üzere şu ayeti indirdi ve şu ayeti (Alu İmran, 77) okudu.


    Öneri Formu
280302 B002669-2 Buhari, Şehâdât, 20

Bize Bişr b. Halid, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Süleyman, ona Ebu Vâil, ona Abdullah'ın (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:

"Her kim bir kimsenin -yahut kardeşinin- malını elinden almak için yalan yere yemin ederse, kıyamet günü Allah'ın öfkesine uğramış bir halde Allah'ın huzuruna varır." Yüce Allah bunun tasdiki olarak şu ayeti indirdi: "Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır." (Âlu İmrân, 77) Eş'as ile karşılaştım bana “Abdullah bugün size ne söyledi” diye sordu. Ben de “şöyle şöyle konuştu" dedim. O da “bu ayet benim hakkımda indi” dedi.


    Öneri Formu
280303 B002676-2 Buhari, Şehâdât, 25

Bize Adem, ona İbn Ebu Zi'b, ona Zührî, ona Übeydullah b. Abdullah, ona da Ebu Hureyre ve Zeyd b. Hâlid el-Cuhenî (r.anhuma) şöyle demişlerdir:

Bir bedevi gelip “ey Allah'ın Rasulü, hasmımla aramızda Allah'ın Kitabı ile hü­küm ver” dedi. Hasmı olan kimse de ayağa kalktı ve “doğru söyledi. Onunla aramızdaki davada Allah'ın Kitabı ile hükmet” dedi Bedevi “benim oğlum bu adamın yanın­da ücretle hizmetçi idi, onun karısı ile zina etti. Bana 'oğluna taşlan­mak cezası düşer' dediler. Ben oğlumu bu cezadan yüz koyun ve bir de cariyeyi fidye verip kurtardım. Sonra bu meseleyi ilim sahibi olanlara sordum. Onlar bana 'oğlunun üzerine ancak yüz değnek ve bir yıl sürgün cezası düşer' dediler” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) "elbette aranızda Allah'ın Kitabı ile hükmedeceğim. Cariye ile koyunlar sana geri verilecek, oğluna da yüz değnek vurulacak ve bir sene de sürgün edilecektir. Sen de ey Uneys, yarın kuşluk vaktinde bu adamın karısına git, (suçunu itiraf ederse), ona taşlama cezası uygula!" buyurdu. Ertesi günü kuşluk vaktinde Uneys o kadına gitti ve (suçunu itiraf etmesi üzerine) o kadına taşlama cezası uyguladı.


    Öneri Formu
280305 B002695-2 Buhari, Sulh, 5