11588 Kayıt Bulundu.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed b. Ar’ara, ona Şu’be, ona Adiy b. Sâbit, ona Ebu Hâzim, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir:
Rasulullah (sav), şehre mal getirenleri (şehir dışında) karşılamayı ve Muhacir'in bedevi adına satıp almasını, kadının kız kardeşinin boşanmasını şart koşmasını, adamın kardeşinin pazarlığını yaptığı mal üzerine pazarlık yapmasını da yasakladı. Satışı kızıştırmak maksadıyla alıcıymış gibi fiyat vermeyi, süt hayvanının memelerinin bağlanmasını da yasakladı.
Bu hususta Muâz ve Abdussamed (Muhammed b. Ar’ara’ya) mutabaat etmişlerdir. Ğunder ve Abdurrahman ise (nehâ: yasakladı, yerine): “nuhiye: yasaklandı” demişlerdir. Âdem ise rivayetinde: “Nuhînâ: Bize yasaklandı” derken, en-Nadr ve Haccac b. Minhâl: “Neha: yasakladı” demişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muaz b. Muaz arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed b. Ar’ara, ona Şu’be, ona Adiy b. Sâbit, ona Ebu Hâzim, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir:
Rasulullah (sav), şehre mal getirenleri (şehir dışında) karşılamayı ve Muhacir'in bedevi adına satıp almasını, kadının kız kardeşinin boşanmasını şart koşmasını, adamın kardeşinin pazarlığını yaptığı mal üzerine pazarlık yapmasını da yasakladı. Satışı kızıştırmak maksadıyla alıcıymış gibi fiyat vermeyi, süt hayvanının memelerinin bağlanmasını da yasakladı.
Bu hususta Muâz ve Abdussamed (Muhammed b. Ar’ara’ya) mutabaat etmişlerdir. Ğunder ve Abdurrahman ise (nehâ: yasakladı, yerine): “nuhiye: yasaklandı” demişlerdir. Âdem ise rivayetinde: “Nuhînâ: Bize yasaklandı” derken, en-Nadr ve Haccac b. Minhâl: “Neha: yasakladı” demişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Cafer arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed b. Ar’ara, ona Şu’be, ona Adiy b. Sâbit, ona Ebu Hâzim, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir:
Rasulullah (sav), şehre mal getirenleri (şehir dışında) karşılamayı ve Muhacir'in bedevi adına satıp almasını, kadının kız kardeşinin boşanmasını şart koşmasını, adamın kardeşinin pazarlığını yaptığı mal üzerine pazarlık yapmasını da yasakladı. Satışı kızıştırmak maksadıyla alıcıymış gibi fiyat vermeyi, süt hayvanının memelerinin bağlanmasını da yasakladı.
Bu hususta Muâz ve Abdussamed (Muhammed b. Ar’ara’ya) mutabaat etmişlerdir. Ğunder ve Abdurrahman ise (nehâ: yasakladı, yerine): “nuhiye: yasaklandı” demişlerdir. Âdem ise rivayetinde: “Nuhînâ: Bize yasaklandı” derken, en-Nadr ve Haccac b. Minhâl: “Neha: yasakladı” demişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdurrahman b. Mehdi arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed b. Ar’ara, ona Şu’be, ona Adiy b. Sâbit, ona Ebu Hâzim, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir:
Rasulullah (sav), şehre mal getirenleri (şehir dışında) karşılamayı ve Muhacir'in bedevi adına satıp almasını, kadının kız kardeşinin boşanmasını şart koşmasını, adamın kardeşinin pazarlığını yaptığı mal üzerine pazarlık yapmasını da yasakladı. Satışı kızıştırmak maksadıyla alıcıymış gibi fiyat vermeyi, süt hayvanının memelerinin bağlanmasını da yasakladı.
Bu hususta Muâz ve Abdussamed (Muhammed b. Ar’ara’ya) mutabaat etmişlerdir. Ğunder ve Abdurrahman ise (nehâ: yasakladı, yerine): “nuhiye: yasaklandı” demişlerdir. Âdem ise rivayetinde: “Nuhînâ: Bize yasaklandı” derken, en-Nadr ve Haccac b. Minhâl: “Neha: yasakladı” demişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Adem b. Ebu İyas arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed b. Ar’ara, ona Şu’be, ona Adiy b. Sâbit, ona Ebu Hâzim, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir:
Rasulullah (sav), şehre mal getirenleri (şehir dışında) karşılamayı ve Muhacir'in bedevi adına satıp almasını, kadının kız kardeşinin boşanmasını şart koşmasını, adamın kardeşinin pazarlığını yaptığı mal üzerine pazarlık yapmasını da yasakladı. Satışı kızıştırmak maksadıyla alıcıymış gibi fiyat vermeyi, süt hayvanının memelerinin bağlanmasını da yasakladı.
Bu hususta Muâz ve Abdussamed (Muhammed b. Ar’ara’ya) mutabaat etmişlerdir. Ğunder ve Abdurrahman ise (nehâ: yasakladı, yerine): “nuhiye: yasaklandı” demişlerdir. Âdem ise rivayetinde: “Nuhînâ: Bize yasaklandı” derken, en-Nadr ve Haccac b. Minhâl: “Neha: yasakladı” demişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Nadr b. Şümeyl arasında inkıta vardır.
Bize Muhammed b. Ar’ara, ona Şu’be, ona Adiy b. Sâbit, ona Ebu Hâzim, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir:
Rasulullah (sav), şehre mal getirenleri (şehir dışında) karşılamayı ve Muhacir'in bedevi adına satıp almasını, kadının kız kardeşinin boşanmasını şart koşmasını, adamın kardeşinin pazarlığını yaptığı mal üzerine pazarlık yapmasını da yasakladı. Satışı kızıştırmak maksadıyla alıcıymış gibi fiyat vermeyi, süt hayvanının memelerinin bağlanmasını da yasakladı.
Bu hususta Muâz ve Abdussamed (Muhammed b. Ar’ara’ya) mutabaat etmişlerdir. Ğunder ve Abdurrahman ise (nehâ: yasakladı, yerine): “nuhiye: yasaklandı” demişlerdir. Âdem ise rivayetinde: “Nuhînâ: Bize yasaklandı” derken, en-Nadr ve Haccac b. Minhâl: “Neha: yasakladı” demişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Haccâc b. Minhâl arasında inkıta vardır.
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm b. Yusuf, ona İbn Cüreyc, ona Ya'lâ b. Müslim ve Amr b. Dinâr, ona Saîd b. Cübeyr, ona İbn Abbas (r.anhuma), ona da Ubeyy b. Ka'b şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) "(Hızır kıssasındaki adı geçen), Allah'ın Rasulü olan Musa'dır" buyurdu, ardından kıssayı aktardı. Hızır, Musa'ya "Ben sana, benimle birlikte asla sabredemezsin, demedim mi?" dedi (kehf, 72). Hz. Musa'nın ilk itirazı unutma, ortancası şart, üçüncüsü ise kasten sorgulama idi.
ilk itirazına (Musa "Unuttuğum şeyden dolayı beni muaheze etme, şu arkadaşlığımızda bana güçlük çıkarma" dedi) ayeti (Kehf, 73);
İkincisine (Bir oğlan çocuğuna rast geldikleri zaman o hemen bunu öldürdü) ayeti (Kehf, 74);
üçüncüsüne de (yürüyüp gittiler... derken yıkılmak üzere olan bir duvar buldular. O bunu derhâl doğrultuverdi) ayeti (Kehf, 77) işaret etmektedir.
İbn Abbâs Kehf, 79. ayette geçen "verâehum" (arkalarında bir kral vardı) kelimesini "emâmehüm" (önlerinde bir kral vardı) şeklinde okumuştur.
Açıklama: Kıssanın tamamı için B003401 numaralı hadis bakınız.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir, ona Mervân b. Hakem ve Misver b. Mahrame, onlara da Hz. Peygamber'in diğer sahâbileri şöyle haber vermiştir:
Süheyl b. Amr, Hudeybiye barışının yapıldığı gün, barış metnini yazımı sırasında, Hz. Peygamber'e (sav) koştuğu şartları dile getirirken “bizden sana bir adam gelirse, o senin dininde dahi olsa, onu bize geri vereceksin ve bizimle onun arasına girmeyeceksin” dedi. Müslümanlar bu şartı beğenmeyip, tepki gösterdiler. Kureyş elçisi Süheyl ise bu şartta diretti. Onun bunda ısrar etmesi üzerine, Peygamber (sav) de antlaşmayı bu şartı kabul ederek yazdırdı. Peygamber (sav), o gün Mekke'den kaçıp gelmiş olan Ebu Cendel'i de, babası Süheyl b. Amr'a geri verdi. Barış anlaşması müddeti içinde, Müslüman olarak gelmiş olsa da, Mekkelilerden Peygamber'e gelen her erkeği Peygamber muhakkak iade etti.
Daha sonra mümin kadınlar da muhacir olarak geldiler. Allah resulünün yanına çıkıp gelenlerden biri de Ukbe b. Ebu Muayt'ın kızı, genç bir hanım olan Ümmü Gülsüm'dü. Sonra ailesi gelerek Hz. Peygamber'den (sav) Ümmü Gülsüm'ü kendilerine geri vermesini istedi ama Peygamber (sav) Ümmü Gülsüm'ü ailesine vermedi. Çünkü kendisine gelen bu kadınlar hakkında Allah şu ayeti indirmiştir: "Ey iman edenler! Mü’min kadınlar muhacir olarak size geldiklerinde, onları imtihan edin. Allah, onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz onların inanmış kadınlar olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere geri göndermeyin. Çünkü müslüman hanımlar kâfirlere helâl değillerdir. Kâfirler de müslüman hanımlara helâl olmazlar. Mehir olarak harcadıklarını onlara (kocalarına geri) verin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde, bu kadınlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Müşrik karılarınızın nikâhlarına tutunmayın. (Zira bu nikâhlar ortadan kalkmıştır.) Onlara harcadığınız mihri, (evlendikleri kâfir kocalarından) isteyin. Kâfirler de (İslâm’ı kabul eden ve sizinle evlenen eski hanımlarına) harcamış oldukları mihri (sizden) istesinler. Bu, Allah’ın hükmüdür. O, aranızda hüküm veriyor. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir." (Mümtehine: 10).
Bize Kuteybe b. Saîd, ona ona Leys, ona İbn Şihâb, ona Übeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud, ona da Ebu Hureyre ve Zeyd b. Halid el-Cühenî (r.anhuma) şöyle rivayet etmişlerdir:
Bedevî Araplardan bir adam Rasulullah'a (sav) geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, Allah aşkına benim için Allah'ın Kitabı ile hükmet” dedi. Diğer davalı ise daha anlayışlı ve edepli bir şekilde “evet, aramızda Allah'ın Kitabı ile hükmet ve konuşmak için bana izin ver” dedi. Allah Rasulü (sav) "konuş" buyurdu. Adam “benim oğlum bu bedevinin yanında ücretli bir işçi idi. Bu adamın karısıyla zina etmiş. Bana, oğlum üzerine taşlama cezası lâzım geldiği haber verildi. Ben de bu adama yüz koyun ve bir de cariye fidye verip, oğlumu bu cezadan kurtardım. Sonra ben bunu ilim sahibi olanlara sordum. Onlar da bana, oğluma ancak yüz değnek vurma ve bir sene sürgün, bunun karısına da taşlama cezası lâzım geldiğini haber verdiler?” dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "nefsim elinde olan Allah'a yemin ederim ki, aranızda elbette Allah'ın Kitabı ile hükmedeceğim. Cariye ile koyunlar sana geri verilir, oğluna da yüz değnek vurulup bir sene sürgün edilir" buyurdu. Sonra Üneys'e "Ey Üneys, bu adamın karısının yanına git. Eğer suçunu itiraf ederse, ona taşlama cezası uygula" buyurdu. Râvî der ki: Uneys, kadının yanına gitti. Kadın da suçunu itiraf etti. Bunun üzerine Rasulullah (sav) kadının taşlanmasını emretti ve kadın taşlandı.