11586 Kayıt Bulundu.
Bize Kteybe (b. Saîd) ve Hennâd (b. Serî), onlara Veki' (b. Cerrah), ona Şube (b. Haccâc), ona Abdülaziz b. Suheyb (el-Bünanî), ona da Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) tuvalete girmek istediğinde "Allah'ım! Erkek ve dişi tüm şeytanlardan ve tüm pisliklerden sana sığınırım" diye dua ederdi.
Şu'be, Rasulullah'ın (sav) bir defasında "Allah'ım!" demeksizin bu duayı okuduğunu kaydetmiştir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Bu konuda Ali, Zeyd b. Erkâm, Câbir ve İbn Mes'ûd'dan da hadis rivayet edilmiştir.
Ebu İsa şöyle demiştir: Enes hadisi bu konuda rivayet edilenlerin en sahih ve iyisidir (ahsen). Zeyd b. Erkâm hadisinin senedinde problem (ızdırab) vardır. (Bu hadisi) Hişâm ed-Destevâî ve Said b. Ebu Arûbe, Katâde'den nakletmişler; Said, (kendi senedinde) Kâsım b. Avf eş-Şeybânî vasıtasıyla Zeyd b. Erkam'dan rivayette bulunurken Hişâm ed-Destevâî, Katâde vasıtasıyla Zeyd b. Erkam'dan nakilde bulunmuştur.
(Bu hadisi) Şu'be ve Ma'mer, Katâde'den, o Nadr b. Enes'ten rivayet etmiş; Şu'be, doğrudan Zeyd b. Erkam'dan naklederken Ma'mer, Nadr b. Enes'ten, o da babası vasıtasıyla Hz. Peygamber'den (sav) rivayette bulunmuştur.
Ebu İsa şöyle demiştir: Muhammed (b. İsmail el-Buhârî'ye) bunun hakkında soru sordum. O, "Katâde'nin her ikisinden de rivayette bulunması ihtimal dahilindedir" demiştir.
Açıklama: Tirmizi'nin hadis için kullandığı "ahsen" kavramının, ıstılah olarak hasen terimi ile bir ilişkisi yoktur. "Ahsenü şey'in fi'l-bâb" herhangi bir konuda sıhhat açısından en kuvvetli hadisi ifade etmek için kullanılmıştır. Böyle bir hadis sahih, hasen hatta zayıf dahi olabilir. (Bk. Abdullah Aydınlı, Hadis Istılahları Sözlüğü, s. 21, İstanbul, 2011). Ayrıca Zeyd b. Erkam rivayeti için kullanılan ızdırâb kavramına, tezat (ihtilaf) içermelerine rağmen aralarında tercih yapılamayan hadislerin durumunu anlatmak için başvurulmaktadır. (Bk. Abdullah Aydınlı, Hadis Istılahları Sözlüğü, s. 121, İstanbul, 2011)
Bize Yahya b. Yusuf, ona Ebu Bekir, ona Ebu Hasîn, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Altının, gümüşün, saçaklı kadifenin, siyah zencefil kumaşın kulu olan kişilere yazıklar olsun. Kendisine bir şey verilirse razı olur, verilmezse razı olmaz."
İsrâîl, Ebu Hasîn'den aktardığı bu hadisi merfu olarak (Hz. Peygamber'e (sav) dayandırarak) rivayet etmedi.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Cuhâde arasında inkıta vardır.
Bize Yahya b. Yusuf, ona Ebu Bekir, ona Ebu Hasîn, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Altının, gümüşün, saçaklı kadifenin, siyah zencefil kumaşın kulu olan kişilere yazıklar olsun. Kendisine bir şey verilirse razı olur, verilmezse razı olmaz."
İsrâîl, Ebu Hasîn'den aktardığı bu hadisi merfu olarak (Hz. Peygamber'e (sav) dayandırarak) rivayet etmedi.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İsrail b. Yunus arasında inkıta vardır.
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona Zührî, ona İbn Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Habeşliler, Peygamber'in (sav) huzurunda harbeleriyle oyun oynarken Ömer, içeri girip taş eline taş alıp onlara atıverdi. Hz. Peygamber (sav) "ey Ömer! Onları (rahat) bırak!" buyurdu.
Bize Ali, ona Abdürrezzâk, ona da Mâmer, rivayetinde "mescitte (oynarken)" ilavesini yapmıştır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ali b. el-Medînî arasında inkıta vardır.
Bize Amr b. Merzûk şu ziyadeyi yaparak şöyle dedi: Bize Abdurrahman b. Abdullah b. Dînâr, ona babası (Abdullah b. Dînâr), ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Dînârın kuluna, dirhemin kuluna ve siyah, (değerli) elbisenin kuluna yazıklar olsun. Eğer kendisine verilirse razı olur, verilmezse de öfkelenir. Ona diken batsa çıkmasın. Allah yolunda atının yularını tutan, saçı başı dağılmış, ayakları tozlanmış kula ise müjdeler olsun. O orduyu korumak için önden gönderilse itiraz etmez, orduyu toparlamak için geride bırakılsa yine itiraz etmez. (Bu kişi toplum içinde itibar görmediği için bir yere girmek için) izin istese, kendisine izin verilmez, birine referans olsa referansı kabul edilmez."
Ebu Abdullah (el-Buhârî) der ki: İsrail ve Muhammed b. Cuhâde, Ebu Hasîn'den aktarırken rivayeti merfu olarak nakletmemiş ve (Ebu Hasîn), "تَعْسًا" ibaresini zikretmiştir. Sanki o, Allah onları kahretsin demektedir. "طُوبَى" kelimesi, "فُعْلَى" vezninde olup hoş olan her şeye denir. "Yâ" harfi, "Vâv" harfine dönüştürülmüştür. "يَطِيبُ" fiilinden gelmektedir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İsrail b. Yunus arasında inkıta vardır.
Bize Amr b. Merzûk şu ziyadeyi yaparak şöyle dedi: Bize Abdurrahman b. Abdullah b. Dînâr, ona babası (Abdullah b. Dînâr), ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Dînârın kuluna, dirhemin kuluna ve siyah, (değerli) elbisenin kuluna yazıklar olsun. Eğer kendisine verilirse razı olur, verilmezse de öfkelenir. Ona diken batsa çıkmasın. Allah yolunda atının yularını tutan, saçı başı dağılmış, ayakları tozlanmış kula ise müjdeler olsun. O orduyu korumak için önden gönderilse itiraz etmez, orduyu toparlamak için geride bırakılsa yine itiraz etmez. (Bu kişi toplum içinde itibar görmediği için bir yere girmek için) izin istese, kendisine izin verilmez, birine referans olsa referansı kabul edilmez."
Ebu Abdullah (el-Buhârî) der ki: İsrail ve Muhammed b. Cuhâde, Ebu Hasîn'den aktarırken rivayeti merfu olarak nakletmemiş ve (Ebu Hasîn), "تَعْسًا" ibaresini zikretmiştir. Sanki o, Allah onları kahretsin demektedir. "طُوبَى" kelimesi, "فُعْلَى" vezninde olup hoş olan her şeye denir. "Yâ" harfi, "Vâv" harfine dönüştürülmüştür. "يَطِيبُ" fiilinden gelmektedir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Cuhâde arasında inkıta vardır.
Bize Kuteybe (b. Said Cemil b. Tarif), Hennad ve Mahmud b. Ğaylan, onlara Veki (b. Cerrah), ona Süfyan (es-Sevrî); (T) Bize Muhammed b. Beşşar, ona Abdurrahman b. Mehdi, ona Süfyan, ona Abdullah b. Muhammed b. Akil, ona Muhammed b. Hanefiyye, ona da Ali (b. Ebu Talib)'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Namazın anahtarı temizliktir. Namazda yapılması haram olan şeyler tekbir ile başlar selam ile bu haramlar helal hale gelir."
Ebu İsa et-Tirmizî şöyle demiştir: "Bu hadis bu konuya ilgili en sahih ve en hasen hadistir. Abdullah b. Muhammed b. Akil "saduk" bir ravidir. İlim ehlinden bazıları onun hıfzıyla ilgili olumsuz değerlendirmelerde bulunmuşlardır."
Yine Ebu İsa et-Tirmizî şöyle demiştir: "Muhammed b. İsmail'i Ahmed b. Hanbel, İshak b. İbrahim ve Humeydi'nin Abdullah b. Muhammed b. Akil'in hadisiyle ihticac ettiklerini söylerken işittim. Muhammed el-Buharî, Abdullah b. Muhammed b. Akil'in "mukaribü'l-hadis" olduğunu söylemiştir. Ebu İsa et-Tirmizî bu konuda Cabir ve Ebu Said'in rivayet ettiği hadislerin de bulunduğunu belirtmiştir.
Açıklama: "Mukâribü'l-hadîs", rivayet ettiği hadisler sika ravilerin rivayet ettiği hadislere yakın olan ravileri ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Bu kavramın cerh mi yoksa ta'dil mi ifade ettiği tartışılmış olmakla birlikte genel kabul ta'dil için kullanıldığı yönündedir. Bk. el-Irâkî, et-Takyîd ve'l-îzâh, s. 137-138.
Bize Müsedded, ona Yahya; (T) bize Kabîsa, ona Süfyân, ona Sa'd b. İbrahim, ona Abdullah b. Şeddâd, ona da Ali (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Ben Hz. Peygamber'i (sav) Sa'd'a "at (okunu)! Anam babam sana feda olsun" derken işittim. Sa'd'dan sonra da hiç kimse için böyle dediğini duymadım.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona da Sinân b. Ebu Sinân ed-Düelî ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, onlara da Câbir b. Abdullah (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Cabir b. Abdullah Rasulullah (sav) ile beraber Necid tarafına gazâya gitti ve Rasulullah (sav) döndüğünde o da beraberinde döndü. Sefer sırasında dikenli ağaçların çokça bulunduğu bir vadide öğle uykusu vakti girdi. Hz. Peygamber (sav) konakladı, insanlar da ağaçlar altında gölgelenmek üzere dağıldılar. Nebî (sav), bir sakız ağacının altına yerleşti ve kılıcını da ağaca astı. Ardından uykuya daldık. Birazcık uyumuştuk ki birden Rasulullah'ın (sav), yanında bedevi bir müşrik olduğu halde bize seslendiğini duyduk. Şöyle buyurdu: "Ben uyurken bu adam kılıcımı alıp bana çekti. Uyandım baktım ki bu adam elinde kılıç ç bana 'Seni benden kim koruyacak?' dedi. Ben, üç kere 'Allah korur' dedim."
(Râvî der ki:) O bedevi orada oturdu, Rasulullah (sav) onu cezalandırmadı
Açıklama: "Mukâribü'l-hadîs", rivayet ettiği hadisler sika ravilerin rivayet ettiği hadislere yakın olan ravileri ifade etmek için kullanılan bir kavramdır. Bu kavramın cerh mi yoksa ta'dil mi ifade ettiği tartışılmış olmakla birlikte genel kabul ta'dil için kullanıldığı yönündedir. Bk. el-Irâkî, et-Takyîd ve'l-îzâh, s. 137-138.