11586 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona Ebu Avâne, ona A'meş, ona Ebu Hâzım, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu:
"Bir adam eşini yatağına davet eder de kadın reddederse ve bu yüzden koca da, karısına öfkeli bir halde gecelerse melekler o kadına sabaha kadar lanet eder."
Şu'be, Ebu Hamza, İbn Davud ve Ebu Muaviye bu hadisi A'meş'ten rivayet ederek Ebu Avâne'ye mutâbaat etmişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Hâzim arasında inkıta vardır.
Bize Haccâc b. Minhâl, ona Hemmâm, ona Ebu İmrân el-Cevnî, ona Ebu Bekir b. Abdullah b. Kays el-Eş'arî ona da babası (Abdullah b. Kays el-Eş'arî)'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"(Cennetteki) çadır, içi boşaltılmış bir incidir. Bunun semaya doğru uzunluğu otuz mildir. Bu çadırın her bir köşesinde, Mümin için eşler (huriler) bulunur. Bunların biri diğerini görmez."
Ebu Abdussamed ve Haris b. Ubeyd, Ebu İmran'dan yaptıkları rivayette "altmış mil" şeklinde ifade etmişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhar ile Abdülaziz b. Abdussamed arasında inkıta vardır.
Bize Haccâc b. Minhâl, ona Hemmâm, ona Ebu İmrân el-Cevnî, ona Ebu Bekir b. Abdullah b. Kays el-Eş'arî ona da babası (Abdullah b. Kays el-Eş'arî)'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"(Cennetteki) çadır, içi boşaltılmış bir incidir. Bunun semaya doğru uzunluğu otuz mildir. Bu çadırın her bir köşesinde, Mümin için eşler (huriler) bulunur. Bunların biri diğerini görmez."
Ebu Abdussamed ve Haris b. Ubeyd, Ebu İmran'dan yaptıkları rivayette "altmış mil" şeklinde ifade etmişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhar ile Haris b. Ubeyd arasında inkıta vardır.
Bize İbrahim b. Musa, ona İsa, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Hz. Âişe (r.anha) “Hz. Peygamber'e (sav)'e sihir yapıldı” demiştir. Ve yine Leys der ki: Hişâm'ın, babasından işitip muhafaza ettiği ve bana yazdığına göre Âişe şöyle demiştir:
Peygamber'e (sav) sihir yapılmıştı. Hatta Peygamber (sav) bazı yapmadığı şeyleri sanki yapmış gibi sanıyordu. Nihayet günün birinde tekrar tekrar dua etti. Sonra bana şöyle buyurdu: "Bildin mi? Allah bana şifa olacak şeyi bildirdi. Bana iki kişi geldi, biri başucumda, diğeri ayak ucumda oturdu ve biri diğerine “bu kişinin hastalığı nedir?” diye sordu. O da “sihir yapılmıştır” diye cevap verdi. Bu sefer “kim sihir yapmıştır?” diye sordu. Diğeri “Lebîd b. A'sam” diye cevap verdi. O kişi “bu sihir ne ile yapılmıştır?” diye sordu. Diğeri de “bir tarak, saç ve sakal tarantısı, erkek hurmanın kurumuş çiçek kapçığı ile” diye cevap verdi. Adam “nerede yapılmıştır?” diye sordu. Diğeri “Zervân Kuyusu'nda” diye cevap verdi."
Sonra Peygamber (sav) çıkıp bu kuyuya gitti. Sonra dönüp geldiğinde Âişe'ye "Kuyunun etrafındaki hurma ağacının uçları, Şeytanların başları gibidir" buyurdu. Bunun üzerine ben “Sen o sihri çıkardın mı?” diye sordum. Rasulullah (sav) "hayır çıkarmadım. Çünkü Allah bana şifa vermiştir. Bir de o sihri çıkarıp çözmekle halk arasında sihir şerrinin yayılmasından endişe ettim. Sonra (emrimle) o kuyu kapatılıp gömüldü" buyurdu.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Leys b. Sa'd arasında inkıta vardır.
Abdürrezzak, Ma'mer'den rivayetle der ki:
(İbn Mesud) “Ebu Lübâbe ya da Zeyd b. Hattab beni gördü” demiştir.
Yunus, İbn Uyeyne, İshak el-Kelbî ve Zübeydî bu hadisin rivayetinde Ma'mer'e mütabaatta bulunmuşlardır.
Salih, İbn Ebu Hafsa ve İbn Mücemmi, Zührî'den, o da Sâlim'den rivayetle İbn Ömer'in “Ebu Lübâbe ve Zeyd b. Hattab beni gördü” dediğini aktarmıştır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdürrezzak b. Hemmâm arasında inkıta vardır.
Abdullah der ki: Ben bir yılanı öldürmek için arkasından kovalıyordum. Ebu Lubâbe bana “onu öldürme” diye seslendi. Ben de “Rasulullah (sav) yılanları öldürmeyi emretmiştir” dedim. Ebu Lubâbe “Rasulullah (sav), genel olarak yılanların öldürülmesini emretmiş ancak (beyaz ve zehirsiz) ev yılanlarının öldürülmesini yasaklamıştır. Bunlar uzun ömürlüdürler” dedi.
Açıklama: “Ona kavuşma hakkında şüphen olmasın” meâlindeki âyette yer alan zamirin neye veya kime delâlet ettiği açık değildir. Bu konuda farklı görüşler vardır: 1. O kitabın Mûsâ’ya ulaşmış olmasından şüphen olmasın. 2. Mûsâ’nın Allah’a kavuşmasından yani o kitabı vahiy yoluyla Allah’tan aldığından şüphe etme. 3. Mûsâ’ya mi‘rac gecesinde veya âhirette kavuşacağından kuşkun olmasın. 4. Mûsâ’nın karşılaştığı zorluklar ve eziyetlerle senin de karşılaşacağından şüphen olmasın. 5. Senin de kitaba kavuşacağından şüphen olmasın.