11586 Kayıt Bulundu.
Abdürrezzak, Ma'mer'den rivayetle der ki:
(İbn Mesud) “Ebu Lübâbe ya da Zeyd b. Hattab beni gördü” demiştir.
Yunus, İbn Uyeyne, İshak el-Kelbî ve Zübeydî bu hadisin rivayetinde Ma'mer'e mütabaatta bulunmuşlardır.
Salih, İbn Ebu Hafsa ve İbn Mücemmi, Zührî'den, o da Sâlim'den rivayetle İbn Ömer'in “Ebu Lübâbe ve Zeyd b. Hattab beni gördü” dediğini aktarmıştır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İbrahim b. İsmail arasında inkıta vardır.
Abdürrezzak, Ma'mer'den rivayetle der ki:
(İbn Mesud) “Ebu Lübâbe ya da Zeyd b. Hattab beni gördü” demiştir.
Yunus, İbn Uyeyne, İshak el-Kelbî ve Zübeydî bu hadisin rivayetinde Ma'mer'e mütabaatta bulunmuşlardır.
Salih, İbn Ebu Hafsa ve İbn Mücemmi, Zührî'den, o da Sâlim'den rivayetle İbn Ömer'in “Ebu Lübâbe ve Zeyd b. Hattab beni gördü” dediğini aktarmıştır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İbrahim b. İsmail arasında inkıta vardır.
Bize Müsedded, ona Hammâd b. Zeyd, ona Kesîr, ona Atâ, ona da Cabir b. Abdullah (r.anhuma) hadisi Hz. Peygamber'e (sav) nispet ederek şöyle rivayet etmiştir:
"Yemek kapların ağzını örtün, su kırbalarının ağız iplerini bağlayın, kapıları kapatın, yatsı vaktinde çocuklarınızı dışarıya bırakmayın. Çünkü o zamanda cinler yayılır ve hızlıca çalıp giderler. Uyku sırasında kandilleri söndürünüz. Çünkü fare bazen yanan fitili çeker de ev halkını yakar."
İbn Cureyc ve Hubeyb, Atâ'dan yaptıkları rivayette (cinler yerine) şeytanlar ifadesini kullanmıştır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Habib b. Zaide arasında inkıta vardır.
Bize Abde b. Abdullah, ona Yahya b. Âdem, ona İsrail, ona Mansûr, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah şöyle demiştir:
Biz Rasulullah (sav) ile beraber bir mağarada bulunuyorduk. O sırada "ve'l-mürselâti urfâ" (Mürselât Suresi) indi. Bizler o sureyi Rasulullah'ın (sav) ağzından almaya çalışıyorduk. Ansızın bir yılan yuvasından çıkıverdi. Biz de hemen onu öldürmeye davrandık. Fakat yılan bizden hızlı davranıp yuvasına girdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Siz yılanın şerrinden korunduğunuz gibi o da sizin şerrinizden korundu" buyurdu.
Ve yine İsrail, ona A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah bu hadisin benzerini rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Biz bu sureyi Rasulullah'ın ağzından taze taze almaya çalışıyorduk.
Ebu Avâne bu hadisi Mugîre'den aktararak İsrail'e, mutâbaat etmiştir.
Hafs der ki: Ebu Muaviye ve Süleyman b. Karm, A'meş'ten, o İbrahim'den, o Esved'den, o da Abdullah b. Mesûd'dan bu hadisi rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Vazzah b. Abdullah arasında inkıta vardır.
Bize Abde b. Abdullah, ona Yahya b. Âdem, ona İsrail, ona Mansûr, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah şöyle demiştir:
Biz Rasulullah (sav) ile beraber bir mağarada bulunuyorduk. O sırada "ve'l-mürselâti urfâ" (Mürselât Suresi) indi. Bizler o sureyi Rasulullah'ın (sav) ağzından almaya çalışıyorduk. Ansızın bir yılan yuvasından çıkıverdi. Biz de hemen onu öldürmeye davrandık. Fakat yılan bizden hızlı davranıp yuvasına girdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Siz yılanın şerrinden korunduğunuz gibi o da sizin şerrinizden korundu" buyurdu.
Ve yine İsrail, ona A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah bu hadisin benzerini rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Biz bu sureyi Rasulullah'ın ağzından taze taze almaya çalışıyorduk.
Ebu Avâne bu hadisi Mugîre'den aktararak İsrail'e, mutâbaat etmiştir.
Hafs der ki: Ebu Muaviye ve Süleyman b. Karm, A'meş'ten, o İbrahim'den, o Esved'den, o da Abdullah b. Mesûd'dan bu hadisi rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hafs b. Gıyas arasında inkıta vardır.
Bize Abde b. Abdullah, ona Yahya b. Âdem, ona İsrail, ona Mansûr, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah şöyle demiştir:
Biz Rasulullah (sav) ile beraber bir mağarada bulunuyorduk. O sırada "ve'l-mürselâti urfâ" (Mürselât Suresi) indi. Bizler o sureyi Rasulullah'ın (sav) ağzından almaya çalışıyorduk. Ansızın bir yılan yuvasından çıkıverdi. Biz de hemen onu öldürmeye davrandık. Fakat yılan bizden hızlı davranıp yuvasına girdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Siz yılanın şerrinden korunduğunuz gibi o da sizin şerrinizden korundu" buyurdu.
Ve yine İsrail, ona A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah bu hadisin benzerini rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Biz bu sureyi Rasulullah'ın ağzından taze taze almaya çalışıyorduk.
Ebu Avâne bu hadisi Mugîre'den aktararak İsrail'e, mutâbaat etmiştir.
Hafs der ki: Ebu Muaviye ve Süleyman b. Karm, A'meş'ten, o İbrahim'den, o Esved'den, o da Abdullah b. Mesûd'dan bu hadisi rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Hâzim arasında inkıta vardır.
Bize Abde b. Abdullah, ona Yahya b. Âdem, ona İsrail, ona Mansûr, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah şöyle demiştir:
Biz Rasulullah (sav) ile beraber bir mağarada bulunuyorduk. O sırada "ve'l-mürselâti urfâ" (Mürselât Suresi) indi. Bizler o sureyi Rasulullah'ın (sav) ağzından almaya çalışıyorduk. Ansızın bir yılan yuvasından çıkıverdi. Biz de hemen onu öldürmeye davrandık. Fakat yılan bizden hızlı davranıp yuvasına girdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Siz yılanın şerrinden korunduğunuz gibi o da sizin şerrinizden korundu" buyurdu.
Ve yine İsrail, ona A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah bu hadisin benzerini rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Biz bu sureyi Rasulullah'ın ağzından taze taze almaya çalışıyorduk.
Ebu Avâne bu hadisi Mugîre'den aktararak İsrail'e, mutâbaat etmiştir.
Hafs der ki: Ebu Muaviye ve Süleyman b. Karm, A'meş'ten, o İbrahim'den, o Esved'den, o da Abdullah b. Mesûd'dan bu hadisi rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Süleyman b. Feyrûz arasında inkıta vardır.
Bize Abde b. Abdullah, ona Yahya b. Âdem, ona İsrail, ona Mansûr, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah şöyle demiştir:
Biz Rasulullah (sav) ile beraber bir mağarada bulunuyorduk. O sırada "ve'l-mürselâti urfâ" (Mürselât Suresi) indi. Bizler o sureyi Rasulullah'ın (sav) ağzından almaya çalışıyorduk. Ansızın bir yılan yuvasından çıkıverdi. Biz de hemen onu öldürmeye davrandık. Fakat yılan bizden hızlı davranıp yuvasına girdi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Siz yılanın şerrinden korunduğunuz gibi o da sizin şerrinizden korundu" buyurdu.
Ve yine İsrail, ona A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah bu hadisin benzerini rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Biz bu sureyi Rasulullah'ın ağzından taze taze almaya çalışıyorduk.
Ebu Avâne bu hadisi Mugîre'den aktararak İsrail'e, mutâbaat etmiştir.
Hafs der ki: Ebu Muaviye ve Süleyman b. Karm, A'meş'ten, o İbrahim'den, o Esved'den, o da Abdullah b. Mesûd'dan bu hadisi rivayet etmiştir.