11586 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Şube, ona Katade, ona Abdullah b. Ebu Utbe, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) örtüsü içinde oturan bakire bir kızdan daha hayalıydı."
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Yahya ve İbn Mehdi, onlara da Şube bu hadisinin bir benzerini rivayet etmiş ve şu eklemeyi yapmıştır:
"Bir şeyden hoşlanmadığında yüzünden anlaşılırdı."
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Şube, ona Katade, ona Abdullah b. Ebu Utbe, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle demiştir:
"Rasulullah (sav) örtüsü içinde oturan bakire bir kızdan daha hayalıydı."
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Yahya ve İbn Mehdi, onlara da Şube bu hadisinin bir benzerini rivayet etmiş ve şu eklemeyi yapmıştır:
"Bir şeyden hoşlanmadığında yüzünden anlaşılırdı."
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Bekr b. Mudar, ona Cafer b. Rabîa, ona el-A'rac, ona Abdullah b. Mâlik b. Buhayne el-Esedî (ra) şöyle rivâyet etti:
"Hz. Peygamber (sav) namaz kılarken secde ettiği zaman, koltuk altını göreceğimiz derecede kollarını açardı."
Bu hadisin râvîlerinden İbn Bukeyr şöyle dedi: "Bekr b. Mudar bize, Koltuk altının beyazlığını görecek derecede kollarını açardı" dedi.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Yahya b. Bükeyr arasında inkıta vardır.
Bana Muhammed b. Abdürrahîm, ona Ebu Ma'mer İsmail b. İbrahim, ona Ebu Üsâme, ona Şu'be, ona Ebu Teyyâh, ona Ebu Zur'a, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kureyş'in şu kabilesi insanları helâk edecekler." Bunun üzerine ashâb, "Bize ne buyurursunuz?" diye sordular. Hz. Peygamber, "Keşke insanlar onlardan uzak dursalar!" buyurdu.
Bize Mahmûd, ona Ebu Dâvûd, ona Şu'be, ona Ebu Teyyâh ona da Ebu Zur'a haber verdi.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Mahmud b. Ğaylan arasında inkıta vardır.
Bana Abdurrahman b. Şeybe, ona Abdurrahman b. Muğîre, ona babası (Abdurrahman b. Muğire), ona Musa b. Ukbe, ona Sâlim b. Abdullah, ona da Abdullah b. Ömer'in (ra) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu:
"(Rüyamda) insanların bir tepede toplandıklarını gördüm. O sırada Ebu Bekir kalktı, (kuyudan) bir yahut iki kova su çekti. Fakat Ebu Bekir'in su çekmesinde sanki bir zayıflık vardı; Allah Ebu Bekir'i bağışlasın. Sonra kovayı Ömer aldı, kova onun elinde büyük bir kovaya dönüştü. Ben, insanların içinde Ömer'in yaptıklarını yapabilecek muhteşem bir adam göremedim. Sonunda insanlar o meydanı develerin sulanma ve eylek yeri edindiler."
Hemmâm'ın Ebu Hureyre'den rivâyetine göre Hz. Peygamber (sav), "Ebu Bekr iki kova su çekti" buyurmuştur.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hemmâm b. Münebbih arasında inkıta vardır.
Bize Abdullah b. Muhammed, ona Yunus, ona Şeybân, ona Katâde, ona da Enes b. Mâlik (ra) rivâyet etti. Bana Halîfe, ona Yezîd b. Zuray', ona Saîd, ona Katâde, ona da Enes b. Mâlik'in (ra) rivâyet ettiğine göre; "Mekkeliler Rasûlullah'tan (sav), bir mucize göstermesini istemişlerdi de, Hz. Peygamber (sav) onlara ayın ikiye bölünmesini göstermişti."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Halife b. Hayyat arasında inkıta vardır.
Bana Muhammed b. Hakem, ona en-Nadr, ona İsrâîl, ona Sa'd et-Tâî, ona Muhıl b. Halîfe, ona da Adiy b. Hâtim şöyle rivâyet etti:
"Hz. Peygamber’in (sav) huzurunda otururken bir adam gelip fakirlikten şikâyette bulundu. Sonra başka biri gelip yolların kesilmesinden şikâyet etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) bana; “Ya Adiyy, Hîre’yi gördün mü?” diye sordu. Ben, “Görmedim, ancak bana o şehir hakkında bazı haberler verildi” dedim. O zaman Rasûlullah (sav), “Eğer ömrün uzun olursa, deve sırtında Hîre’den (tek başına) yola çıkan bir kadının Kâbe’ye kadar gelip onu tavaf edeceğini görürsün; bu seyahat esnasında o kadın, yüreğinde Allah korkusundan başka hiçbir korku hissetmeyecektir” dedi. Bunun üzerine ben kendi kendime; “Ülkelere dehşet saçan Tayy kabilesinin yol kesici eşkıyaları nereye gidecek?” dedim. Hz. Peygamber (sav) sözüne şöyle devam etti: "Eğer ömrün uzun olursa, Kisrâ hazinelerinin fethedildiğini de görürsün.” Ben, “Hürmüz’ün oğlu Kisrâ mı?” diye sordum. “Evet, Hürmüz’ün oğlu Kisrâ” buyurdu ve şöyle devam etti: “Eğer ömrün uzun olursa, eli altın ve gümüşle dolu olan bir adamın, bunları kabul edecek bir insan aradığını, ama kimsenin onları kabul etmediğini de göreceksin. Hepiniz mutlaka bir gün Allah’a kavuşacaksınız; hem de aranızda hiçbir tercüman olmadan O’na varacaksınız. Allah; “Ben sana, (emirlerimi) tebliğ eden bir Peygamber göndermedim mi?” diye soracak. İnsan da; “Evet, ya Rabbi” diyecek. Allah tekrar; “Ben sana mal vermedim mi? Sana lütufta bulunmadım mı?” diye soracak. İnsan, “Evet, ya Rabbi” diyecek. Sonra sağına bakacak, cehennemden başka bir şey göremeyecek. Soluna bakacak, yine cehennemden başka bir şey göremeyecek.”
Adiyy şöyle der: “Ben, Rasûlullah’ın (sav) şöyle söylediğini de işittim: “Yarım hurma ile olsa da (onu tasadduk ederek) kendinizi cehennemden koruyun! Yarım hurmayı bile bulamazsanız, bari güzel bir sözle cehennemden korunun!”
Bana Abdullah, ona Ebû Âsım, ona Sa'dân b. Bişr, ona Ebû Mücâhid, ona Muhıll b. Halîfe, ona da Adiyy rivâyet etti: "Ben Peygamber aleyhisselâmın huzurunda oturuyordum..."
Bize Abdülaziz el-Üveysî, ona İbrahim, ona Salih b. Keysân, ona İbn Şihâb, ona İbnu Müseyyeb ve Ebu Seleme b. Abdurrahman, onlara da Ebu Hureyre'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu:
"Öyle fitneler ortaya çıkacak ki, o sırada oturan ayakta durandan, ayakta duran yürüyenden, yürüyen de koşandan daha hayırlıdır. Kim fitneyi görmeye çalışırsa, o da fitnenin içine düşer. Dolayısıyla o dönemde kim kaçacak veya sığınacak bir yer bulursa, oraya sığınsın!”
Bize el-Humeydî, ona Velîd, ona İbn Câbir, ona Umeyr b. Hânî', ona da Muâviye'nin rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu:
"Ümmetimden bir topluluk, Allah'ın buyruğunu yerine getirmeye devam edecektir. Onlara destek olmayan ve karşı olanlar, asla onlara zarar veremeyecekler. Allah'ın emri (kıyamet) gelinceye kadar onlar bu hâl üzere olacaklardır."
Umeyr'in Mâlik b. Yuhâmir'den rivâyet ettiğine göre Muâz b. Cebel (ra) şöyle dedi: "Onlar Şam'da ikamet edecekler."
Muâviye şöyle dedi: Bu Mâlik b. Yuhâmir, Muâz'ı, "Onlar Şam'da olacaklar" derken işittiğini söylüyor.
Bize Muallâ ve Musa, onlara Vüheyb, ona da Eyyûb şöyle rivâyet etti:
"Eğer kendime bir dost edinecek olsaydım, mutlaka onu (Ebu Bekir'i) dost edinirdim. Fakat İslâm kardeşliği daha üstündür."
Bize Kuteybe, ona Abdülvehhâb, ona da Eyyûb bu hadîsin benzerini tahdîs etti.