11586 Kayıt Bulundu.
Bize İshak b. Mansur, ona Yezîd, ona Yahya, ona da Muâz b. Rifâa şöyle demiştir:
Bir melek Hz. Peygamber'e (sav) (Bedir ehlinin ashab arasındaki konumunu) sordu...
Yahya der ki: Yezîd b. Hâd, bu hadisi Muâz rivayet ettiğinde, onun yanında olduğunu ve Muâz'ın "soru soran Cebrail'di" dediğini bana aktardı.
Açıklama: Hadisin tamamı için B003992 numaralı hadise bakınız.
Bize Yakub b. İbrahim, ona ibn Uleyye, ona Süleyman et-Teymî, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) Bedir günü "Ebu Cehil'in ne yaptığını kim bir bakıp araştırır?" buyurdu. Bunun üzerine İbn Mesud gitti ve Afra kadının oğullarının (Muâz ve Muavviz) vurduğu Ebu Cehil'i ölmek üzereyken buldu ve "Ebu Cehil sen misin?" diye sordu.
İbn Uleyye der ki: Süleyman ibn Tarhân'ın Enes'ten rivayetine göre İbn Mesûd bu şekilde "Ebu Cehil sen misin?"? diye sordu, Ebu Cehil de "sizin vurduğunuz dışında kimse var mı" ya da "kendi kavminin vurduğundan başka bir kimse var mı" dedi
Ebu Miclez der ki: Ebu Cehil "Keşke beni bir çiftçiden başkası öldürseydi" dedi
Açıklama: Bu tarikin mürsel olduğuna dair bk. İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, Dârü'l-Ma'rife, VII, 295.
Bize Haccâc b. Minhâl, ona Abdullah b. Ömer en-Nümeyrî, ona Yunus b. Yezîd, ona Zührî, ona da Urve b. Zübeyir, Saîd b. Müseyyeb, Alkame b. Vakkâs ve Übeydullah b. Abdullah -her biri hadisten bir bölümü bana aktararak- Hz. Peygamber'in eşi Hz. Aişe'nin (r.anha) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Ümmü Mıstah ile birlikte giderken, onun ayağı kaydı ve "kahrolasın Mıstah" diye oğluna beddua etti. Ben de "ne kötü bir söz söyledin, sen Bedir Savaşına katılmış bir kişiye sövüyor musun?" dedim...
Âişe İfk hadisinin tamamını aktardı.
Açıklama: Hadisin tamamı için 141&arama=a'>B004141 numaralı hadise bakınız.
Bize Abdullah b. Ebu Şeybe, ona Yahya ve Muhammed b. Kesîr, onlara Süfyân, ona Ebu İshak, ona da Berâ (ra) şöyle demiştir:
Biz aramızda konuşur ve Bedir Ashabının, Tâlût'un, kendisiyle birlikte nehri geçen Ashabı gibi 310 küsur kişi olduğunu söylerdik. Tâlût ile beraber sadece mümin olanlar nehri geçmişti.
Bize Ahmed b. Yunus, ona Züheyr, ona Süleyman et-Teymî, ona da bir gurup insan (T); yine bana Amr b. Halid, ona Züheyr, ona Süleyman et-Teymî, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) "Ebu Cehil'in ne yaptığını kim bir bakıp araştırır?" buyurdu. Bunun üzerine İbn Mesud gitti ve Afra kadının oğullarının (Muâz ve Muavviz) vurduğu Ebu Cehil'i ölmek üzereyken buldu ve sakalından tutarak "Ebu Cehil sen misin?" diye sordu. Ebu Cehil de "sizin vurduğunuz dışında kimse var mı" ya da "kendi kavminin vurduğundan başka bir kimse var mı" dedi
Ahmed b. Yunus der ki: İbn Mesud "(أَنْتَ أَبُو جَهْلٍ) Sen Ebû Cehl misin?" şeklinde sormuştur.
Bize Abdân, ona Abdullah (T); Bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, onlara Yunus, ona Zührî, ona Ali b. Hüseyin, ona Hüseyin b. Ali (as), ona da Ali şöyle demiştir:
Benim Bedir günündeki ganimet payımdan kalan yaşlı bir devem vardı. Hz. Peygamber (sav) bana daha önce de savaş dışı elde edilen fey gelirinin beşte birinden, başka bir yaşlı deve daha vermişti. Hz. Peygamber'in (sav) kızı Fâtıma (as) ile evlenmek istediğim zaman Kaynuka oğullarından, kuyumculuk yapan bir adamla beraber ızhır otu toplamaya gitmek üzere sözleştik. Bu otu kuyumculara satıp parasıyla düğün yemeğimin masrafına destek sağlamayı istemiştim. Ben yaşlı develerim için semerler, çuvallar ve ipler toplarken, iki devem de Ensârdan bir adamın evinin yanında çöktürülmüş hâldeydiler. Topladığım şeyleri toplayıp döndüğüm zaman bir de gördüm ki develerimin hörgüçleri kesilmiş, böğürleri yarılıp ciğerleri alınmış. Develerimin bu halini görünce gözyaşlarıma hakim olamayıp ağladım ve "bu işi kim yaptı?" diye sordum. Orada bulunanlar "Hamza b. Abdulmuttalib yaptı, kendisi şu evin içinde Ensârdan içki içenler topluluğu arasındadır" dediler. Hemen Hz. Peygamber'in (sav) yanına vardım. Yanında Zeyd b. Hârise vardı. Peygamber yüzümden, içinde bulunduğum durumu anlayarak "Neyin var?" diye sordu. Ben "Ey Allah'ın Rasûlü, bugünkü kadar korkunç manzara görmedim. Hamza benim yaşlı iki dişi deveme saldırıp onların hörgüçlerini kesmiş, böğürlerini yarmış, şimdi şu evde içki içenlerle beraberdir." dedim.
Peygamber ridâsını istedi, sonra ona bürünerek yürüyüp gitti. Zeyd ibn Harise ile ben de peşinden gittik. Nihayet içinde Hamza'nın bulunduğu o eve geldi, içeri girme izni istedi. İçeridekiler gelenlere girme izni verdiler. İçeride içki içenlerle karşılaştık. (Hz. peygamber (sav), yaptığı işten dolayı Hamza'yı kınamaya başladı. Hamza da körkütük sarhoş olmuş, gözleri kıpkırmızı bir halde idi. Hamza bakışını Hz. Peygamber'e yöneltti, önce dizlerine, sonra göbeğine, ardından yüzüne baktı ve "Siz, babamın (Abdulmuttalib'in) köleleri değil misiniz?" dedi.
Hz. Peygamber, amcası Hamza'nın sarhoş olduğunu anladı da (yanlış bir hareket yapmasına fırsat vermemek için) topukları üzerinde gerisin geriye çekildi. Biz de Onunla beraber odadan dışarı çıktık.
Bize Muhammed b. Müsenna, ona İbn Ebu Adiyy, ona Süleyman et-Teymî, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) Bedir günü "Ebu Cehil'in ne yaptığını kim bir bakıp araştırır?" buyurdu. Bunun üzerine İbn Mesud gitti ve Afra kadının oğullarının (Muâz ve Muavviz) vurduğu Ebu Cehil'i ölmek üzereyken buldu ve sakalından tutarak "Ebu Cehil sen misin?" diye sordu. Ebu Cehil de "kendi kavminin vurduğundan başka bir kimse var mı" ya da "sizin vurduğunuz dışında kimse var mı" dedi
Bana İbn Müsennâ, ona Muâz b. Muâz, ona Süleyman ona da Enes b. Mâlik bu hadisin benzerini rivayet etmiştir.
Bize Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî, ona Ebu Ahmed ez-Zübeyrî, ona Abdurrahman b. Ğasîl, ona Hamza b. Ebu Üseyd ve Zübeyir b. Münzir b. Ebu Üseyd, onlara da Ebu Üseyd (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav) Bedir günü bize "Düşmanlar size yaklaştığında -yani kalabalık bir şekilde üzerinize geldiği zaman- onlara ok atınız, uzakta iken oklarınızı atmayıp yanınızda tutunuz."
Bize Muhammed b. Abdurrahim, ona Ebu Ahmed ez-Zübeyrî, ona Abdurrahman b. Ğasîl, ona Hamza b. Ebu Üseyd ve Münzir b. Ebu Üseyd, onlara da Ebu Üseyd (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Hz. Peygamber (sav) Bedir günü bize "Düşmanlar size yaklaştığında -yani kalabalık bir şekilde üzerinize geldiği zaman- onlara ok atınız, uzakta iken oklarınızı atmayıp yanınızda tutunuz."
Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona Zührî (T); Bize İsmail, ona kardeşi (Süleyman b. Ebu Üveys), Muhammed b. Ebu Atîk, ona İbn Şihâb, ona Übeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud, ona İbn Abbas (r.anhuma), ona da Hz. Peygamber (sav) ile birlikte Bedir'e katılmış olan ve onun yakın hizmetinde bulunan sahabi Ebu Talha'nın (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"İçinde köpek ve suret bulunan hiçbir eve melekler girmez"
İbn Abbas der ki: Rasulullah (sav), ruhu bulunan canlıların heykellerini kast etmiştir.