11734 Kayıt Bulundu.
Bize Abbas b. Osman ed-Dimeşkî ve Osman b. İsmail ed-Dimeşkî, o ikisine Velid b. Müslim, ona Şeybe b. Ahnef, ona Ebu Sellâm el-Esved, ona Ebu Salih el-Eş'arî, ona Ebu Abdullah el-Eş'arî, ona da Halid b. Velid, Yezid b. Ebu Süfyan, Şürahbîl b. Hasene ve Amr b. el-Âs Hz. Peygamber'den (sav) şöyle duyduklarını aktarmışlardır: Abdesti tam alınız. Yıkanmadığı için ateşin dokunacağı topuklara yazıklar olsun.
Açıklama: Abdullah b. Amr bir yolculuk sırasında namazı yetiştirmek için acele ederek ve mesh edercesine az su kullanarak abdest aldıkları sırada, Hz. Peygamberin kendilerini gördüğünü ve ses tonunu yükselterek bu ifadeyi kullandığını belirtmektedir. Buhârî, İlim, 30; Müslim, Tahâret, 26.
Bize Abdullah b. Ebu Şeybe, ona Yezid, ona Süleym b. Hayyân, ona Said b. Mînâ', ona da Câbir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir:
Nebî (sav), Necâşî Ashame için (gıyabi cenaze namazı) kıldırdı. Namazda dört defa tekbir aldı.
Abdussamed, bu rivayete mütabaatta bulunmuştur.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdüssamed b. Abdülvâris arasında inkıta vardır.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb (T); Yine bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Ka'b b. Malik, ona, görme yeteneğini kaybettiği zaman (babası) Ka'b'a rehber (oğlu) Abdullah b. Ka'b, ona da Ka'b b. Malik, Hz. Peygamber (sav) ile birlikte Tebûk seferine katılamadığı zamanki hadisi uzun uzadıya rivayet etmiştir.
İbn Bukeyr Ka'b b. Malik'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ant olsun ki ben İslâm Dini üzerinde olacağımıza dair Hz. Peygamber'le (sav), sözleştiğimiz Akabe gecesinde bulundum. Her ne kadar Bedir, insanlar arasında Akabe'den daha çok zikrediliyor ise de ben Akabe'de hazır bulunmayı Bedir'de hazır bulunmaya tercih ederim.
Açıklama: Hadisin tam metni için B004418 numaralı hadise bakılabilir.
Bana Zekeriyyâ b. Yahya, ona Ebu Usâme, ona Hişam b. Urve, ona da babası (Urve b. Zübeyir) şöyle rivayet etmiştir:
Abdullah b. Zübeyir'e Mekke'de iken gebe kalan Esma (r.anha) şöyle der: Gebelik süresini tamamlamış olarak çıktım Medine'ye geldim ve Kuba'da konakladım. Bu sırada Abdullah'ı Kuba'da doğurdum, Rasulullah'a getirip kucağına koydum. Rasulullah bir kuru hurma istedi ve çiğneyip çocuğun ağzına koydu. Böylece çocuğun karnına giren ilk şey Rasulullah'ın tükürüğü oldu. daha sonra onu hurma ile tahnik etti ve dua ederek ona bereket diledi. Abdullah İslamiyet'te (Medine'de) doğan ilk çocuk oldu.
Hâlid b. Mahled aynı hadisi Ali b. Mushir'den, o da Hişâm'dan, o da babası Urve'den, o da Esma'dan rivayet ederek Zekeriya b. Yahya'ya mutâbaat etmiştir. Bu rivayette “Esma (r.anha), Hz. Peygamber'in (sav) yanına gebe olarak hicret etti” ifadesi vardır.
v
Açıklama: Tahnîk terim olarak “ağızda yumuşatılan hurmanın veya bal gibi tatlı bir maddenin yeni doğmuş ve henüz süt emmeye başlamamış bebeğin damağına sürülmesi” demektir. İslâm’dan önce de uygulanan tahnîk Hz. Peygamber tarafından onaylandığı ve bizzat uygulandığı için müstehap kabul edilmiştir. (Zekeriya Güler, "Tahnik" DİA, 39:416) Rivayet muallaktır; Buhari ile Halid b. Mahled arasında inkıta vardır.
Bize Ali b. Abdullah, ona Velîd b. Müslim, ona Evzâî (T); yine bize Muhammed b. Yusuf, ona Evzâî, ona Zührî, ona Atâ b. Yezîd el-Leysî, ona da Ebu Saîd el-Hudrî (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Bir bedevî, Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve hicret hakkında sordu. Hz. Peygamber (sav) ona "sakın hicrete kalkışma. Çünkü hicret işi çok çetindir. Senin develerin var mı?" buyurdu. Bedevî: “evet var” dedi. Hz. Peygamber (sav) "onların zekâtını veriyor musun?" dedi. Bedevî “Evet veriyorum” dedi. Hz. Peygamber (sav) "sütünden faydalansın diye başkalarına deveni bağışlıyor musun?" dedi. Bedevi “Evet” dedi. Hz. Peygamber (sav) "Develerin sulamaya götürdüğün gün oradaki fakirlere sütlerinden sağıp içiriyor musun?" dedi. Bedevi “Evet içiririm” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Öyle ise sen şehir dışında çalış. Hiç şüphesiz Allah senin işinden hiç bir şey eksik bırakmaz" buyurdu.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Yusuf arasında inkıta vardır.
Bana Abdullah b. Muhammed, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir, ona Übeydullah b. Adiy (T) Yine Bişr b. Şuayb, ona babası (Şuayb b. Ebu Hamza), ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir, ona da Übeydullah b. Adiy b. Hiyâr şöyle demiştir:
Ben Osman'ın huzuruna girdim. Osman kelime-i şahadeti söyledikten sonra şöyle dedi "Bundan sonra hiç şüphesiz Allah, Muhammed'i (sav) hak din ile gönderdi. Ben de Allah'a ve Rasulü'nün davetine uyan ve Muhammed (sav) ile gönderilen esaslara iman edenlerden oldum. Sonra iki kere hicret ettim. Rasulullah'ın damadı olma şerefine eriştim ve kendisine biat ettim. Allah'a yemin ederim ki, Yüce Allah O'nu vefat ettirinceye kadar ben O'na asi de olmadım, O'nu aldatmadım da.
Râvî Şuayb'e, İshâk el-Kelbî mutâbaat edip, “Zührî bana bunun benzerini rivayet etti” demiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İshak b. Yahya arasında inkıta vardır.
Bize Abdullah b. Ebu Şeybe, ona Ebu Usâme, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyir) ve Fâtıma bt. Munzir, onlara da Esmâ (r.anha) şöyle rivayet etmiştir:
Ben Peygamber (sav) ile Ebu Bekir için Medine'ye gitmek istedikleri zaman bir azık çıkını hazırladım. Babama “çıkının ağzını bağlayacak, kuşağımdan başka bir şey bulamıyorum” dedim. Babam da “kuşağını ikiye böl” dedi.
Ben de öyle yaptım ve bundan dolayı "zâtu'n-nıtâkayn - İki kuşaklı" diye isimlendirildim.
Bana Abdullah b. Muhammed, ona Hişâm, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir, ona Übeydullah b. Adiy (T) Yine Bişr b. Şuayb, ona babası (Şuayb b. Ebu Hamza), ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir, ona da Übeydullah b. Adiy b. Hiyâr şöyle demiştir:
Ben Osman'ın huzuruna girdim. Osman kelime-i şahadeti söyledikten sonra şöyle dedi "Bundan sonra hiç şüphesiz Allah, Muhammed'i (sav) hak din ile gönderdi. Ben de Allah'a ve Rasulü'nün davetine uyan ve Muhammed (sav) ile gönderilen esaslara iman edenlerden oldum. Sonra iki kere hicret ettim. Rasulullah'ın damadı olma şerefine eriştim ve kendisine biat ettim. Allah'a yemin ederim ki, Yüce Allah O'nu vefat ettirinceye kadar ben O'na asi de olmadım, O'nu aldatmadım da.
Râvî Şuayb'e, İshâk el-Kelbî mutâbaat edip, “Zührî bana bunun benzerini rivayet etti” demiştir.
Açıklama: Buhari ve Müslim'in şartlarına göre sahihtir.
Açıklama: Rivayet muallaktır. Ebu Seleme Musa b. İsmail ile Buhari arasında inkıta vardır.